Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/5304 Esas 2020/2356 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/5304
Karar No: 2020/2356
Karar Tarihi: 04.06.2020

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/5304 Esas 2020/2356 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bir kişinin silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan ceza aldığına dair bir Ceza Dairesi kararı incelenmiştir. Temyiz talebi reddedilmiş ve yargılama sürecinde usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği, iddia ve savunmaların eksiksiz olarak sergilendiği ve vicdani kanının doğru şekilde oluştuğu sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi, TCK'nın 62, 53, 58/9, 63 ve 5271 sayılı CMK'nın 280/1-e, 290/1 ve 302/1 maddeleri kullanılmıştır.
16. Ceza Dairesi         2019/5304 E.  ,  2020/2356 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi,
    TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkûmiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Tanık olarak dinlenmedikleri halde sosyal medya haber yorumları ve ihbar tutanakları muhtevasının delil olarak kabul edilmeyeceğinin gözetilmemesi sair deliller ve dosya kapsamına göre sonuca etkili görülmemiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin, 5271 sayılı CMK"nın 280/1-e maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken, kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinde İlk Derece Mahkemesince belirlenen cezanın 10 yıldan 7 yıl 6 ay hapis cezasına indirilmesi hukuka aykırı ise de; anılan uygulamanın sanık lehine olması ve aleyhe temyiz de bulunmaması hususları gözetilerek CMK"nın 290/1 maddesindeki emredici düzenleme kapsamında değerlendirilen iş bu hukuka aykırılık bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Isparta 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.