Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/4979
Karar No: 2021/8000
Karar Tarihi: 09.06.2021

Danıştay 6. Daire 2021/4979 Esas 2021/8000 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/4979
Karar No : 2021/8000

DAVACILAR : … Mirasçıları; 1- … 2- … 3- …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … Bakanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Taşınır kültür ve tabiat varlıkları koleksiyonculuğu yapan ve daha önce izin belgesi iptal edilen davacının yeniden koleksiyon izin belgesi düzenlenmesi için Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne yapmış olduğu başvurusunun süresinde cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedilmiş sayılmasına ilişkin işlem ile söz konusu başvurunun reddedilmesinin nedeni olabileceği belirtilen 23/03/2010 günlü, 27539 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Koruması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin" 15. maddesinin 5. fıkrasındaki "...koleksiyon izin belgesi iptal edilenler, hiçbir şekilde yeni bir kültür ve tabiat varlığı edinemezler ve yeniden koleksiyon izin belgesi alamazlar." ibaresinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Davacının mevcut koleksiyon izin belgesinin davalı Bakanlıkça 2011 yılında iptal edilmiş olması nedeniyle söz konusu belgenin yeniden alınabilmesi için Korunması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin ilgili hükümleri uyarınca gerekli olan bilgi ve belgelerin hazırlanması suretiyle Çanakkale Kültür ve Turizm İl Müdürlüğüne başvuruda bulunulmuş olmasına rağmen, 21/06/2016 evrak kayıt tarihli başvurusunun 60 günlük yasal cevap verme süresi içinde cevaplandırılmadığı, süresinde cevaplanmaması nedeniyle reddedilmiş sayılan başvurusunun reddi gerekçesinin anılan Yönetmeliğin 15. maddesinin 4. fıkrasında yer almakta iken 15/03/2014 tarih ve 28942 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan değişiklikle aynı maddenin 5. fıkrası olarak teselsül ettirilen, "...koleksiyon izin belgesi iptal edilenler, hiçbir şekilde yeni bir kültür ve tabiat varlığı edinemezler ve yeniden koleksiyon izin belgesi alamazlar." düzenlemesinden kaynaklandığı, iptali talep edilen hükmün cezai nitelikte ve hak sınırlandırıcı özellikte olması nedeniyle Yönetmelikle düzenlenmesinin, Anayasanın temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin 15. maddesine, suç ve cezalara ilişkin esasların düzenlendiği 38. maddesine aykırılık teşkil ettiği, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasının ve cezalandırmaya ilişkin düzenlemelerin ancak Kanunla yapılabileceği, davaya konu Yönetmelik hükmünün, söz konusu Yönetmeliğin Kanuni dayanağı olan 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 24, 26 ve 30. maddelerine de aykırı olduğu, şöyle ki anılan Kanun hükümlerinde koleksiyon izin belgesi iptal edilenlerin sürekli olarak bu haktan mahrum edileceklerinin düzenlenmediği, dolayısıyla, Kanunla düzenlenmeyen bir hususun ikincil bir düzenleyici işlemle getirilemeyeceği belirtilerek dava konusu işlemin ve belirtilen Yönetmelik hükmünün hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI :
... Bakanlığı tarafından, davacının 2008 yılında 2863 sayılı Kanun kapsamına giren tarihi eserlerle yakalanmasından ötürü ... Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla suçunun sabit görülerek hakkında mahkumiyet hükmünün verildiği, Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 15. maddesi uyarınca koleksiyon izin belgesinin … tarih ve … sayılı işlemle iptal edildiği, bu işleme karşı açılan davada … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği ve bu kararın, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 10/04/2014 tarih ve E:2012/7122, K:2014/4506 sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, Anayasanın 63. maddesi ve 2863 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca korunması zorunlu ve Devlet Malı niteliğindeki kültür varlıklarına ilişkin her türlü idari tedbirin alınmasının ve söz konusu varlıklara yönelik bir suç durumunun oluşmasının engellenmesini sağlayacak tedbirlerin alınmasının Bakanlıklarının görev ve sorumluluğunda olduğu, söz konusu kültür ve tabiat varlıklarının ehil ve faaliyete uygun kişilerce yürütülmesinin büyük önem arz ettiği, iptali talep edilen Yönetmeliğin 15. maddesinin 5. fıkrasının ise belirtilen hususların teminini sağladığı, dolayısıyla hukuka aykırı bir yönünün bulunmadığı, kaldı ki belgenin iptaline ya da söz konusu hüküm doğrultusunda yapılacak olumsuz işlemlere karşı yargı yolunun açık olduğu savunulmuştur.
Çanakkale Valiliği tarafından, davacının koleksiyon izin belgesinin iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı Bakanlık işlemine karşı açtığı davanın reddedilerek kesinleştiği, yeniden söz konusu belgenin verilmesi amacıyla yapılan başvurunun ise Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 15. maddesinin 5. fıkrası uyarınca yerinde görülmediği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ :
Dairemizce verilen davanın reddine ilişkin kararın İdari Dava Daireleri Kurulunun 28/01/2021 tarihli, E:2020/1643, K:2021/130 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dava konusu işlemin ve 23/03/2010 günlü, 27539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Koruması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin" 15. maddesinin 5. fıkrasının iptali gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI … DÜŞÜNCESİ :
Dava; Taşınır kültür ve tabiat varlıkları koleksiyonculuğu yapan ve daha önce izin belgesi iptal edilen davacının Koleksiyon İzin Belgesi verilmesi için yeniden yaptığı başvurusunun Çanakkale Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün süresinde cevap verilmeyerek reddedilmiş sayılmasına dair işlemi ile 23.03.2010 günlü, 27539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Koruması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin" 15. maddesinin 5. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
T.C. Anayasası'nın 124.maddesinde; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilecekleri kurala bağlanmıştır.
T.C. Anayasası'nın 63. maddesinde, "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.
Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir." hükmü yer almıştır.
Anayasanın bu hükmü ile tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması görevi Devlet'e verilmiştir.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 4. maddesi, Devletin koruma görevi ile ilgili olarak taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları bulanların, malik oldukları veya kullandıkları arazinin içinde kültür ve tabiat varlığı bulunduğunu bilenlerin veya yeni haberdar olan malik ve zilyetlerin, bunu en geç üç gün içinde, en yakın müze müdürlüğüne veya köyde muhtara veya diğer yerlerde mülki idare amirlerine bildirme zorunluluğu getirmiştir.
Anılan Yasa'nın 5.maddesinde, Devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmaz mallar ile özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda varlığı bilinen veya ileride meydana çıkacak olan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının Devlet malı niteliğinde olduğu öngörülmüştür.
Yönetim ve gözetim başlıklı 24. maddesinde, Devlet malı niteliğini taşıyan korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının Devlet elinde ve müzelerde bulundurulması ve bunların korunup değerlendirilmelerinin Devlete ait olduğu hükme bağlanmıştır.
Aynı Yasanın 25.maddesinde ise; 4.maddeye göre Kültür Bakanlığına bildirilen taşınır kültür ve tabiat varlıkları ile 23.maddede belirlenen korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının Kültür Bakanlığı tarafından bilimsel esaslara göre tasnif ve tescile tabi tutulacakları, bunlardan Devlet Müzelerinde bulunması gerekli görülenlerin usulüne uygun olarak müzelere alınacakları, tasnif ve tescil dışı bırakılan ve müzelere alınması gerekli görülmeyenlerin, sahiplerine bir belge ile iade olunacakları, belge ile iade olunan kültür varlıkları üzerinde, sahiplerinin her türlü tasarrufta bulunabilecekleri belirtilmiş olup, anılan madde korunması gerekli kültür varlığı bulundurmayı belge esasına bağlamıştır.
Müze, Özel Müze ve Koleksiyonculuk başlıklı 26. maddesinde ise, gerçek ve Tüzel Kişilerce kurulacak müzelerin, Kültür Bakanlığı'nın izin belgesinde belirlenen konu alanlarına inhisar etmek şartı ile taşınır kültür varlığı bulundurabilecekleri ve teşhir edebilecekleri, bu müzelerin de taşınır kültür varlıklarının korunması hususunda Devlet müzeleri statüsünde oldukları. Gerçek ve tüzel kişilerin, Kültür Bakanlığınca verilecek izin belgesiyle korunması gerekli taşınır kültür varlıklarından oluşan koleksiyonlar meydana getirebilecekleri, Koleksiyoncuların faaliyetlerini Kültür Bakanlığı'na bildirmek ve yönetmelik gereğince, taşınır kültür varlıklarını envanter defterine kaydetmek zorunda oldukları, koleksiyoncuların, ilgili müzeye tescil ettirerek, koleksiyonlarındaki her türlü eseri onbeş gün önce Kültür ve Turizm Bakanlığına haber vermek şartı ile kendi aralarında değiştirebilecekleri veya satabilecekleri, satın almada önceliğin Kültür ve Turizm Bakanlığına ait olduğu kurala bağlanmıştır.
Haber verme zorunluluğu başlıklı 30. maddesinde de Kamu kurumu ve kuruluşları (Belediyeler ve il özel idareleri dahil), vakıflar, gerçek ve tüzelkişilerin satacakları eşya ve terekeler arasında bulunan veya yapacakları müzayedelerdeki satışlara konu olan taşınır kültür ve tabiat varlıkları ile koleksiyonları, önce Devlet müzelerine haber vermeye ve göstermeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.
2863 sayılı Yasanın 24, 26 ve 30. maddeleri gereğince korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarına sahip olanlar ile koleksiyoncuların uymaları zorunlu esasları ve bunların gözetim ve denetimi ilkelerini belirlemek amacıyla hazırlanan Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmelik 23.03.2010 günlü, 27530 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
15/04/2014 tarihli ve 28942 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan "Koruması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair Yönetmeliğin" 1. maddesindeki "23/3/2010 tarihli ve 27530 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve dördüncü fıkra olarak aşağıdaki fıkra eklenerek diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir." hükmü nedeniyle anılan Yönetmeliğin "Koleksiyon izin belgesi;" başlıklı 15. maddesinin eski 4. yeni 5. fıkrasında " 14 üncü madde hükümleri hariç olmak üzere koleksiyon izin belgesi iptal edilenler, hiçbir şekilde yeni bir kültür ve tabiat varlığı edinemezler ve yeniden koleksiyon izin belgesi alamazlar." hükmü öngörülmüş olup, davacı tarafından bu düzenlemenin Anayasa ve Kanunlarda tanınan hakların kısıtlanması sonucunu doğurduğu ileri sürülerek iptali istenilmiştir.
Davalı idarece, davacının koleksiyon izin belgesinin, koleksiyonculuk mevzuatına aykırı hareket ettiğinin tespit edilmesi nedeniyle iptal edildiği ve konuyla ilgili yargılamada da adı geçenin 2863 sayılı Yasaya muhalefet ettiği sabit bulunarak mahkum olduğu, bu nedenle Koruması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin" 15. maddesinin 5. Fıkrasındaki hüküm karşısında yeniden koleksiyon izin belgesi edinme talebinin yasal karşılığının bulunmadığı savunulmuştur.
Bu itibarla; Taşınır kültür ve tabiat varlıkları koleksiyonculuğu yapan ve daha önce izin belgesi iptal edilen davacının Koleksiyon İzin Belgesi verilmesi için yeniden yaptığı başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, 2863 sayılı Yasa'nın 26. maddesindeki "koleksiyoncular faaliyetlerini Kültür Bakanlığı'na bildirmek ve yönetmelik gereğince, taşınır kültür varlıklarını envanter defterine kaydetmek zorundadırlar" kuralı karşısında anılan düzenlemede hukuka aykırı bir yön görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, davanın reddi yolunda verilen Danıştay Altıncı Dairesinin 28/11/2019 tarih ve E:2019/2479, K:2019/12548 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 28/01/2021 tarih ve E:2020/1643, K:2021/130 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacının taşınır kültür ve tabiat varlığı koleksiyonculuğu faaliyetinde bulunabilmesi için gerekli olan koleksiyon izin belgesi, 2008 yılında emniyet güçlerince yapılan denetimde izinsiz kültür varlığı bulundurduğunun tespit edilmesi ve aynı zamanda suç teşkil eden bu eyleminin, ... Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla da sabit görülmesi ve bu kararın kesinleşmesi üzerine, davalı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 15. maddesinin 1/a ve 5. fıkraları uyarınca … tarih ve … sayılı işlemle iptal edilmiş, bu işleme karşı açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 10/04/2014 tarih ve E:2012/7122, K:2014/4506 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.
Koleksiyon izin belgesi iptal edilen davacı tarafından yeniden söz konusu belgenin verilmesi için davalı Çanakkale Valiliğine başvurulmuş ve bu başvuru süresi içinde cevaplanmayarak zımnen reddedilmiştir.
Bunun üzerine, sözü edilen işlemin ve bunun dayanağı olduğu belirtilen 23/03/2010 günlü, 27539 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin" 15. maddesinin 4. fıkrasında yer almakta iken 15.03.2014 tarih ve 28942 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan değişiklikle aynı maddenin 5. fıkrası olarak teselsül ettirilen hükmündeki "...koleksiyon izin belgesi iptal edilenler, hiçbir şekilde yeni bir kültür ve tabiat varlığı edinemezler ve yeniden koleksiyon izin belgesi alamazlar." ibaresinin iptali istenmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Mülkiyet hakkı" başlıklı 35. maddesinde, "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."; "Suç ve cezalara ilişkin esaslar" başlıklı 38. maddesinde, "...Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur..."; "Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması" başlıklı 63. maddesinde ise; "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır. Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun "Devlet malı niteliği" başlıklı 5. maddesinde, "Devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar ile özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzelkişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda varlığı bilinen veya ileride meydana çıkacak olan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları Devlet malı niteliğindedir. Özel nitelikleri dolayısıyla ayrı statüye tabi tutulan mazbut ve mülhak vakıf malları bu hükmün dışındadır."; "Yönetim ve gözetim" başlıklı 24. maddesinde, "Devlet malı niteliğini taşıyan korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının Devlet elinde ve müzelerde bulundurulması ve bunların korunup değerlendirilmeleri Devlete aittir. Bu gibi varlıklardan gerçek ve tüzelkişilerin ellerinde bulunanlar, değeri ödenerek Bakanlık tarafından satın alınabilir..."; "Müze, özel müze ve koleksiyonculuk" başlıklı 26. maddesinde, "...Gerçek ve tüzelkişiler, Kültür ve Turizm Bakanlığınca verilecek izin belgesiyle korunması gerekli taşınır kültür varlıklarından oluşan koleksiyonlar meydana getirebilirler. Koleksiyoncular faaliyetlerini, Kültür ve Turizm Bakanlığına bildirmek ve yönetmelik gereğince, taşınır kültür varlıklarını envanter defterine kaydetmek zorundadırlar. Koleksiyoncular, ilgili müzeye tescil ettirerek, koleksiyonlarındaki her türlü eseri onbeş gün önce Kültür ve Turizm Bakanlığına haber vermek şartı ile kendi aralarında değiştirebilir veya satabilirler. Satın almada öncelik Kültür ve Turizm Bakanlığına aittir."; "Haber verme zorunluluğu" başlıklı 30. maddesinde ise, "Kamu kurumu ve kuruluşları (Belediyeler ve il özel idareleri dahil, vakıflar, gerçek ve tüzelkişiler satacakları eşya ve terekeler arasında bulunan veya yapacakları müzayedelerdeki satışlara konu olan taşınır kültür ve tabiat varlıkları ile koleksiyonları, önce Devlet müzelerine haber vermeye ve göstermeye mecburdurlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı, kültür ve tabiat varlıklarından meydana getirilen koleksiyonları kuracağı komisyonun takdir edeceği bedel üzerinden satın alabilir. Bunlardan hazineye intikal etmiş olup da müze koleksiyonlarına girmesi lüzumlu görülenler, Devlet Ayniyat Yönetmeliği hükümlerine göre Kültür ve Turizm Bakanlığına devrolunurlar..." hükmüne yer verilmiştir.
23/03/2010 tarih ve 27530 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkındaki Yönetmeliğin 1. maddesinde, "Bu Yönetmeliğin amacı, korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarına sahip olanlar ile koleksiyoncuların uymaları zorunlu usul ve esaslar ile bunların gözetim ve denetim ilkelerini belirlemektir."; 3. maddesinde, "Bu Yönetmelik, 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 24 üncü, 26 ncı ve 30 uncu maddeleri gereğince hazırlanmıştır." kuralına yer verilmiş ve anılan Yönetmeliğin "Koleksiyon izin belgesinin iptali" başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasında; söz konusu belgenin iptali nedenleri düzenlenmiş olup, 5. fıkrasında ise; "14 üncü madde hükümleri hariç olmak üzere koleksiyon izin belgesi iptal edilenler, hiçbir şekilde yeni bir kültür ve tabiat varlığı edinemezler ve yeniden koleksiyon izin belgesi alamazlar." şeklinde düzenleme getirilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu uyuşmazlıkta, koleksiyonculuk izin belgesi iptal edilen davacının, kendisine taşınır kültür ve tabiat varlığı niteliğindeki eserlerin mülkiyetinin kazanımını sağlayacak olan yeni bir koleksiyonculuk izin belgesinin verilmesi yönündeki talebinin zımnen reddi işleminin gerekçesinin, dava konusu Yönetmelikte düzenlenen usul ve esaslar olduğu iddia edilmekte ve bunun da mülkiyet hakkına müdahale niteliğinde olduğu ileri sürülmektedir.
Öncelikle, Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının kapsam ve niteliğinin ortaya konulması gerekmektedir.
Mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır. Bu bağlamda, mülk olarak değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku bulunmayan menkul ve gayrimenkul mallar ile bunların üzerinde tesis edilen sınırlı ayni haklar ve fikrî hakların yanı sıra icrası kabil olan her türlü alacak da mülkiyet hakkının kapsamına dâhildir.
Anayasa'nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkı; mevcut mal, mülk ve varlıkları koruyan bir güvencedir. Bir kişinin hâlihazırda sahibi olmadığı bir mülkün mülkiyetini kazanma hakkı Anayasayla korunan mülkiyet kavramı içinde değildir. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki, Anayasa'nın 35. maddesi, soyut bir temele dayalı olarak mülkiyete erişmeyi ve mülkiyeti edinmeyi değil, doğrudan mülkiyet hakkını güvence altına almaktadır.
Ancak, hem 2863 sayılı Kanun hükümleri hem de anılan Kanun uyarınca çıkarılan dava konusu Yönetmelik düzenlemesi incelendiğinde; koleksiyon izin belgesinin devredilemediği ve ekonomik bir alışverişe konu olamadığı görülmektedir. Nitekim dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesinde; koleksiyonculuk yapan şahsın ölümü halinde koleksiyonun mirasçılarına intikal edeceği, ancak, mirasçıların koleksiyonculuğa devam etmek istemeleri durumunda, dava konusu Yönetmelik esaslarına göre yeniden koleksiyon izin belgesi almaları gerektiği belirtilmiştir.
Dolayısıyla, devredilmesi ve intikali mümkün olmadığı anlaşılan koleksiyon izin belgesi ekonomik bir değer ifa etmediğinden, Anayasa'nın 35. maddesi anlamında mülk teşkil etmemekle birlikte, koleksiyon izin belgesi iptal edilenler, dava konusu Yönetmelik gereğince yeni bir kültür ve tabiat varlığı edinemeyeceklerinden veya satın alamayacaklarından, bu durum esas itibarıyla mülke erişmeyi sınırlamaktadır.
Öte yandan, dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinde; koleksiyon sahiplerinin ilgili müzeye tescil ettirmek kaydıyla koleksiyonundaki her türlü eseri kendi aralarında değiştirebileceği veya satabileceği, 10. maddesinde ise; koleksiyonerin ölümü hâlinde koleksiyonun mirasçılarına intikal edeceği düzenlenmiştir. Dolayısıyla, davacının koleksiyonundaki taşınır kültür ve tabiat varlıklarının belirli koşullar dâhilinde değiştirilebilmesi veya satılabilmesi mümkün olduğu gibi intikali de mümkündür. Bu durumda ekonomik bir değer ifade ettiği anlaşılan söz konusu koleksiyonun davacı açısından Anayasa'nın 35. maddesi anlamında mülk teşkil ettiği kuşkusuzdur.
Koleksiyon izin belgesinin kamu makamlarınca iptal edilmesi durumunda, dava konusu Yönetmeliğin 15. maddesinde bulunan; "2863 sayılı Kanun'un 26. maddesi gereğince verilen koleksiyon izin belgesi iptal edilenler, iptal işleminin müze müdürlüğünce tebliği tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde koleksiyon izin belgesini, envanter defterlerini ve envantere kayıtlı veya henüz kayıt işlemi tamamlanmamış tüm kültür ve tabiat varlıklarını denetimi altında bulundukları müze müdürlüğüne teslim ederler." şeklindeki düzenleme gereğince, koleksiyon izin belgesi iptal edilenlerin, koleksiyonlarında bulunan eserlerin müzeye devredilmesi zorunludur.
Dolayısıyla, söz konusu koleksiyon izin belgesinin iptalinin mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği açıktır. Mülkiyet hakkına yapılan bir müdahalenin ise Anayasa'nın 35. maddesinde öngörülen koşullara uygun olması zorunludur. Bunun için de mülkiyet hakkına yapılacak müdahalelerin, ulaşılabilir, belirli ve öngörülebilir bir kanuni temelinin bulunması gerekmektedir.
Davacı tarafından ileri sürülen diğer bir iddia ise, mülkiyetin kazanımını sağlayan koleksiyon izin belgesinin kaybedilmesine bağlanan ağır sonuçlar (mülkiyet hakkına erişimin engellenmesi gibi) göz önünde bulundurulduğunda, bunun, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbiri niteliğinde olduğu ve Anayasa'nın 38. maddesi hükmü gereğince, ancak kanunla düzenlenmesi gerekirken, yönetmelikle düzenlenmesinin de hukuka aykırı olduğu hususudur.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun konuyu düzenleyen "Müze, özel müze ve koleksiyonculuk" başlıklı 26. maddesinde; konuya ilişkin birtakım usul ve esaslar düzenlenmekle birlikte, ne koleksiyon izin belgesinin edinimine, ne de anılan belgenin kaybedilmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmediği gibi, anılan belgenin kaybedilmesine bağlanacak sonuçlar bakımından da herhangi bir düzenleme getirilmediği, tüm bu hususların yönetmelikle düzenleneceğine ilişkin kurallar getirildiği görülmektedir.
Oysa, kültür ve tabiat varlıklarının envantere kaydedilmesi zorunluluğu, 2863 sayılı Kanunun 30. maddesinde açık olarak düzenlenmiş olup, bu yaptırıma uyulmamasının aynı Kanunun 73. maddesine göre suç teşkil ettiği, üç aydan bir yıla kadar hapis ve adli para cezası gerektirdiği hüküm altına alınmıştır.
Ancak, koleksiyon izin belgesinin iptalini gerektiren hususlar anılan Kanunda düzenlenmemiştir. Buna göre, koleksiyon izin belgesinin iptalinin Kanun gereği mümkün olduğu kabul edilse dahi, hangi koşullarda iptal edileceği ve sonuçları açık olarak Kanunla düzenlenmediği gibi en azından çerçevesi Kanunla çizilerek konu hakkında idareye düzenleyici işlem yapma yetkisi de verilmemiştir. Bu kapsamda, izin belgesi iptal edilen koleksiyoncuya ait koleksiyon ürünlerinin akıbetinin ne olacağı da Kanunla düzenlenmemiştir.
Davacının koleksiyon izin belgesine istinaden oluşturduğu koleksiyonunun, Kanun gereği satışı ve intikali mümkün olup, davacı açısından önemli bir ekonomik değer ifade ettiği için mülk oluşturduğu dikkate alındığında, koleksiyon izin belgesinin iptali ve bu iptale bağlanan sonuçların, mülkiyet hakkının korunmasının bir gereği olarak en azından genel çerçevesi belirlenecek biçimde şeklî anlamda kanunla düzenlenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde mülkiyet hakkının konusunu teşkil eden koleksiyon ürünlerinin edinimine ve devrine yol açan koleksiyon izin belgesinin iptali durumunda, koleksiyon ile ilgili olarak ne gibi bir işlem yapılacağı kanunla açıklığa kavuşturulmamış olur.
Bu durumda, davacının koleksiyon izin belgesinin iptal edilmesi nedeniyle kendisine yeniden bu belgenin verilmemesi yönündeki dava konusu Yönetmelik kuralı nedeniyle davacının bu yolla edineceği mülkiyet hakkına sınırlama getirildiği, bunun da, bir tür ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbiri niteliğinde olduğu ve ancak kanunla düzenlenebilecekken, bu konudaki düzenlemenin Yönetmelikle yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davacının yeniden koleksiyon izin belgesi düzenlenmesi için Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne yapmış olduğu başvurusunun süresinde cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedilmiş sayılmasına ilişkin işlem ile söz konusu başvurunun reddedilmesinin dayanağı olan 23/03/2010 günlü, 27539 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Koruması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin" 15. maddesinin 5. fıkrasındaki "...koleksiyon izin belgesi iptal edilenler, hiçbir şekilde yeni bir kültür ve tabiat varlığı edinemezler ve yeniden koleksiyon izin belgesi alamazlar." ibaresi hukuka aykırıdır.
Öte yandan; davacının yeniden adına koleksiyon izin belgesi düzenlenmesi talebiyle idareye yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin bakılmakta olan dava ile iptaline karar verilmiş olmasının, idarece 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesi uyarınca yargı kararının gereğinin yerine getirilmesi aşamasında, davacının mirasçıları adına doğrudan koleksiyon izin belgesinin düzenlenmesi sonucunu doğurmayacağının kabulü gerekmektedir. Bununla birlikte, mirasçılar tarafından söz konusu belgenin adlarına düzenlenmesi için idareye başvurabileceği, idarenin de mevzuat çerçevesinde talebi değerlendirebileceği tabiidir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 23/03/2010 günlü, 27539 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Koruması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin" 15. maddesinin 5. fıkrasındaki "...koleksiyon izin belgesi iptal edilenler, hiçbir şekilde yeni bir kültür ve tabiat varlığı edinemezler ve yeniden koleksiyon izin belgesi alamazlar." ibaresinin İPTALİNE,
2. Yeniden koleksiyon izin belgesi düzenlenmesi için Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne yapmış olduğu başvurusunun süresinde cevap verilmemek suretiyle zımnen reddine ilişkin işlemin İPTALİNE,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacılara verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …- TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacılara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 09/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi