3. Hukuk Dairesi 2020/4878 E. , 2020/6216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, “Ispartakule” adlı projeden 12 numaralı bağımsız bölümü 24.09.2007 tarihli sözleşme ile satın aldığını, konutun kendisine geç teslim edildiğini ve ayrıca teslimden sonra kendi konutu ve ortak yerler ile ilgili ayıpların ortaya çıktığını, taşınmazda değer kaybına sebep olan ayıp ve eksiklikler ile geç teslim nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000,00 TL" nin davalılardan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, 15.000,00 TLsının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 27/03/2014 günlü, 2013/6189E, 2014/9008K sayılı ilamı ile; “----- sosyal tesislerin yapılmamış olması, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Ancak gerek keşiften sonra gerekse temyiz aşamasında sosyal donatı alanlarındaki eksikliklerin tamamlandığı yönünde dosyaya belge ve resimlerin sunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu sosyal tesislerin, davalılar tarafından yapılarak ve eksiklikleri giderilerek proje tamamlanmış ise bu yönden dava konusuz kalacağından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ve dava tarihi itibariyle davalıların davanın açılmasına sebebiyet verdikleri dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalıların sorumlu olduğuna karar verilmesi, halen sosyal tesislerden yapımına devam edilenler var ise, davacının bu tesislerden yararlanmamasından doğan somut zararının olup olmadığının tespiti ile somut zararının tespiti
halinde bu zarara hükmedilmesi ile şayet bu zamana kadar yapılmayan ve bundan sonrada yapılmayacağı kesinleşen sosyal tesisler var ise, bunlardan dolayı davacının uğradığı zararın nisbi metoda göre hesaplanarak hüküm kurulması gerekir. Ancak mahkemece bu hususlarda bir değerlendirme yapılmamıştır.
Ayrıca, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda; Davacı alıcı tarafından gerek teslimden önce gerekse teslimden sonra belirttiği ayıpların, açık yada gizli ayıp olup olmadığı, bu ayıpların giderilmiş olup olmadığı, dava dilekçesinde belirtilen ayıpların niteliğinin ne olduğu, “açık ayıp” ve “gizli ayıp” yönünden yasal süresi içinde ayıp ihbarından bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği ve açık ayıp yönünden değer düşüklüğü hesabında nisbi metot yöntemi uygulanması gerekirken denetime esas olmayacak şekilde nesafet indirimi uygulandığı ayrıca bilirkişi tarafından asansör ile ilgili talep yönünden uzman bilirkişiden ayrıca rapor alınması gerektiği belirtilmesine rağmen bu eksiklik giderilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece, az yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen hususlarda alanında uzman kişilerden oluşturulacak yeni bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde keşif yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken değinilen bu hususlar göz ardı edilerek, eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. ...” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma kararları tarafları yönünden usulü kazanılmış hak oluşturur. Hükmüne uyulan bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmesi zorunlu olup, Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ve bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış ise de; bozma ilamında alanında uzman kişilerden oluşturulacak yeni bilirkişi heyeti marifetiyle rapor alınması hususu belirtilmiş olmasına rağmen, bozma ilamından önce rapor alınmış olan eski bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak değinilen bu hususlar göz ardı edilerek, yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır
O halde mahkemece; dosyanın önceki bilirkişiler dışında seçilecek konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdii ile emsal kararlar da göz önüne alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken değinilen bu hususlar göz ardı edilerek, eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenlerine göre, temyiz eden davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.