9. Hukuk Dairesi 2010/42638 E. , 2013/5608 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmanın kuruluşundan bu yana hem ortağı hem de çalışanı olduğunu, 2006 yılının son dönemlerinde davalı firma tarafından dışlandığını, alması gereken ücretin ödenmediğini, davacının diğer kurucu ortak ve öğretmenler gibi 25 TL saat ücreti üzerinden çalıştığını, bu rakamın bir ek ders ücreti olmadığını, çalışanların maaşının verdikleri ders sayısı üzerinden parça başı olarak hesaplandığını, yönetimin bu fiili gerçeğe rağmen gerek ... gerekse Milli Eğitim Bakanlığına karşı bulunacağı bildirimlere temel oluşturmak üzere bazı uygulamalar yaptığını, tüm öğretmenlere bazı sözleşmeler imzalatıldığını ve ilgili kurumlara düşük rakamlar bildirildiğini, aksini kabulün mümkün olmadığını, zira kalifiye bir öğretmeni haftada 20 saat asgari ücret benzeri bir rakama çalıştırmanın hayat gerçeğiyle uyuşmayacağını, davacının Ağustos-Aralık 2006 dönemi boyunca verdiği 275 saat ders ücretinden çok az bir kısmını alabildiğini iddia ederek ücret alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı işyerinin ortaklarından olduğunu, ayrıca ders saati olarak ücret ödeneceğine dair sözleşme bulunmadığını, davacının işyeri ortaklığından kaynaklanan tüm hak ve alacakları ile aylık ücretlerinin tamamını aldığını, ders saati ücreti adı altında herhangi bir alacağı bulunmadığını, ne davacı ne de diğer çalışanlarla aylık ücret dışında ders saati ücreti adı altında bir ödeme yapılacağına ilişkin bir anlaşma ve işyeri uygulaması bulunduğunu, bir an için aksi düşünülse bile davacının talep ettiği 2006 yılı Ağustos ve Aralık aylarına ait ders saati ücretlerini hak etmediğini, nitekim 2006 yılı Ağustos ve Eylül aylarının ortalarına kadar işyerinde eğitim yapılmadığını, eğitim olmayan dönemde ders saati ücretinin de söz konusu olmayacağını, 2006 Eylül ayından sonra da davacının derslere girmeyerek işyerini zor durumda bıraktığını, 15.11.2006 itibariyle de işyerinden ayrılarak ...’ya yaşlılık aylığı talebinde bulunduğunu, 01.12.2006 itibariyle emekli olduğunu, davacının 15.11.2006 tarihinden sonra işyerinde herhangi bir çalışmasının olmadığını, 2,5 aylık bir eğitim süresi olan bu sürede 275 saat ders yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaldı ki yapılan derslerin çoğuna da katılmadığını savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının ders ücretinin 6,25 TL olmasının olağan olmadığı, işverenin banka işlemlerinde kullanılmak üzere düzenlediği belgelerde belirtilen ders ücretinin 25,00 TL"ye denk geliyor olması nedeniyle işverenin kendi muvazaasına dayanarak hak talebinde bulunamayacağı, bu nedenle davacının ders ücretinin 25,00 TL olarak kabul edilmesi gerektiği kanısına varıldığı, davacının işverene gönderdiği dilekçe ve ihtarnamelere göre 21.11.2006 tarihine kadar girdiği ve ücretini alamadığı ders sayısının 216 olmasına işverenin ihtarnameleri cevapsız bırakarak itiraz etmediği, 21.11.2006 tarihinden sonra da davacının derslere girmeğe devam ettiği, sadece istirahatli olduğu 29.11.2006-08.12.2006 ve 28.12.2006-29.12.2006 tarihleri arasında derslere girmediğine ilişkin bildirimlerin yapıldığı, 21.11.2006 tarihinden sonra da girdiği derslerin ücretinin ödendiğini gösterir herhangi bir belgenin bulunmadığı, işverenin yaptığı ödemeleri ispatlayamaması ve davacının da 20.07.2010 tarihli yeminli beyanında 275 saatlik ders ücretini alamadığını belirtmiş olması durumları bir arada ele alındığında davacının 275 saatlik ders ücretinin hüküm altına alınması gerektiği kanısına varılarak dava ve ıslah dilekçelerinde alacağa faiz yürütülmesi isteminin olmaması durumu dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
D) Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
İspat yükü davacıda olup, mahkemece HUMK’nun 355 vd. maddelerinde öngörülen resen yemin teklifiyle sonuca gidilmiş ise de, resen yaptırılan yeminin davalıya yöneltilmesi gerektiği gözetilmeden davacı tarafa yöneltilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.