15. Hukuk Dairesi 2016/502 E. , 2017/2465 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini ifadan kaçınan yükleniciye, iş sahibinin verdiği çekleri kötü niyetle devraldığı iddia olunan ciranta tarafından yapılan icra takibi sonunda icra tehdidi altında ödenen çek bedellerinin istirdadı isteminden ibaret olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında 30.05.2011 tarihinde imzalanan sözleşme ile davacının .... No:2 ....l adresindeki konut inşaatı binasının dış cephe ısı yalıtımı kaba sıva alçı sıva, söve, fuga ve boya işlerinin 264.340,00 TL bedelle yapımının kararlaştırıldığını, sözleşme uyarınca nakden 24.340,00 TL peşin ödendikten sonra iş bedeline karşılık yükleniciye bazı çekler verildiğini, iş bedelinin 140.000,00 TL"lik kısmının da Fazlı Ulucan’a ait bir dairenin kredi borcuyla birlikte devri yoluyla ödeneceğini, davalı yüklenici şirketin nakit ödeme ve çekleri aldıktan sonra Umraniye 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2012/62 Değişik iş tesbit raporuna göre işin %10"unu yapıp terkettiğini, çeklerden 18.07.2012 keşide tarihli 7.330,00 TL"lik olanı tahsil ettiğini, diğer çeklerden 22.09.2012 keşideli 13.000,00 TL ve 25.09.2012 keşideli 50.000,00 TL bedelli olan iki çeki muvazaalı olarak diğer davalı ...’ya ciro ettiğini, Derviş’in de bu çekleri Kadıköy 3. İcra Müdürlüğü"nün 2012/20864 ve 20866 Esas nolu dosyalarında takibe koyduğunu, bu çeklerin icra tehdidiyle ödendiğini, ciranta davalı ile yüklenici arasında hiç bir ticari ilişkinin bulunmadığını, devrin mahkemece verilmiş tedbir kararını işletmemek için, tamamen müvekkilini zarara sokma kasdıyla, kötü niyetle yapıldığını, mutlak butlanla muallel olan bu işlemin iptâliyle borçsuzluğun tesbitini, icra tehdidiyle ödenen 71.000,00 TL"nin faiziyle birlikte davalı ...’dan istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket tebligata rağmen duruşmalara gelmemiş cevap da vermemiş, davalı ... cevabında çekleri arkadaşı vesilesiyle tanıştığı şirketten, bedellerini ödeyerek arkadaşının hatırı için devraldığını, aslında şirkete ödünç para verdğini kötü niyetin söz konusu olmadığını savunmuştur.
Davacı iş sahibi ile davalı yüklenici şirket arasında imzalandığı belirtilen 30.05.2011 tarihli sözleşme adi yazılı olup davalı yüklenici duruşmalara katılmamıştır. Bu durumda davalı şirketin davanın reddini savunduğu kabul edilmelidir. Davacı 31.05.2012 tarihli çeklerin verildiğine dair tahsilat makbuzunu ibraz etmiştir. Mahkemece özellikle sözleşme ve tahsilat makbuzu altındaki imza ve içerikleri yönünden davalı yüklenici isticvap edilip bunun sonucunda akdi ilişkinin varlığı ve çeklerin yükleniciye verildiği kabul edilecek olursa, hazır bulunan taraflar ve davacıya; iddiaya göre yüklenicinin ayrılmasından sonra sözleşme konusu işin terk edildiği halde durup durmadığı sorularak, aynı durumda bulunuyorsa uzman bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif yapılarak; mevcut haliyle duruyor ve tamamlattırılmamış ya da yapılan imalâtlar kaldırılmış ise dosya kapsamındaki deliller ve davacının yaptırdığı delil tesbitinde saptanmış olgular göz önünde tutularak, sözleşme fiyatlarıyla yüklenicinin gerçekleştirmiş olduğu imalât bedeli hesaplattırılıp, davacı tarafça nakit ödeme ile 7.330,00 TL"lik çekin ödendiği ileri sürülmesine rağmen yasal delillerle ispatlanmadığından takip dayanağı çeklerin ne kadarlık miktarının bedelsiz kaldığı değerlendirilmelidir. Yüklenici ve davalı yetkili hamil ...’nın cevap dilekçesi ve savunmalarına göre, Derviş’in davalı yüklenicinin durumunu, çeklerin bedelsiz kaldığını bildiği ya da bilecek durumda olduğundan her iki davalı hakkında bedelsiz kalan kısım yönünden borçlu bulunulmadığının tesbitine ve buna göre hesaplanacak fazla ödemenin her iki davalıdan müştereken ve müteseslsilen tahsiline karar verilmesi gerekir. Mahkemece her iki davalı yönünden davanın reddi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.