6. Ceza Dairesi 2015/878 E. , 2018/209 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, kasten yaralama, 6136 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 23/02/2015 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
İddianamede sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ..."a yönelik yağma suçundan kamu davası açıldığı halde bu mağdurlar yönünden hüküm kurulmadığı anlaşılmış ise de; zamanaşımı süresi içinde karar verilmesi olanaklı görülmüştür.
I-Sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelemesinde,
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesiyle 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan hükmedilen adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından "ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına" tümcesinin çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık hakkında yakınan ..."e yönelik tehdit, kasten yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Oluş ve dosya içeriğine göre; olay günü sanığın yakınanların içinde bulunduğu otomobilin önünü kesip silah tehdidi ile otodan indirerek yakınan Olcay"ı tenha bir yere çektikten sonra başına silah dayayarak tabanca kabzası ile darp edip yakınan Olcay"ın 900.-TL parası ile Nokia marka cep telefonunu zorla aldığı olayda; sanığın, yakınandan 6.000.-TL alacağı bulunduğuna dair beyanı ve dosya içerisinde mevcut sanığın annesi.....olaydan 1 yıl önce 01.09.2008"de yakınan Olcay"a 6.000.-TL para gönderdiğine ilişkin PTT havalesi mahkemece yakınan Olcay"dan sorulduğunda; yakınanın 20.04.2010 günlü oturumda; "Benim sanık ..."e 6.000.-TL borcum falan yoktur, ancak Cengiz ve Mehmet isimli bir arkadaşı Diyarbakır"dan bir araç kiralamışlar, Ankara"da motor yakmış, daha sonra İstanbul"a araç gelmiş, bu aracı Diyarbakır"a götürecek kimse yok, şoför olarak götürürmüsün diye Azat lakaplı Cengiz"in kardeşi..... söyledi, ben de o arabayı götürdüm, Diyarbakır"da kiralanan yere bıraktım, ancak kiralama yerinde 6.000.-TL hesap çıkarıldı. Bunun üzerine dekontunu gösterdiğiniz havaleyi Diyarbakır"a benim adıma gönderdiler, ben de araç kirasını ödedim, onun dışında bir alacak verecek ilişkim olmadı dedi. Devamla olaydan sonra da şikayetçi olmamam yönünden tehdit aldım, anlattığım olaylar tamamı ile doğrudur" şeklindeki beyanı karşısında; yakınanın beyanı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 22/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.