22. Hukuk Dairesi 2014/2827 E. , 2015/19977 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı-karşı davalı, cezai şart ve tazminat alacağının ödetilmesine, davalı-karşı davacı ise, icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, asıl davayı red, karşı davayı kabul etmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-karşı davalı vekili, dava dilekçesinde, müvekkili işverene ait iş yerinde çalışan davalı işçinin iş sözleşmesinin devam ettiği süreçte, rekabet yasağına aykırılık teşkil eden eylemler gerçekleştirdiğini ileri sürerek, cezai şart ve tazminat alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiş; birleşen davaya cevabında, işçinin ücretlerinin ödendiğini ileri sürerek birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı-karşı davacı vekili, asıl davaya cevabında, müvekkili işçinin rekabet yasağına aykırı bir eylemi olmadığını, kaldı ki rekabet yasağına ilişkin sözleşme ve taahhütname hükümlerinin geçersiz olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddini savunmuş; birleşen davada, müvekkilinin aylık ücret alacaklarının ödenmemesi üzerine işveren aleyhine icra takibi yapıldığını, icra takibinin haksız itiraz üzerine durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptaliyle takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Asıl dava ve karşı dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlükte olduğu tarihte açılmıştır.
6100 sayılı Kanun"un, 240. maddesinde tanık listesi sunulması hususundan, 243. maddesinde ise, tanık listesi için kesin süre verilmesi hususundan bahsedilmekle birlikte, tanık listesi sunulması için kesin sürenin hangi aşamada verileceğine ilişkin, kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, Kanun"un 140/1. ve 320/2. maddelerinde, ön inceleme aşamasında tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tek tek tespit edilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Uyuşmazlık konularının tespit edilmesinden önceki bir aşamada, tarafların tanık listesi sunmalarını beklemek doğru değildir. Bu halde, tanık deliline dayanmış ve fakat tanık listesi sunmamış tarafa, tanık listesi sunması için kesin sürenin ön inceleme sonunda verilmesi gereklidir. Tensip zaptında bu yönde verilen kesin süre hukuki sonuç doğurmayacaktır.
Somut olayda, asıl dava yönünden, gerek dava dilekçesinde gerekse cevap dilekçesinde, tanık deliline dayanılmış olmasına göre, mahkemece ön inceleme aşamasının sonunda taraflara tanık listelerini sunmak üzere kesin süre verilmesi gerekirken, bu yönde bir işlem tesis edilmeden tanık dinletme taleplerinin kabul edilmemesi hatalıdır. Asıl davanın davalısı olan işçi vekili, 07.12.2012 tarihli dilekçeyle asıl dava bakımından tanık listesini sunmuş olup, tanıkları dinlenilmelidir. Davacı (işveren) vekiline ise, tanık listesini sunmak üzere kesin süre verilmelidir.
Birleşen dava yönünden de, her iki taraf, tanık deliline dayanmış olup, mahkemece taraflara tanık listelerini sunmak üzere ön inceleme aşamasının sonunda kesin süre verilmeden yargılamaya devam edilerek hüküm tesisi hatalı olmuştur. Özellikle ileri sürülen irade fesadı iddiası yönünden bildirilmesi halinde taraf tanıklarının dinlenilmesi neticeye etkili olacaktır. Anılan sebeple, birleşen dava bakımından, her iki tarafa da tanık listesini sunmak üzere kesin süre verilerek, neticeye göre işlem tesis edilmelidir.
Sair yönlerin incelemesine şimdilik yer olmadığına,
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.