12. Hukuk Dairesi 2016/25201 E. , 2016/20146 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu şirketin, ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, on günlük süre içerisinde satış bedelinin tamamlanmadığı ve satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu gerekçeleri ile ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması zorunludur.
Somut olayda, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı takipte, talimat yoluyla taşınmazın satış işlemlerinin yapıldığı, talimat icra müdürlüğünce, takip talebinde gösterilen “Karlıktepe Mah. Atatürk Cad. N:7 .../...” adresine çıkarılan satış ilanı tebligatının, 13.01.2014 tarihinde muhatap adresten ayrılmış olduğundan bahisle tebliğ edilemeden iade edilmesi üzerine, aynı adrese gönderilen satış ilanının 22.01.2014 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir.
Takip dosyasında bulunan ... Ticaret Sicil Müdürlüğü"nün 20.01.2014 tarihli yazı cevabında, borçlu şirketin müseccel adresinin; “Karlıktepe Mah. Atatürk Cad. N:7 .../...” olduğu bildirilmiştir.
Bu durumda, borçlu şirketin, tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle ticaret sicilinde kayıtlı adresine Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi aynı maddenin 4.fıkrası hükmü uyarınca usulüne uygundur.
Öte yandan; İİK"nun 133/1.maddesinde; “Taşınmaz kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet içerisinde parayı vermezse, ihale kararı icra müdürü tarafından kaldırılarak, teminat akçesi, alıcının ikinci fıkra gereğince mesul bulunduğu meblağa mahsup edilmek üzere alıkonulur” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu durumda, ihaleyi fesih yetkisi, münhasıran icra müdürüne ait olup, icra mahkemesince bu nedenle ihalenin feshine karar verilemez. İhale bedelinin süresinde yatırılmaması nedeniyle ihalenin kaldırılması talebinin, icra müdürlüğüne yapılması gerekmekte olup, icra müdürünün bu talep üzerine vereceği ret veya kabul kararı, icra mahkemesinde şikayet konusu yapılabilir. İcra mahkemesi şikayeti kabul ederse, icra müdürlüğüne ihalenin kaldırılmasına karar vermesini emreder. İİK.nun 133. maddesi uyarınca yapılan şikayetler, İİK."nun 134. maddesi uyarınca ihalenin feshi nedenlerinden değildir.
O halde mahkemece, başkaca fesih nedeni de bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeler ile şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.