16. Hukuk Dairesi 2020/2928 E. , 2020/2978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan eski 128 ada 22 parsel sayılı 1.770,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1.383,27 metrekare yüzölçümlü olarak; yine 128 ada 23 parsel sayılı 3.717,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1.927,64 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı Hazine, uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı bulunan 128 ada 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümünün azaldığını ileri sürerek ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda 128 ada 22 parsel yönünden açılan davanın reddine, 128 ada 23 parsel yönünden açılan davanın kısmen kabulüne, “dava konusu 128 ada 22 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişinin 29.12.2015 tarihli ek bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 46,04 metrekarelik bölümün, parselin yüzölçümünden düşülerek parselin 1.337,23 metrekare yüzölçümlü olarak tutanağının olağan yoldan kesinleştirilerek tapu kütüğüne aktarılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine, 128 ada 23 parsel sayılı taşınmaza, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 46,04 metrekarelik bölümün eklenmek suretiyle, parselin 1.973,68 metrekare yüzölçümlü olarak tutanağının olağan yoldan kesinleştirilerek tapu kütüğüne aktarılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine” karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dava konusu taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar teknik bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, teknik bilirkişiden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Teknik bilirkişiden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için teknik bilirkişiden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise dava konusu taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Teknik bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda mahkemece, dava konusu taşınmazlara ait tesis kadastrosu ölçü krokisi, tesis ve uygulama kadastrosuna ait hesap cetvelleri, ölçü cetvelleri, ada raporu ve hava fotoğrafları getirtilerek dosya arasına alınmamış; teknik bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazların tesis kadastro paftası ile uygulama kadastro paftasının çakıştırılmadığı, davacı adına kayıtlı taşınmazların yüzölçümlerinde oluşan miktar farklılığının hangi hatadan kaynaklandığı da açıklanmadığı halde söz konusu rapor hükme esas alınmış, rapor denetime elverişli olmadığı ve dava konusu taşınmazların yüzölçümündeki eksikliğin hangi sebepten veya hangi parselden/taşınmazdan kaynaklandığı belirlenmediği için yöntemince taraf teşkili de sağlanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle, belirtilen eksik belgeler ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına alınmalı, bundan sonra harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak denetime elverişli rapor alınmalı, dava konusu taşınmazların yüzölçümündeki azalmanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi ve bu madde uyarınca yürürlüğe giren "Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilindeki Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik" hükümlerine aykırı olduğu belirlendiği takdirde, uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindeki bu davada, komşu parsel maliklerinin, tescil harici taşınmazlar yönünden ise ilgili tüzel kişilerin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde yöntemince taraf teşkili sağlandıktan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, dava konusu taşınmazların uygulama kadastrosu tespit tutanakları dava açılmakla itirazlı hale geldiği ve mahkemece yapılan yargılama sonunda, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu doğrultusunda düzeltme yapılmasına karar verildiği halde, hüküm yerinde taşınmazların bilirkişi raporu doğrultusunda tesciline karar verilmesi gerekirken, olağan yoldan kesinleştirilerek tapu kütüğüne aktarılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmiş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.