Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1683
Karar No: 2018/1308
Karar Tarihi: 04.07.2018

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1683 Esas 2018/1308 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1683 E.  ,  2018/1308 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “kurum zararına dayalı maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.07.2012 gün ve 2007/666 E., 2012/272 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 13.11.2013 gün ve 2012/17667 E., 2013/17579 K. sayılı kararı ile,
    "...Dosya kapsamından, alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı, tarafların iddia ve savunmalarını karşılamadığı, hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde, tahsil edilebilir kurum zararının doğup doğmadığı ve davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığı hususunda denetime ve hüküm kurmaya elverişli yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmalı ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Bu hususun gözetilmemiş olması kararın bozulmasını gerektirmiştir...."
    gerekçesiyle oy çokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, kurum zararından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili İzmir"in Aliağa ilçesinde kurulu dava dışı... ...ye ait ark ocağı ve haddehane tesislerine elektrik sağlamak üzere mülga TEAŞ ile adı geçen şirket arasında enerji satışı anlaşması imzalandığını, Ege Metal Demir ...nin 1997-1999 yılları arasındaki enerji tüketiminden kaynaklanan faturaya bağlanmış borçlarını ödemediğini, toplam 29.923.777,79 YTL alacağın tahsili için 26.02.2001 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını ve firmanın enerjisinin kesildiğini, ancak borçlu firmanın talebi üzerine İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.02.2001 tarih ve 2001/612 D. İş sayılı kararı ile enerjinin kesilmesine dair kararın tedbiren durdurulmasına ve kesilmiş bulunan enerjinin ihtiyati tedbir yoluyla açılmasına karar verildiğini, borçlu firmanın İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı menfi tespit davasının reddine karar verildiğini, firmanın temyizi üzerine kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesince onandığını, hâlen karar düzeltme incelemesinin devam ettiğini, diğer yandan borçlu firmanın itirazı üzerine duran takibin devamı için Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan itirazın iptali davasında menfi tespit davasındaki kararın kesinleşmesi beklendiği için alacağın henüz tahsil edilemediğini, davalar devam ederken TEAŞ’ın 05.02.2001 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile üçe bölündüğünü ve 4628 sayılı Kanun’un 2. maddesinin (d) fıkrasının 1. bendindeki hüküm gereğince müvekkili kurumun TEAŞ’ın yasal halefi olduğunu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenen 21.01.2002 tarihli soruşturma raporunda borçlu firmanın Mayıs 1997 ve Kasım 1999 dönemleri arasında ödemediği elektrik faturalarını tahsil etmeyen ve firmanın elektriğinin kesilmesi yönünde gerekli girişimlerde bulunmayan personelin mali yönden sorumlu olduğunun belirtildiğini, sorumlu personel tarafından firmanın elektriğinin kesilmesi ve faturaların tahsili için gerekli işlemlerin yapılması ve Yönetmelikteki yaptırımların uygulanması hâlinde bu kadar büyük miktardaki zararın oluşmayacağını, görevlerini yerine getirmeyen davalıların zarardan sorumlu olduklarını, 12.03.2007 tarihi itibari ile hesaplanan toplam 140.432.952,89 TL kurum zararından her bir davalının görev süreleri dikkate alınarak sorumluluk miktarlarının belirlendiğini ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 140.432.952,89 TL zararın tamamından ...’ün ve ...’nin, 5.281.652,46 TL’sinden ...’ın, 105.623.354,83 TL’sinden ...’nun, 32.965.754,91 TL’sinden ...’in, 135.151.300,43 TL’sinden ...’nın, 29.527.945,60 TL’sinden ...’in sorumlu olmak üzere 12.03.2007 tarihinden itibaren işleyecek gecikme zammı, KDV’si ve yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekilleri ayrı ayrı, alacağın tahsili için açılan itirazın iptali davası devam ettiğinden doğmuş bir zarar bulunmadığını, enerjinin kesilmesinde Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin 50-d maddesi uyarınca yetkinin Bakanlığa ait olduğunu, enerjisi kesilen firmanın başvurusu üzerine Bakanlıktan ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nden gönderilen yazı üzerine Protokol imzalanarak enerjinin açıldığını, firmanın protokole rağmen borcu ödememesi üzerine enerjinin kesilerek icra takibi başlatıldığını ancak ihtiyati tedbir kararıyla kesilen enerjinin yeniden verildiğini belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
    Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda bilirkişi kurulunun düzenlediği raporda süreç anlatıldıktan sonra haksız fiil sorumluluğunun şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda takdirin mahkemeye bırakıldığı, davalıların savunmalarında belirttikleri enerjinin kesilmesi için Bakanlık olurunun gerektiğine dair yönetmelik değişikliğinin 13.07.1999’da yürürlüğe girdiği, davanın 1997-1999 yılları arasındaki borca ilişkin olduğu gözetildiğinde ancak 13.07.1999’dan sonraki enerji kesilmesi girişimleri yönünden dikkate alınabileceği, borçlu firmanın aldığı ihtiyati tedbir kararının menfi tespit davasının sonuçlanmasına kadar devam ettiği, bu dönem içerisinde enerjinin kesilmemesi nedeniyle davalıların sorumlu tutulamayacağı, enerjinin kesilmesinin tahsilat anlamında davacıya katkısı olmayacağı, olsa olsa yönetmelik hükümlerine göre enerjinin kesilmesi gereken tarih ile sonraki dönemde verilen enerjinin bedelinin ödenmemesinden kaynaklanan zarardan söz edilebileceği, Ege Metal ...nin Cumhurbaşkanlığına yaptığı başvuru üzerine Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinden gönderilen yazı üzerine borçlu firma ile taksitlendirme konusunda protokol yapıldığı, ancak firmanın protokol hükümlerini ihlal ettiği, bunun üzerine Bakanlıkça yönetmeliğin 50/a maddesine göre işlem yapılmasının uygun görüldüğü, toplanan delillerden davalıların Ege Metal ...nin enerjisini kasıtlı olarak kesmeyerek kurumu zarara uğrattıklarının iddia ve ispat edilmediği, yazışmalar ve mahkemece verilen tedbir kararı gözetildiğinde bu yönde kasıtları bulunmadığı sonucuna varıldığı, öte yandan kusurlu davranış olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği yönünde yapılan irdelemede de dosyaya yansıyan gerek kurum içi gerek Bakanlık ile olan yazışmalar, tesisin niteliği gereği yazışmalara gösterilen özen ile mahkemenin tedbir kararı ve dava konusu faturalara ilişkin süreç içerisinde kısmi tahsilat yapılmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davalıların bir kusurunun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece önceki karardaki gerekçeler tekrar edilerek ve ilk kararda rapordan farklı nitelendirmeler ve gerekçelere yer verildiği, dosyaya yansıyan gerek kurum içi gerek Bakanlık ile yapılan yazışmalar, tesisin niteliği gereği yazışmalara gösterilen özen, mahkemece verilen tedbir kararı, dava konusu faturalara ilişkin süreç içerisinde kısmen tahsilat yapılmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davalıların bir kusuru olmadığı kanısına varıldığı için yeni rapora gerek görülmediği, kusura ilişkin yapılan hukuki değerlendirme çerçevesinde de zararın tutarı yönünde rapor alınmasının gereksiz görüldüğü belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yerel mahkemece alınan bilirkişi raporunda sorumluluk şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda takdirin mahkemeye bırakılmış olması ve mahkemece yapılan hukuki değerlendirme sonucunda davalıların kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması karşısında kurum zararının doğup doğmadığı ve davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığı hususunda yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümüne geçilmeden önce, konuya ilişkin yasal düzenleme ve ilkelerin ortaya konulmasında yarar vardır:
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller” başlıklı 266. maddesinde;
    “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.”
    hükmü yer almaktadır.
    Buna göre genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konular ile hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin, hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişi oy ve görüşünü alması gerekmektedir.
    Somut olayda dava dışı Ege Metal Demir A.Ş. ile mülga TEAŞ arasında imzalanan enerji satışı anlaşması gereğince adı geçen şirkete ait ark ocağı ve haddehane tesislerine elektrik sağlandığı, ancak Ege Metal Demir ...nin 1997-1999 yılları arasındaki enerji tüketiminden kaynaklanan borçlarını ödemediği, toplam 29.923.777,79 YTL’ye ulaşan kurum alacağının tahsili için 26.02.2001 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı ve firmanın enerjisinin kesildiği, ancak borçlu firmanın talebi üzerine İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince 23.02.2001 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince kesilmiş bulunan enerjinin açıldığı, borçlu firmanın itirazı üzerine duran takibin devamı için davacı kurumca açılan itirazın iptali davasında, borçlu firmanın açtığı menfi tespit davasındaki kararın kesinleşmesi bekletici mesele yapıldığı için alacağın tahsilinin sağlanamadığı anlaşılmaktadır.
    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenen 21.01.2002 tarihli soruşturma raporunda borçlu firmanın Mayıs 1997 ve Kasım 1999 dönemleri arasında ödemediği elektrik faturalarını tahsil etmeyen ve firmanın elektriğinin kesilmesi yönünde gerekli girişimlerde bulunmayan personelin mali yönden sorumlu olduğunun belirtilmesi ve alınan Bakan oluru üzerine açılan eldeki davada davacı kurum tarafından görevlerini yerine getirmeyen davalıların zarardan sorumlu oldukları iddiasıyla 12.03.2007 tarihi itibari ile hesaplanan toplam 140.432.952,89 TL kurum zararının davalılar tarafından görev süreleri ile orantılı olarak tazmin edilmesi istenmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sırasında toplanan deliller üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda dava konusu faturaların tahsili ve enerji kesilmesine ilişkin yazışmaların incelenmesinden ve devam eden davaların yargılama sürecinin açıklanmasından sonra haksız fiil sorumluluğunun şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda takdirin mahkemeye bırakıldığı belirtilmiştir.
    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca çıkarılan 09.11.1995 tarihli (Mülga) Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin “Borcunu Zamanında Ödemeyen Abone” başlıklı 50. maddesinin (d) bendinde “Elektrik enerjilerinin kesilmesi sonucunda; telafisi mümkün olmayan zararlara uğrayabilecek olması nedeniyle, ark ocakları, endüksiyon ocakları ve yüksek fırınlarla çalışan entegre demir çelik tesisleri, ayrıca askeri tesisler ile hastanelerin elektrik enerjisi kesilmeden önce Bakanlığın teyidi alınır. Ancak gecikmeden dolayı faiz uygulamasına ilişkin teşekkül veya şirket hakları saklıdır.” şeklinde yapılan değişiklik 13.07.1999 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
    Davalıların savunmalarında dayandıkları ve enerjinin kesilmesi için Bakanlığın teyidi gerektiğine ilişkin bu yönetmelik değişikliğinin yürürlüğe girdiği 13.07.1999 tarihinden sonraki enerji kesilmesi girişimleri yönünden dikkate alınabileceği hususu yerel mahkemenin de kabulündedir.
    Her ne kadar yerel mahkemece yapılan hukuki değerlendirme sonucu davalıların kusuru olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilmiş ve kararın Özel Daire tarafından bozulması üzerine aynı gerekçelerle önceki kararda direnilmiş ise de, mahkemenin, kurumun zarara uğramasında davalıların kusurunun bulunmadığı yönündeki kanaatine dayanak olarak belirttiği yazışmalar, mahkeme kararları ve kısmi tahsilat yapılması gibi hususların tamamının 1999 yılı ve sonrasına ilişkin olduğu görülmektedir.
    Eldeki davanın konusu olan ve davalıların sorumlu olduğu iddia edilen kurum zararının, dava dışı Ege Metal Demir ...nin Mayıs 1997 ve Kasım 1999 dönemleri arasında ödemediği elektrik faturalarına ilişkin olduğu anlaşıldığına göre, kurum zararının doğup doğmadığı ve davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığının tespiti açısından, belirtilen dönem içerisinde söz konusu faturaların 29.923.777,79 YTL’ye ulaşmasına kadar geçen sürede davalıların görevleri itibariyle üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirip getirmedikleri, faturaların tahsili için veya firmanın enerjisinin kesilmesi için gerekli girişimlerde bulunup bulunmadıkları hususlarının tespiti önem arz etmektedir.
    Ancak belirtilen hususlarda bilirkişi kurulu tarafından yapılmış bir inceleme veya tespit bulunmadığı, bu yönüyle bilirkişi raporunun yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
    Şu durumda, kurum zararının doğup doğmadığı ve davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığı hususunda yeni bir bilirkişi kurulundan yukarıda açıklanan olguları yansıtacak biçimde, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
    Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacı ... Taahhüt A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Geçici 3. maddeye göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.07.2018 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi