23. Ceza Dairesi Esas No: 2015/10901 Karar No: 2016/11133 Karar Tarihi: 26.12.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/10901 Esas 2016/11133 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıklar Ümit ve diğer sanığın katılanlara \"doğudan altın getirdiği ve satmak istediği\" konusunda yalan söyleyerek, katılanların güvenini kazanıp 390 bin TL karşılığında altın sattıkları ve sanık diğer sanıkla birlikte müştekileri dolandırdıkları iddia edilen bir olayda, mahkeme sanık Ümit'i delil yetersizliği nedeniyle beraat ettirdi. Ancak diğer sanıkların suç vasfına ve sübutuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmediğini ve dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, TCK'nın 157/1, 52/4 ve 53/1. maddeleri uyarınca diğer sanıklara 2'şer yıl 6'şar ay hapis cezası, hak yoksunluğu ve 2.400'er TL adli para cezası verildi. Kanun maddeleri açıklamaları mümkün olmadığından eklenecek açıklamalar yapılmamaktadır.
23. Ceza Dairesi 2015/10901 E. , 2016/11133 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : ... için beraat, ... ve ... için, TCK"nın 157/1, 52/4 ve 53/1. maddeleri uyarınca 2"şer yıl 6"şar ay hapis cezası, hak yoksunluğu, 2.400"er TL adli para cezası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanların ortak olup kuyumculuk işi yaptıkları, sanık ..."ın da bu piyasada iş yapması nedeniyle ara sıra birlikte iş yaptıkları, sanıklar Ümit ve ....’un katılanlara giderek .... isimli şahsın güvenilir bir şahıs olup doğudan altın getirdiğini ve satmak istediğini, fiyatının uygun olduğunu söylediği, katılanların da sanık ... ve ....’a güvenerek altını almaya karar verdikleri, altının bedeli olan 390 bin TL"yi bir çantaya koyarak sanık ... ile birlikte ...."ın evine almaya gittikleri, evin önünde beklediğini söyleyen ...."ın altını evden getireceğini söyleyip para çantasını önceden teslim aldığı ve apartmana girerek arka kapıdan sanık ... ile kaybolduğu, sonradan .... isimli şahsın gerçek kimliğinin ... olduğunun anlaşıldığı, sanık ..."in de sanki müştekilerin yanında yer alıyormuş gibi yaparak aslında .... ile birlikte kurdukları plan gereği müştekileri dolandırdıkları iddia edilen olayda; Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre sanık ..."ın suça iştirak ettiğine dair delil yetersizliği nedeniyle beraatine, diğer sanıkların ise mahkemenin suç vasfına ve sübuta yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Katılanlar vekili ve sanıklar müdafiilerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-) 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu düzenlemenin sanıklar lehine olması karşısında; söz konusu kanun değişikliğine göre, sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2-) Kabule göre de; TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekili ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.