
Esas No: 2014/1658
Karar No: 2014/2218
Karar Tarihi: 11.02.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/1658 Esas 2014/2218 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ... Başkanlığı ile davalılar ..., ... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
2-5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. Maddesi olup, maddedeki “....sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün, Anayasa Mahkemesince 23.11.2006 tarih ve 2003/10 Esas 2006/106 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağının, ilk peşin değerin kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunması ve tazminat hesabının bu şekilde yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, Kurumun, sigortalı veya hak sahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda; Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönünün de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmadır.
Davaya konu somut olayda; hak sahiplerinden Yasemin ve Selçuk’un gelirlerinin kesildiği ve fiili ödeme yapıldığı, fiili ödeme ile ilişkin olduğu gelirin ilk peşin sermaye değerinin karşılaştırılması sonucu, fiili ödeme miktarının ilk peşin değerden düşük olmasına nedeniyle, fiili ödeme miktarının esas alınmasının gerekmesine göre; davacı Kurumun isteyebileceği fiili ödeme ve gelirlerin toplamının 76.960,94TL olduğu, bunun
%75 kusur karşılığının 57.720,71 TL olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, hak sahipleri ... ve ... yönünden ilk peşin değer esas alınmak suretiyle fazla rücu alacağının hüküm altına alınmış olması,
3-Harçlar Kanunu’nun 8. maddesindeki, “Bir hükmün bozulmasını müteakip verilecek hükümlerden yeni bir hüküm gibi karar ve ilam harcı alınır ve bozulan hükümden evvel alınmış olan karar ve ilam harcı, müteakip hükme ait harçtan mahsup olunur.” düzenlemesi gözetilmeksizin, bozma konusu ilk karara atıf sonucu eksik harca karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1, 2, 3, 4 numaralı bentlerinin silinerek yerine
“1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 57.720,71 TL"nin gelirler yönünden gelir bağlama onay, fiili ödemeler yönünden ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı kuruma verilmesine,
2-Mahkememizce daha önce verilen ilam tarihi itibariyle davacı tarafından yapılan 997,00 TL yargılama gideri ile, yine davacı tarafça dosyanın temyiz aşamasında ve bozma ilamından sonra yapılan 24 adet tebligat gideri olarak 177,00 TL, Yargıtay ve bilirkişiye dosya gidiş dönüş posta ücreti olarak 83,00 TL, bilirkişi ücreti havale masrafı olarak 32,00 TL, bilirkişi ücreti olarak 1.395,00 TL olmak üzere toplam 2.684,00 TL’den kabul ve red oranı dikkate alınarak takdiren 2.633,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 6599,28-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 440,00 TL vekalet ücretinin kendisini vekille temsil ettiren davalılar ...’e verilmesine
4-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.942,90 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, bozma konusu yapılan ilk karar nedeniyle yatırılan karar ve ilam harcı miktarının mahsubuna,”cümlelerinin yazılmasına, ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan .. ..."ten alınmasına, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.