10. Ceza Dairesi 2020/313 E. , 2020/810 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, 21/01/2020 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ...’ın mahkûmiyetine dair...Ağır Ceza Mahkemesinin 15/10/2015 tarihli ve 2015/113 esas, 2015/124 sayılı kararı ile yine aynı Mahkemenin 15/10/2015 tarihli ve 2015/128 esas, 2015/125 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/01/2020 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 13/09/2012 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle düzenlenen 23/11/2012 tarihli iddianameyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda,...Ağır Ceza Mahkemesinin 08/10/2013 tarihli ve 2012/204 esas, 2013/156 sayılı kararıyla TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği,
Bu kararın infazı sırasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin ihlal edildiğinin bildirilmesi üzerine, Mahkemece yargılamaya devam edilerek,...Ağır Ceza Mahkemesinin 15/10/2015 tarihli ve 2015/128 esas, 2015/125 sayılı kararıyla sanığın TCK’nın 191/1, 62/1, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 6.000 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
2- Aynı sanığın 26/09/2012 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle düzenlenen 16/11/2013 tarihli iddianameyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda,...Ağır Ceza Mahkemesinin 30/12/2014 tarihli ve 2013/106 esas, 2014/228 sayılı kararıyla TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği,
Bu kararın infazı sırasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin ihlal edildiğinin bildirilmesi üzerine, Mahkemece yargılamaya devam edilerek,...Ağır Ceza Mahkemesinin 15/10/2015 tarihli ve 2015/113 esas, 2015/124 sayılı kararıyla sanığın TCK’nın 191/1, 62/1, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 6.000 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre,...Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/113 esas sayılı dosyasındaki suç tarihinin 26/09/2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 16/11/2013 olduğu,...Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/128 esas sayılı dosyasındaki suç tarihinin 13/09/2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 23/11/2012 olduğu, her iki suçun da ilk iddianamenin düzenlenme tarihinden önce işlendiği ve hukukî kesinti olmadığı, anılan iki dosyada da sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette olduğu dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, dosyaların birleştirilmesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeksizin her bir eylem için ayrı ayrı ceza verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek,...Ağır Ceza Mahkemesinin 15/10/2015 tarihli ve 2015/113 esas, 2015/124 sayılı kararı ile yine aynı Mahkemenin 15/10/2015 tarihli ve 2015/128 esas, 2015/125 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Kanun yararına bozma talebini oluşturan uyuşmazlığın konusu; sanığın farklı tarihlerdeki eylemlerinin zincirleme suç kapsamında kalıp kalmayacağına ilişkin olup, bu husus ise mahkemece delillerin değerlendirilmesinde ve sanığın hukuki durumunun takdirinde hataya düşüldüğü iddiasına dayanmakta olup, sanığın farklı tarihlerdeki eylemleri hukuki kesintiyi oluşturan ilk iddianameden önce olsa da, her bir somut olaya göre iki olay arasında fiili kesinti oluşup oluşmadığı ve suç işleme kararlarının aynı anda verilip verilmediği hususlarının tartışılarak yargılama konusu eylemlerin bağımsız birer suç mu, yoksa zincirleme suç mu olduğu hususu Mahkemenin takdirine ve delillerin değerlendirilmesine ilişkin olduğundan kanun yararına bozma olağanüstü kanun yoluna konu olamayacağı gibi,
Ayrıca, her iki dosyaya konu suçların ilk iddianame tarihinden önce olduğu hususunun Mahkeme tarafından hüküm tarihinde bilindiğine ilişkin bir emare de bulunmadığından, Mahkemece hüküm tarihinde bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durumun ilk kez kanun yararına bozma yoluyla incelenmesi mümkün olmayıp, yasaya aykırı olduğu iddia edilen Mahkeme kararına karşı başvurulacak diğer kanun yolları tükenmediğinden, yargılama sona erdikten sonra tespit edilen bu durumun CMK’nın 311 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kapsamında değerlendirilebileceği cihetle, kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmediğinden,...Ağır Ceza Mahkemesinin 15/10/2015 tarihli ve 2015/113 esas, 2015/124 sayılı kararı ile yine aynı Mahkemenin 15/10/2015 tarihli ve 2015/128 esas, 2015/125 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 10.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.