17. Hukuk Dairesi 2017/4181 E. , 2019/470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... İnşaat Turz. San. Tic. Ltd.Şti hakkında takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlu şirketin diğer davalı ... ile anlaşarak borçlu hakkında ... 8. İcra Müdürlüğünün 2010/4824 sayılı dosyasından muvazaalı takip yaptığından, bu takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davalı ..."in adresini bildirmediğinden bahisle davalı ... hakkındaki Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına, diğer borçlu şirket ile ilgili davanın tefrikine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde hakkında bir davanın bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
Tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı, adresi meçhul olanlara nasıl tebligat yapılacağı, adres araştırması ve
tespiti yöntemi 7201 Sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48 ve devamı maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 119. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmıştır. Anılan maddenin ikinci fıkrasında ise, dava dilekçesinde bulunması gereken bu unsurlardan mahkemenin adı, dava konusu ve değeri, vakıalar, deliller ve hukuki sebepler dışında kalanlardan herhangi birinin eksik bırakılmış, yazılmamış olması durumunda hakimin davacıya eksikliğin tamamlanması için bir haftalık kesin süre vermesi gerektiği belirtilmiştir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde dava açılmamış sayılır. (HMK.md.119/2)
Davacı vekili tarafından mahkemeye verilen dava dilekçesinde, davalı tarafın ad-soyad ve adresinin gösterilmiş olduğu, belirtilen adrese çıkartılan tebligatın tebliğ edilemeden iade edildiği, mahkemece davacı vekiline "davalının açık adresini bildirmesi, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği" ihtarını içerir bir haftalık kesin süre verildiği vekilin süresinde verdiği 08.11.2014 tarihli dilekçede davalının tespit edilen yurtdışı adresini bildirdiği, buraya çıkan tebligatın yapılamadığı, belirtilen adresin davalı ..."in icra dosyasında vekiline verdiği adresi olduğu, ... Büyükelçiliği ise bu adresin yetersiz olduğundan tebligatın yapılamadığını bildirdiği analışmıştır.
Her ne kadar mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119. maddesinde belirtilen dava dilekçesinde bulunması, bulunmaması halinde tamamlanması zorunlu unsurlardan olan davalının açık adresinin bildirilmemiş olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, anılan Kanunun 119. maddesinde belirtilen husus, dava dilekçesinde davalı tarafın adresinin hiç yazılmamış, bildirilmemiş olması durumunda davacı tarafa verilecek bir haftalık kesin süre içinde bu eksikliğin tamamlanmasının istenmesi, tamamlanmaması halinde uygulanacak yaptırımın karşı tarafa ihtar edilmesidir. Aksine düşünce, gerek Tebligat Kanununun tebligata ilişkin ilgili hükümlerini (Teb.K. Md 21- 25-28) gerekse Tebligat Kanununun Uygulanmasına dair Yönetmeliğin ilanen tebliğ ile ilgili 48 ve devamı maddelerini işlevsiz hale getirecektir.
Bu itibarla, davacı tarafın dava dilekçesinde davalının adresini göstermiş olması, bu nedenle dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurun dilekçede belirtilmiş olduğu göz
önüne alınarak davalının tebligata yarar açık adresinin mahkemece araştırılması, davalının adresinin tespit edilmesi durumunda tebligat yapılması, bulunamaması halinde ilanen tebliğ hususunun düşünülmesi ve sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Kabule göre ise, İİK"nun 282/1. maddesine göre tasarrufun iptali davaları borçlu ile hukuki muamelede bulunan şahıslar aleyhine açılır. Dolayısı ile borçlu ile üçüncü kişi arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan, üçüncü kişi hakkındaki davanın açılamamış sayılmasına karar verilip borçlu hakkındaki davanın tefriki de isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 22.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.