17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/13667 Karar No: 2019/467 Karar Tarihi: 22.01.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/13667 Esas 2019/467 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2016/13667 E. , 2019/467 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davalı borçlu, ... Doğ. Ve Or. Gıd. Ür. San. ve Tic. Ltd. Şti.hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını dava konusu taşınmazı diğer davalı şirkete devrettiğinden, bu tasarrufun iptalini istemiştir. Davalılar, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemenin, davanın kabulüne ilişkin ilk kararı dairemizin 21.05.2013 tarih 2012/7284 Esas 2013/7365 sayılı kararı ile tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res"en araştırılması gerektiği, dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamayacağı, somut olayda taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldıktan sonra davacının alacağı doğduğu, şahsi hak mahiyetinde olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi tapu siciline şerh edilmediği sürece 3. kişiler açısından ayni etkinlik ve aleniyet kazanmayacağı, ancak satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerh edilmesi halinde tasarrufun iptali davasına konu olabileceği, bu halde üçüncü kişilere karşı ileri sürülebildiğinden bu işlemler için İİK.nun 284. maddesine göre 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iptal davası açılabilmesi mümkün olduğu, bu durumda davacının alacağının doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olup olmadığı hususuna yönelik davacıdan varsa delilleri sorulup sonucuna göre bir karar verilmesi yerine eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulduğundan bahisle bozulmuş, bozma sonrasında tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bozmadan sonra, davalının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda borçlu ile ticari ilişkisinin 2006 yılında başladığı ilk fatura kesim tarihinin 24.06.2009 olarak belirlendiği tesbit edilmiştir. Bu tarih 16.04.2009 tarihinden sonra olmakla beraber davacı alacaklı tarafından 03.04.2009 tarihli borçlunun da imzasını içeren bir sözleşme sunulmuştur.Sözleşmede borçluya satılacak mallar ve koşulları belirlenmiş olup sözleşmedeki bedel 21.06.2009 -25.07.2009 tarihleri arasınada kesilen fatura bedelleri ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır. Sunulan bu sözleşme borçlu tarafından inkar edilmemiş sözleşmenin tek örnek olup alacaklıda bulunduğu belirtilmiştir.Bu halde borçlu ile davacı alacaklı arasındaki ticari ilişkinin dolayısı ile borcun 03.04.2009 tarihinde yani tasarruf tarihinden önce doğduğu kabul edilmelidir. Borçlunun aciz hali mevcut olup davalı üçüncü kişi borçlu şirketin eski ortağı olarak İİK"nun 280.maddesine göre borçlunun mali durumunu bilebilecek kişilerden olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.