Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/979
Karar No: 2022/442
Karar Tarihi: 16.03.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/979 Esas 2022/442 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
.....

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

......
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2020
ESAS-KARAR NUMARASI....... Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, taraflar arasında 29.08.2014 tarihli ''.......' işine ait sözleşme imzalandığını, söz konusu iş kapsamında yüklenici firmaya 321.461,67 TL toplu iş sözleşmesi fiyat farkının Eylül 2016'dan itibaren davalının hak ediş dönemlerinde peyderpey sehven ödendiğini, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkının ödenmesi için ihale sözleşmesinin ... madde 62/e kapsamında olması gerektiğini, dava konusu sözleşmenin ... madde 3/g kapsamında ve ...'ndan istisna tutulan sözleşme olduğunu, davalıya sehven ödenen TİS farkının 14/11/2018 tarihli yazı ile iadesi istenildiğini, davalı firma tarafından 19/11/2018 tarihli cevabi yazı ile ödeme yapılmayacağının bildirildiğini ileri sürerek, 321.461,67 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili, müvekkili şirketin uhdesinde kalan ihale sözleşmesine ilişkin her türlü yasal sorumluluklarını yerine getirmek suretiyle davacıya vermiş olduğu kati teminatını da iade alarak idare ile ilişiğini kestiğini, sözleşmenin 10. maddesinin fiyat farkı uygulamasına ilişkin olduğunu, 4734 sayılı ...'na göre ihale edilen hizmet alımlarında uygulanacak fiyat farkına ilişkin esasların düzenlendiğini, dava konusu fiyat farklarının İş Kanunu kapsamında ve ... kararı gereğince ödenmesi gereken yasal fiyat farkı olup üst işverenin ödemelerden birinci derecede sorumlu olduğunu, üst işveren davacı kurumda müvekkil şirket adına çalışan işçilerin haftalık çalışma saatinin tamamını davacı kurumda çalıştığını bu nedenle müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, müvekkili şirkete ödenen 321.461,67 TL'nin şirketin kasasına girmeyip ... kararı gereğince işçilere ödendiğini, müvekkili şirketin kendi nam ve hesabına ödenmeyen bir paradan sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi'nce "... taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4734 sayılı ...'nun 3/g maddesi uyarınca ... Kanunundan istisna olduğu, aynı Kanunun 62/e maddesi ile 4735 sayılı ... Sözleşmeleri Kanunu'nun 8/3 maddesi uyarınca toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkının yükleniciye verilemeyeceği düzenlemesinin yer aldığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin yüklenicinin sorumluluklarını düzenleyen 8, İdari Şartname'nin 25 ve Teknik Şartname'nin 5. ve 7. maddeleri gereği fiyat farkından davalının sorumlu olması gerektiği ve davacı idarenin ödenen 321.461,67 TL TİS fiyat farkının iadesini talep edebileceği anlaşılmakla davanın kabulüne..." karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Cevap dilekçesindeki hususları tekrar ederek, sözleşmenin 10. Maddesinin açık olduğunu, ödenen bedelin iadesinin istenemeyeceğini,müvekkili şirketin TİS farkını işçilere ödemek zorunda olduğunu, kaldı ki müvekkili şirket yönünden hatalı bir işlem yapıldığı iddia edilse de burada hatalı olarak yapılan asıl işlemin ihalenin kendisi olduğunu, ihale sözleşmesine ihale bedeli belli olmasına rağmen 4737 sayılı Kanun'un 3/g bendi gereği TİS farkının ödeneceğinin yazıldığını, ihale süresi boyunca hiçbir şekilde durumu fark edemeyen İdare çalışanlarının devlet adına doğan zarardan bizzat sorumlu olduklarını, idarenin yapmış olduğu ihalede TİS farkını ödemeyeceğini belirtmediği gibi, ... Başkanlığı kararı sonrası da herhangi bir itirazda da bulunmadığını, davacının müvekkili şirket uhdesinde bir parasının olmadığının tespit edildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında davalı yükleniciye ödenen fiyat farkının iadesi istemine ilişkindir.
Davacı ... İşletmelerinin Ana Statüsü 5. Maddesinde; " (1) Teşekkülün hukuki statüsü aşağıda belirtilmiştir.
a) ...; tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir iktisadi devlet teşekkülüdür.
b) Teşekkül; 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabidir.
c) Teşekkül; 10/12/2003 tarihli ve 5018 Sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine ve Sayıştay’ın denetimine tabi değildir.
ç) Teşekkülün merkezi..... kararı ile değiştirilebilir.
d) Teşekkülün sermayesi 100.000.000 Türk Lirası (Yüz milyon TL.) olup, sermayesinin tamamı devlete aittir. Sermayesi, ilgili Bakanlığın teklifi üzerine Yüksek Planlama Kurulu kararı ile değiştirilebilir
e) Teşekkülün, ilgili olduğu ......Bakanlığıdır.
f) Teşekkülün, ilgili olduğu bakanlık, Başbakanın teklifi ve Cumhurbaşkanının onayı ile değiştirilebilir." denilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.11.2001 tarih ve 4-661 E., 1074 K; 22.03.2006 tarih ve 4-12 E., 95 K.; Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 26.10.2015 tarih ve 2014/9157 E., 2015/6877 K., 10.06.2015 tarih ve 2014/7403 E., 2015/4452 K., 03.02.2015 tarih ve 2014/5176 E., 2015/545 K.; 14.01.2014 tarih ve 2013/7390 E., 2014/82 K., Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 09.10.2013 tarih ve 11345 E., 15660 K., Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 19.06.2013 tarih ve 7895 E., 10514 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere;
.... Gazete'nin 14.12.1984 gün ve 18435 sayılı mükerrer sayısında yayınlanan ve ceza hükümleri hariç yayınlandığı tarihte yürürlüğe giren Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında 233 sayılı KHK'nın 2/1. maddesi uyarınca Kamu İktisadi Teşebbüsleri terimi, İktisadi Devlet Teşekkülü ile Kamu İktisadi Kuruluşlarını ifade eder. Bu yasal düzenlemeye göre İktisadi Devlet Teşekkülü, sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsleridir. Kamu iktisadi kuruluşu ise, sermayesinin tamamı devlete ait olup, tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan ve gördüğü bu hizmet dolayısıyla ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan Kamu İktisadi Teşebbüsüdür.
233 sayılı KHK’nın 1. maddesinde İktisadi Devlet Teşekküllerinin ticaret şirketleri gibi verimlilik ve kârlılık ilkeleri doğrultusunda çalışacakları vurgulanmış, sonraki hükümlerde Teşebbüslerin Kuruluş ve müesseseler biçimde teşkilatlanacakları açıklanmış, 16. maddede kurulacak müesseselerin statülerini ve unvanlarını ticaret siciline tescil ve ilan ettirecekleri, bunların özel hukuk hükümlerine tabi olacakları, sorumluluklarının sermayeleri ile sınırlı bulunduğu, Genel Muhasebe Kanunu ile İhale Kanunu hükümlerinin bunlara uygulanmayacağı, Sayıştay denetimine tabi olmadıkları hükme bağlanmıştır. Kanun koyucunun özel hukuk hükümlerine tabi tutmak suretiyle, bunların birer ticaret şirketi veya tacir olduklarını benimsediği anlaşılmaktadır.
Yapılan açıklamalara göre somut olayda davacının tacir olduğu ve özel hukuk hükümlerine tabi olduğu açıktır.
Davacının iade talebi, ihale konusu işin bedeli itibariyle ... Kanununa tabi olmamasına dayalıdır. Fiyat farkı ödemesi yapılması için ihalenin KİK na tabi olması gerektiği yönünde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, ihale yapılırken dahi bu durum açık olduğundan ve sözleşme, tacir olan iki taraf arasında serbestçe düzenlendiğinden davacının baştan beri belli olan şartlara rağmen rızaen yaptığı ödemeleri iade talebinde haklı değildir. Zira sözleşmenin 10. maddesinde açık olarak "fiyat farkı ödenecektir" ifadesine yer verilmiş, davalı bu şekilde sözleşmeyi imzalamış ve işçilere de ödeme yapmıştır. Buna göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu kapsamda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1,b,2, uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararını düzelterek davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/995E., 2020/122K. sayılı dava dosyasında verdiği 13/02/2020 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
"1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince yatırılması gereken 80,70-TL'nin peşin olarak alınan 5.489,77-TL'den mahsubu ile kalan 5.409,07‬-TL'nindavacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 39,70 TL posta gideri ile 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harç masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen 30.952,32-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,"
II-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleşince iadesine,
III-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
16/03/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 31/03/2022

.....


Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi