Abaküs Yazılım
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/1518
Karar No: 2021/946
Karar Tarihi: 09.06.2021

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/1518 Esas 2021/946 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1518
Karar No : 2021/946

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı - …
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ….

2- (DAVACI) … Metal Elektrik Malzemeleri Tarım ve
Ziraat Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Toptan demir ticareti faaliyetinde bulunan davacı adına, gerçek bir emtia teslimine dayanmaksızın düzenlendiği tespit edilen faturaları kayıtlarına dahil ettiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca 2010 yılının Haziran ilâ Ağustos, Ekim ilâ Aralık dönemleri için re'sen salınan katma değer vergileri, verginin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi ve 353. maddesinin 1. fıkrası uyarınca aynı yılın Aralık dönemi için kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Davacı adına fatura düzenleyen … Hurda Metal Kantar Nakliye İnşaat Gıda Turizm Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 2010 ilâ 2012 yıllarına ilişkin hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda yer alan tespitler şu şekildedir:
- Mükellef metal atık ve metal hurda toptan ticareti faaliyetinde bulunmak üzere 13/04/2010 tarihinde mükellefiyet tesis ettirmiştir.
- 28/05/2010 tarihinde merkez iş yerinde yapılan işe başlama yoklamasında, mükellefin 13/04/2010 tarihinde işe başladığı, iş yerinin 600 m² olduğu ve aylık kirasının 100,00 TL olduğu, şirket müdürünün toptan hurda ticareti faaliyetinde bulunulacağını beyan ettiği, iş yerinde demirbaş bulunmadığı tespit edilmiştir.
- 12/05/2010 tarihinde şube iş yerinde yapılan yoklamada, 27/04/2010 tarihinde işe başlandığı, iş yerinin 40 m² kapalı alan ve 370 m² civarında bahçeden oluştuğu, iş yerinin aylık net kirasının 150,00 TL olduğu, üç sigortalı işçinin asgari ücretle çalıştığı, toptan hurda alım satım işi yapıldığı, iş yerinde demirbaş olarak bir adet çelik kasa, bir adet büro masası, bir adet koltuk, üç adet sandalye ve emtia olarak 1.000,00 TL tutarında hurda bulunduğu tespit edilmiştir.
- 27/03/2012 ve 12/04/2012 tarihlerinde merkez iş yerinde yapılan yoklamalarda, 450 m² olan iş yerinin … Belediye Başkanlığına ait olduğu, şirketin faaliyetinin hurda metal toptan ticareti olduğu, üç kişinin çalıştığı, şube ve kayıtlı aracın bulunmadığı, şirketin kredi kullanmadığı tespit edilmiştir.
- 09/09/2013 tarihinde merkez iş yerinde yapılan yoklamada, 300 m² olan iş yerinde hurda paketleme makinası, hurda kesme makinası, üstten basma paletleme makinası, masa, koltuk, bilgisayar ve yaklaşık 100 ton hurda malzemesinin bulunduğu, üç çalışanının olduğu, kiralık aracın bulunmadığı tespit edilmiştir.
- 2010 ve 2011 yıllarına ait yasal defter kayıtları ile beyanname ekinde verilen bilançoların tetkikinden, şirketin aktifine kayıtlı olan herhangi bir taşıt, demirbaş, makine vb. duran varlığının bulunmadığı; 2012 yılına ait yasal defter kayıtları ile beyanname ekinde verilen bilançoların tetkikinden, şirketin aktifine kayıtlı demirbaş olarak kesme makinası, pres makinası, hurda kesme makinası, kantar, masa, sandalye ve bilgisayarın bulunduğu görülmüştür.
- Yapılan sorgulamalarda şirket adına kayıtlı olan veya kiralanan kamyon, kamyonet veya iş makinesi gibi herhangi bir taşıtın da bulunmadığı saptanmıştır.
- Katma değer vergisi beyannamelerinde yüksek tutarlarda matrah beyan edilmesine rağmen ödenecek verginin hiç çıkmadığı görülmüştür.
- 206.577,02 TL tutarındaki vergi borcu ödenmemiştir.
- 2010 yılı alışlarının % 99,71'i, 2011 yılı alışlarının % 98,87'si hakkında sahte belge düzenlediği yolunda rapor bulunan mükelleflerden yapılmış; 2012 yılı alışlarının %85,42'si ise hakkında sahte belge kullandığı ve düzenlediği yolunda rapor veya olumsuz tespitler bulunan mükelleflerden yapılmıştır.
- Alış faturalarında gösterilen emtiaların taşınmasına ilişkin olarak herhangi bir nakliye faturası bulunmamaktadır.
- Mükellefin POS cihazı ile yaptığı herhangi bir tahsilatı bulunmamaktadır.
- Şirketin 100.000,00 TL tutarındaki sermayesinin 37.716,85 TL'si ödenmiştir.
- Şirketin kuruluştan itibaren 32 aylık dönemdeki iş hacmi tutarı 133.579.673,20 TL'dir.
- Tahsilat ve ödemeler banka kanalı ile yapılmamıştır. 2012 döneminde alıcılardan 80.365.807,03 TL tutarında nakit olarak tahsilat yapılması mümkün bulunmamaktadır.
- Mal ve hizmet satılan firmalar tarafından mükellefin banka hesaplarına yapılan ödemelerin aynı gün bir-iki dakika veya bir-iki saat içinde çekildiği, ilgili hesaplarda para tutulmadığı, mükellefin banka aracılığıyla hiç ödeme yapmadığı ve çek hesabının veya çek koçanının bulunmadığı tespit edilmiştir.
- İbraz edilen kantar tartı fişleri ve sevk irsaliyeleri örnekleri üzerinde yazılı olan araçların teknik özellikleri dikkate alındığında, araçların satış faturalarında belirtilen malları taşıyabilecek nitelikte olmadığı, kantar tartı fişleri ve sevk irsaliyeleri örneklerinde belirtilen malların ağırlıklarının araçların azami toplam ağırlığından çok fazla olduğu görülmüştür.
- Belirtilen tespitlerinden hareketle mükellefin sahte belge ticaretinden komisyon geliri elde etmek için mükellefiyet tesis ettirdiği ve 02/08/2010 tarihinden itibaren düzenlediği ve vergi tekniği raporu ekindeki listede belirtilen düşük tutarlı faturalar dışındaki tüm faturaların herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna varılmıştır.
… Hurda Metal Kantar Nakliye İnşaat Gıda Turizm Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi adına anılan vergi tekniği raporuna istinaden 2011 yılı için re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisine karşı açılan davada, … Vergi Mahkemesi, E:…, K:… sayılı kararıyla "Davacı hakkında yapılan tespitlerin değerlendirilmesinden, davacının düzenlediği ve vergi tekniği raporu ekindeki listede belirtilen düşük miktarlı gerçek içerikli faturalar dışındaki tüm faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı şirketin düzenlemiş olduğu sahte faturaların tutarı üzerinden yüzde iki (%2) komisyon hasılatı elde ettiği kabul edilerek bulunan tutarın dönem kazancına ilave edilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir." gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Dolayısıyla anılan şirket tarafından 02/08/2010 tarihinden itibaren düzenlenen faturaların sahte olduğu hususu yargı kararıyla ortaya konulmuştur.
… Hurda Metal Kantar Nakliye İnşaat Gıda Turizm Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda, anılan şirket tarafından 2010 yılında düzenen bazı faturaların gerçek olduğu belirtilerek, anılan raporun "2010 yılına ait gerçek satış faturaları" başlıklı ek-27/1 ekinde bulunan listede, anılan şirket tarafından davacının da içinde yer aldığı bazı alıcılar adına düzenlenen satış faturalarının yer aldığı görülmüştür. Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, gerçek olduğu tespit edilen 2010 yılının Haziran dönemine ait muhtelif faturalara isabet eden katma değer vergisi indirimlerinin de reddedildiği görülmüştür. İlgili faturalardaki katma değer vergilerinin indirilecek katma değer vergisi tutarına eklenmesi durumunda devreden katma değer vergisinin değişeceği ve bu durumun tarhiyat tutarlarını etkileyeceği göz önüne alındığında davacının katma değer vergisi beyan tablosunun yeniden oluşturulması için serbest muhasebeci mali müşavire bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi raporunda, belirtilen hususlar dikkate alınmak suretiyle davacının katma değer vergisi beyan tablosunun yeniden düzenlenmesi neticesinde Haziran dönemine ilişkin re'sen tarhı gereken katma değer vergisinin çıkmadığı, Temmuz dönemine ilişkin olarak ise 4.122,94 TL tutarında re'sen tarhı gereken katma değer vergisinin çıktığı, diğer dönemlere ilişkin re'sen tarhı gereken vergilerde herhangi bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.

Hükme esas alınabilir nitelikte görülen bilirkişi raporunun dikkate alınması sonucunda dava konusu cezalı tarhiyatların, gerçek bir emtia teslimine dayanan faturalara isabet eden katma değer vergisi indirimlerinin reddedilmesinden kaynaklanan kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı, kalan kısmında ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Alışların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı faturalarla belgelendirilmesi nedeniyle Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. fıkrası uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmiş ise de alışların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı faturalarla belgelendirilmesi anılan maddede özel usulsüzlük cezası kesilmesi gereken eylemler arasında sayılmadığı gibi kesilen ceza maddenin öngörülüş amacına da uygun düşmediğinden, sözü edilen özel usulsüzlük cezasında hukuki isabet görülmemiştir.
… Hurda Metal Kantar Nakliye İnşaat Gıda Turizm Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketinden temin edilen faturalara ilişkin ödemelerin banka, benzeri finans kurumları ve posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik edilmediğinin tespit edildiğinden bahisle Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca 627.601,37 TL tutarında özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.
Gerçek bir mal teslimine dayanmayan fatura tutarlarının banka ya da benzeri finans kurumları veya posta idareleri vasıtasıyla ödemesi beklenemeyeceğinden, özel usulsüzlük cezasının, sahte olduğu sonucuna varılan faturalara ilişkin ödemelere isabet eden 486.215,37 TL tutarındaki kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Gerçek bir mal teslimine dayanan fatura tutarlarının ise nakit olarak ödendiği açık olup cezayı gerektiren fiilin kanuni unsurları gerçekleştiğinden, özel usulsüzlük cezasının gerçek bir mal teslimine dayanan faturalara ilişkin ödemelere isabet eden kısmında ise hukuka aykırılık görülmemiştir.
Mahkeme bu gerekçeyle dava konusu cezalı tarhiyatların, gerçek bir mal teslimine dayanan faturalara isabet eden katma değer vergisi indirimlerinin reddedilmesinden kaynaklanan kısmını ve Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının 486.215,37 TL'si ile anılan Kanun'un 353. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasını kaldırmış; cezalı tarhiyatlar ile anılan Kanun'un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kalan kısmı yönünden davayı reddetmiştir.
Tarafların istinaf istemlerini inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Vergi Dava Dairesi, istinaf istemine konu edilen kararın kaldırılmasını gerektiren bir nedenin bulunmadığı gerekçesiyle istinaf istemlerini reddetmiştir.

Tarafların temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 26/09/2018 tarih ve E:2018/3283, K:2018/5673 sayılı kararı:
Temyize konu kararın, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının 486.215,37 TL'yi aşan kısmı ile cezalı tarhiyatların, gerçek bir mal teslimine dayanan faturalara isabet eden katma değer vergisi indirimlerinin reddedilmesinden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkralarının dayandığı hukuki sebepler ve gerekçeler uygun görülmüş olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar belirtilen hüküm fıkralarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
… Hurda Metal Kantar Nakliye İnşaat Gıda Turizm Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketinin iş yerinde yapılan yoklamalarda tespit edilen hususlar, anılan şirket tarafından düzenlenen faturaların sahte olduğunu ortaya koymadığından, Ağustos, Ekim, Kasım ve Aralık dönemlerine ait cezalı tarhiyatlar ve Temmuz dönemine ait cezalı tarhiyatın 4.122,94 TL tutarındaki vergi ile bu vergiye isabet eden vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmı yönünden davacının istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda, … Hurda Metal Kantar Nakliye İnşaat Gıda Turizm Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile davacı şirket arasındaki ilişkinin gerçek mal alım satımına dayandığı anlaşıldığından, Mahkeme kararının, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının 486.215,37 TL'sinin kaldırılması yolunda verilen hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf istemini reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Daire, bu gerekçeyle temyize konu kararın; mahkeme kararının, 2010 yılının Ağustos, Ekim, Kasım ve Aralık dönemlerine ait cezalı tarhiyatlar ve Temmuz dönemine ait cezalı tarhiyatın 4.122,94 TL tutarındaki vergi ile bu vergiye isabet eden vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf isteminin reddine ilişkin hüküm fıkrası ile Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının 486.215,37 TL tutarındaki kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf isteminin reddine ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş; cezalı tarhiyatların kalan kısmı ile Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf isteminin reddine ilişkin hüküm fıkrası ile anılan Kanun'un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kalan kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf isteminin reddine ilişkin hüküm fıkrasını onamıştır.
… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Vergi Dava Dairesi, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davalı tarafından, sahte olduğu vergi tekniği raporu ile tespit edilen faturaları kayıtlarına intikal ettiren davacı adına yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda ve kesilen özel usulsüzlük cezalarında hukuka aykırılık bulunmadığı; davacı tarafından ise deftere kayıt edilen faturaların sahte olmadığı belirtilerek ısrar kararının aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMASI: Taraflarca cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Dava konusu ihbarnamelerin 213 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri uyarınca tebliği gerekirken, olayda uygulanma imkanı bulunmayan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca yapılan tebliğin usulüne uygun olduğundan söz edilemeyecektir. Zamanaşımı süresi içinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen ihbarnameler içeriği vergi ve cezalar, davacının ihbarnamelerden haberdar olduğu 22/01/2016 tarihi itibarıyla zamanaşımına uğramıştır.
Bu nedenle, davacının temyiz istemi kabul edilerek ısrar kararının, mahkeme kararının dava konusu 2010 yılının Ağustos, Ekim, Kasım ve Aralık dönemlerine ait cezalı tarhiyatlar ve Temmuz dönemine ait cezalı tarhiyatın 4.122,94 TL tutarındaki vergi ile bu vergiye isabet eden vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf isteminin reddi yolundaki hüküm fıkrasının bozulması; davalının temyiz isteminin ise belirtilen gerekçeyle reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına, gerçek bir emtia teslimine dayanmaksızın düzenlendiği tespit edilen faturaları kayıtlarına dahil ettiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden 2010 yılının Haziran ilâ Ağustos, Ekim ilâ Aralık dönemleri için katma değer vergisi tarh edilmiş ve verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmiştir. Ayrıca, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi ve 353. maddesinin 1. fıkrası uyarınca aynı yılın Aralık dönemi için özel usulsüzlük cezaları kesilmiştir.
Davacı adına re'sen tarh edilen vergi ile kesilen cezalara ilişkin ihbarnameler davacının kanuni temsilcisinin ikametgâh adresine tebliğe çıkarılmıştır. Tebliğ zarfı, tebliğ edilememe sebebine ilişkin herhangi bir şerhe yer verilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca 31/12/2015 tarihinde mahalle muhtarına teslim edilmiş ve bu husus mahalle muhtarı nezdinde tutanak altına alınarak tebliğ ihbarnamesi tebliğ yapılmaya çalışılan adresin kapısına yapıştırılmıştır.
Mahkemece 02/05/2016 tarihinde verilen ara karar ile davacıya, söz konusu vergi/ceza ihbarnamelerinin ne zaman öğrenildiği sorulmuş; karar gereğinin yerine getirilmesi için on beş gün süre verildiği ve verilen süre içerisinde istenilen hususların yerine getirilmemesi halinde dosyadaki bilgi ve belgelere göre karar verileceği bildirilmiştir. Anılan kararın 17/05/2016 tarihinde davacıya tebliğ edilmesi üzerine davacı, 02/06/2016 tarihinde mahkeme kaydına alınan dilekçe ile dava konusu vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerden 22/01/2016 tarihinde haberdar olduğunu belirtmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93 ilâ 109. maddelerinde tebliğ esasları, tebliğin muhatapları, posta ve ilan yoluyla tebliğler ile memur eliyle tebliğ ve tebliğ yerine geçen işlemler düzenlenmiş, tebligatın nerede, nasıl ve kimlere yapılacağı belirlenmiştir.
Vergi Usul Kanunu'nun 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların, adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak tebliğ edileceği, şu kadar ki ilgilinin kabul etmesi şartıyla tebliğin daire veya komisyonda yapılmasının mümkün olduğu kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun'un "Tebliğ evrakının teslimi" başlıklı 102. maddesinde, tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı; muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği; muhatabın geçici olarak başka bir yere gittiği, bilinen adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde keyfiyet ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ alındısına yazılarak altının beyanı yapana imzalatılacağı, imzadan imtina edilirse, tebliği yapanın bu ciheti şerh ve imza edeceği ve tebliğ edilemeyen evrakın çıkaran mercie iade olunacağı; bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğe çıkarılacağı, ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemeyerek iade olunursa tebliğin ilan yolu ile yapılacağı; yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz'edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tesbit olunacağı hükme bağlanmıştır. Kanun'un 103. maddesinde ise muhatabın adresinin hiç bilinmemesi, bilinen adresinin yanlış veya değişmiş olması nedeniyle gönderilmiş olan mektubun geri gelmesi ve başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmaması hallerinde tebliğin ilan yoluyla yapılacağı belirtilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesinde, kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildireceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin, tebliğ tarihi sayılacağı düzenlenmiştir.
Aynı Kanun'un 51. maddesinde ise, mali tebliğlerin, kendi kanunlarında sarahat bulunmayan hallerde, Tebligat Kanunu'nun umumi hükümlerine tevfikan yapılacağı kurala bağlanmıştır.
Vergi Usul Kanunu'nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi nedeniyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmıştır. Kanun'un 114. maddesinin birinci fıkrasında, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı; "Ceza Kesmede Zamanaşımı" başlıklı 374. maddesinde ise mükerrer 355. madde uyarınca kesilecek usulsüzlük cezasının, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden başlayarak beş yıl geçtikten sonra kesilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Kamu yararı düşüncesiyle kabul edilen ve vergi idaresini borçlarını takip etme konusunda dikkatli olmaya yönelttiği gibi disipline de eden ve bu anlamda vergi idaresinin etkinliğini artıran zamanaşımı, mükellefin müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade etmektedir. İdari yargı merciileri uyuşmazlık konusu vergi ve cezanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunu anılan Kanun'un 113. maddesi uyarınca re'sen incelemek ve araştırmak zorundadır. Zira sürenin geçmiş olması, cezayı ve vergi borcunu ortadan kaldırır.
Vergi Usul Kanunu’nda vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden belgelerin ne şekilde tebliğ edileceğine dair özel hükümlere yer verilmiş olması karşısında, vergi ve ceza ihbarnamelerinin Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenmiş olan kurallara göre tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, dava konusu ihbarnamelerin 213 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri uyarınca tebliği gerekirken, olayda uygulanma imkanı bulunmayan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca yapılan tebliğin usulüne uygun olduğundan söz edilemeyecektir. Zamanaşımı süresi içinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen ihbarnameler içeriği vergi ve cezalar, davacının ihbarnamelerden haberdar olduğu 22/01/2016 tarihi itibarıyla zamanaşımına uğramıştır.
Bu nedenle, ısrar kararının, mahkeme kararının dava konusu 2010 yılının Ağustos, Ekim, Kasım ve Aralık dönemlerine ait cezalı tarhiyatlar ve Temmuz dönemine ait cezalı tarhiyatın 4.122,94 TL tutarındaki vergi ile bu vergiye isabet eden vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf isteminin reddi yolundaki hüküm fıkrasında hukuki isabet görülmemiştir.
Israr kararının, mahkeme kararının Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının 486.215,37 TL tutarındaki kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf isteminin reddi yolundaki hüküm fıkrasında ise sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2-… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının, mahkeme kararının dava konusu 2010 yılının Ağustos, Ekim, Kasım ve Aralık dönemlerine ait cezalı tarhiyatlar ve Temmuz dönemine ait cezalı tarhiyatın 4.122,94 TL tutarındaki vergi ile bu vergiye isabet eden vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf isteminin reddi yolundaki hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3- Israr kararının, mahkeme kararının Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının 486.215,37 TL tutarındaki kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf isteminin reddi yolundaki hüküm fıkrasına davalı tarafından yöneltilen temyiz isteminin REDDİNE,
4-Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
09/06/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi