BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1128 Esas 2020/622 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2018/1128
Karar No: 2020/622
Karar Tarihi: 27.10.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1128 Esas 2020/622 Karar Sayılı İlamı
T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1128 Esas
KARAR NO : 2020/622
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2018
KARAR TARİHİ : 26/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı vekili dilekçesinde müvekkili ile davalı şirket arasında lisans sipariş formu imzalanmak suretiyle sözleşme ilişkisi kurulduğunu, müvekkı hizmet karşılığında 2S/02/20!8 tarihinde 10.266,00 USD fatura düzcnlendiğ teslim ettiğini, bunun üzerine davalı şirketin, ilgili faturaya istinaden müvekkı USD bedelinde bir ödeme yaptığını ancak bakiye tutar olan 8.648,47 USD bc dele ili: ödeme yapmadığını, müvekkili şirket yetkilileri tarafından yapılan sözlü uyanl ara rağı leıı davalı şirketin borcuna yönelik ödeme yapmaktan kaçınması üzerine müvekkili tan frndan cra takibi yapıldığım, davalı tarafça haksız bir şekilde itiraz edilmesi üzerine takibin durd ığunu, bu sebeplerle açılan davanın kabulü İle yapılan itirazın iptaline, takibin devamına karar {eritmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde, alacağın dayanağı faturalar, h<ı olarak tanzim edilmiş ise de kur karşılığı Türk Lirasına çevrildiğini ve Türk tahakkuk yapıldığını, buna rağmen davacı tarafın icra takibine USD para birimi alacağı USD olarak talep ettiğini, davacı tarafın yasal dayanaktan yoksun olması % 2 vade farkı uygulayarak 1.298,00 TL vade farkı talebinde bulunduğunu, dayanaktan yoksun olduğunu, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava abonelik hizmet sözleşmesine dayana bakiye 1 adet fatura ve 1 adet vade farkı faturasına alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine İstanbul Anadolu .... İcra Dairesinin ... E. Sayılı takip dosyası ile 8.648,47 USD +1.298,00 TL üzerinden takip başlattığı ,davalının borcu olmadığı savı ile süresinde takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde ve dava değeri 8.648,47 USD +1.298,00 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla ;
Davalı yan cevap dilekçesi ile aralarında sözleşme ilişkisi kurulmadığını savunmuş aynı dilekçe ile henüz 3 yıl dolmadan tüm dönem hizmet tahakkukunun yerinde olmadığını savunmakla;
Her iki tarafın ticari defterleri ile ba-bs formları üzerinde yapılan inceleme neticesinde ;
12/04/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre ;
b) Raporun 5.1. bölümünde açılandığı üzere davacının faturalar ve kendi dejfter kaj ıtlanna göre 03.12.2018 tarihi itibariyle davalıdan (10.266,00 USD-1.617,53 USD=8.648j,47) • 34648,47 USD*5»99OÖ(KUR)=5L804,34 TL alacaklı gözüktüğü,
c) Raporun 5.2, bölümünde açıklandığı üzere davalının faturalar ve kendi defter göre 31.12.2018 tarihi itibariyle davacıya {(38.909,17 TL+l.298,0Ü TL) -7.500 TL borçlu gözüktüğü,
d) Raporun 5.3> bölümünde açıklandığı üzere Ba-Bs formlarına göre davacı ve
satış tutarında birbiri ile mutabık göründüğü, i
e) Raporun 5.4. bölümünde açıklandığı üzere Sayın Mahkeme tarafından taraflar sözleşmenin varlığı ve faturanın taraflarca kabul edildiğine hükmeditirse davabının 4 takip banlatma tarihi 03.10 2018 itibariyle (10.266,00 USD-1.617,53 USD=8.64^,47) -USD*6.0397(KUR)=52.234,16 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmaktadır.! Aksi davacmm davalıda anapara alacağının ((38.909,17 TL+1.298,00 TL) -7,500 TL)f 32.70 olduğu sonucuna varılmaktadır. Taraflar arasındaki tutarsal uyumsuzluğun temel sebebi cinsindc (USD veya TL) anlaşılamaması olduğu, ancak sözleşmenin varlığı ve faturana durumunda faturanın USD cinsinden düzenlenmesi ve takibinin mümkün olduğu
29/01/2020 tarihli heyet raporuna göre
Raporda sunulmuş görseller ve yapmış olduğumuz açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davacı ile davalı arasında mal hizmet alım satım ilişkisi bulunduğu sabit olup, bu ilişkinin rakamsal boyutuna düzenlenen önceki bilirkişi raporunda yer verilmiştir.
Buna göre, taraflar arasında belirli bir sözleşme bulunmamakla beraber, bir işbirliği olduğunu gösteren mail yazışmaları mevcuttur. Bu durumda, Sayın Mahkeme tarafından taraJlar arasındaki onaylı sipariş formu ve fatura ilişkisi sebebiyle sözleşmenin varlığına hükmedilmesi duuımunda vade farkı olarak davacı tarafından sözleşmede talep edilen aylık %2 faiz oranının uksi halde 29.06.2018 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Hankası'nın kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı % 19,50 oranının dikkate alınmasının yerinde olacağı, ancak davacının davalıyı takip öncesi temerrüde düşürüp düşürmediği hususu dosyadan anlaşılamadığından bu husustaki değerlendirme ve takdirin Sayın Mahkemede olduğu, yönünde rapor tanzim edilmiştir.
26/06/2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporuna göre;
Davacı ve davalı arasında tanzim edilen 28.02.2018 tarihli sipariş formunda;
Siparişin toplam bedelinin K.DV dahil 10.266,00 USD olduğu, bedelin iki taksit halinde 30.03,201 S tarihinde 5.133,00 USD ve 30.04.2018 tarihinde 5.133,00 USD olarak banka havalesi yoluyla ödeneceği,
Vadesinde yapılmayan ödemeler için aylık % 2 vade farkı uygulanacağı, söz konusu Satış Sözleşmesinin USD cinsinden fıyatlandırıldığı ve ödeneceği, Ödeme Planı ile belirlenmiş tutarların vadesinde Döviz olacak ödeneceği, TL olarak yapılacak ödemelerin tuh ödeme tarihindeki T.C.MB Döviz Salı* Kuru ile ilgili döviz karşılığına çevrilerek cari hesaba düviz tutarı olarak yansıtılacağı, saiış bedelinin ödemesinin ancak döviz bazında tamamlandığında Sözleşme Bedelinin ödenmiş sayılacağı hususlarında mutabık kalınmıştır.
Davacı tarafından düzenlenen 28.02.2018 tarihli Satış Faturasında;
DUzenlenen satış faturasında da aynı şekilde tatura bedelinin KDV dahil 10.266.00 USD olduğu, ödeme koşulunun JÖ-^O gün vadeli USD ödeme olduğu, faturanın V.U.K. Md. 215/2a çerçevesinde USD cinsinden düzenlendiği, TL ödemelerin fiili ödeme tarifindeki TCMB dövi* satış kuru »Je IJSD’a çevrileceği w vadesinde yapılmayan ödemeler için Jaylık % 2 vade farkı uygulanacağı hususlarına yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan açıklamalar muvacehesinde davalının imzasını havi Sipariş formu ve Uiraz edilmeyen fatura uyarınca tarafların vade farkı hususunda anlattığı sonucun^ varılmakta olup vade farkının düzenlenen fatura tarihi 03.08.2018 itibariyle aşağıdaki tabloda; hesaplandığı şekilde olması gerektiği sonucuna varılın ışlır.
3,475,19 Davacı tarafça düzenlenen vade farkı faturasının tarihi itibariyle davalıdan lalep edebileceği vade farkı tutan 3.475,19 TL olmakla birlikte davacı taraf 03-08.2018 tarihli vade faturası ile 1,298,00 TL talep etmiştir.
3.2- Asıl Alacağa İlişkin Olarak;
Davalı vekili 31.01.2020 tarihli Bilirkişi Raporuna itiraz dilekçesinde ası! alacak yönündeki tespit yapılırken dolar kurunun 5,999 TL olarak ele almasına katılmadıklarını, davacı alacaklının lakibi açarken harca esas değeri belirtmek adına takip günüdeki kurun takip talebinde belirtildiğini» bu nedenle bu kura dayalı olarak alacak miktarının tespit edilmesinin usul ve yasaya avkın olduğunu ifade etmişiir.
Bilirkişi raporumuzda asıl alacağa ilişkin tespitimizin ele alındığı Raporun 5.4. bölümünde açıklandığı üzere Sayın Mahkeme tarafından laraflar arasında sözleşmedin varlığı ve faturanın taraflarca kabul edildiğine hükmedilirse davacının davalıdan takip başlatma tarihi 03.10.2018 itibariyle (10.266,00 USD-l,617*53 USD-8.648,47) - 8.648,47 USD*6,<)397(KUR)=52.234,16 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmaktadır Aksi takdirde davacının dava)ıda anapara alacağının ((38.909,17 TL+1,298,00 TL) -7.50Û TL)= 32.707,17 TL olduğu sonucuria varılmıştır.
Özetle raporumuzda asıl alacağa ilişkin dikkate alınan kur jtakip tarihi itibariyle TCMB(Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tarafından yayımlanan Gİ3.10.2018 tarihli USD döviz satış kurudur.
Sayın Mahkemenin kararı doğrultusunda, davacı ve davalı şirketin itirazları çerçevesinde yapılan inceleme neticesinde;
a) Raporun 3.1. kısmında yer alan açıklamalar muvacehesinde davalının imzasını havi sipariş formu uyarınca tarafların vade farkı hususunda anlaştığı sonucuna yarılmakta olup vade farkının fatura tarihi 03.08.2018 itibariyle algıdaki labloda hesaplandığı şekilde olması gerektiği, ancak davacı tarafça 03.08.2018 tarihli vade farkı faturası ile 1.298,00 TL talep edildiği
b) K.ök Bilirkişi raporunda asıl alacağa ilişkin tespitimizin ele ahndiğı 5.4. bölümünde de açıklandığı üzere Sayın Mahkeme tarafından taraflar arasında süzleşmenih varlığı ve faturanın taraflarca kabul edildiğine hükmedilirse davacının davalıdan takip başlatana tarihi 03.10,2018 itibariyle (10.266,00 USD-1.617.53 USI>8.648,47) - 8.648,47 USD*6,0397(KUR)=52.234116 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmaktadır. Aksi takdirde davacının davalıida anapara alacağının ((38.909,17 TL+1.298,00 TL) -7,500 TL)= 32/707,17 TL olduğu sonucunaİ varılmıştır.
Raporumuzda asıl alacağa ilişkin dikkate alınan kur takip tarihi itibariyle TCMB(Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tarafından yayımlanan 03.10,2018 tarihli IJSp döviz satış kurudur.
e) Teknik inceleme ile ilişkili herhangi bir değişiklik olmadığı yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Sonuç olarak davalı yan bilgisayarlarında davalının imzasına havi sipariş formunda anlaşıldığı üzere yazılım programının yer aldığı ,anılan sipariş formunda vade farkı uygulanacağına dair madde olduğu ve iş bu madde uyarınca düzenlenen vade farkı faturasının da yerinde olduğu ,davalı yan hizmet faturasına bs formu ile vergi dairesine bildirdiği bu hali ile davacının taleplerinin yerinde olduğu ,davacı alacağının 8.648,47 USD + 1.298,00 TL olarak kabulü ile davcanın kabulüne ,
İİK 67/2 uyarınca alacağın likit oluşu ve borçlunun itirazında haksız çıkması sebebiyle takip tarihindeki kur esas alınarak %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilerek (T.C.İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ E.2017/580 K. 2018/137 ) ücreti vekalete yönelik " Yine, yabancı para veya yabancı paranın Türk Lirası karşılığının tahsili amacıyla açılan davalarda vekalet ücreti, yabancı paranın dava açıldığı tarihteki Türk Lirası karşılığına göre, ancak hüküm tarihindeki tarife hükümleri dikkate alınarak takdir edilecektir "(T.C. YARGITAY 11. H.D.2015/9645 E. 2016/4426 K.) içtihat hükümleri uygulanarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun İstanbul Anadolu .... İcra Dairesinin ... E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin (8.648,47 USD + 1.298,00 TL) üzerinden aynen devamına,
Takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı kanunun 4a Maddesi uyarınca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden 1 yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faizin uygulanmasına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacak yönünden 53.102,33 TL (8.648,47 USD x 5.99 TL (takip tarihindeki kur = 51.804,33 TL + 1.298,00 TL) üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3- 492 Sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3.627,43 -TL karar harcı peşin alınan 906,86- TL harcın mahsubu ile 2.721,00 TL bakiye harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4--6100 sayılı HMK'nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı 5,20- TL vekalet harcı ve 906,86 -TL peşin harç olmak üzere 947,96-TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6100 sayılı HMK'nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere,bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.281,70- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 7.703,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-HMK'nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2020
Katip ...
E-imzalıdır.
Hakim ...
E-imzalıdır.
