13. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/35979 Karar No: 2018/878 Karar Tarihi: 29.01.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/35979 Esas 2018/878 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2015/35979 E. , 2018/878 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar, kendilerine ....."tan miras olarak kalan taşınmazların İntikali, taksimi, kamulaştırma işlemin takibi ve satış için davalıya vekalet verdiklerini ancak davalının vekalet ilişkisini kötüye kullanarak anılan taşınmazlardaki mevcut hisselerini sattığını, ileri sürerek satışa konu taşınmazlardaki hisselerine takabül eden tazminatın, taşınmazların dava tarihindeki rayiç piyasa değeri üzerinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 13.162,15 TL ..."a, 23.390,09 TL ..."a, 23.390,09 TL ..."e olmak üzere toplam 59.942,34 TL"nin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6100 Sayılı HMK.nun 305/2.maddesinde “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yeklenen, borçlar tavzih yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” hükmü mevcut olup,bu kanun hükmü uyarınca tavzih incelemesinin sınırlı olarak yapılabilmesi mümkün olup, tarafların hak ve borçlarında değişiklik, genişletme veya sınırlandırma yapılması tavzihle mümkün değildir. Mahkemece, 13.05.2015 tarihli asıl kararında faize hükmedilmediği halde talep üzerine, 17.07.2015 tarihli tavzih kararıyla hüküm altına alınan alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği ve bu suretle hükmün davalı aleyhine değiştirildiği anlaşılmaktadır. Oysa ki, az yukarıda açıklandığı üzere tavzih kararıyla tarafların hak ve borçlarında değişikliğe gidilebilmesi mümkün olmadığından tavzih talebinin reddine karar verilmesi zorunludur. Mahkemece, davacı vekilince verilen tavzih dilekçesi kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.