
Esas No: 2014/16311
Karar No: 2015/19763
Karar Tarihi: 08.06.2015
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/16311 Esas 2015/19763 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkillerinin murisinin davalı işveren yanında 1995 tarihinden vefat ettiği 08.07.2010 tarihine kadar düzenli olarak çalıştığını, müteveffanın hak ettiği alacaklarının kendisine ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin ve genel tatil alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Kıdem tazminatına esas alınması gereken süre konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. Kıdem tazminatının şartları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan İş Kanunlarında düzenlenmiştir.
Somut olayda mahkemece, davacıların murisi olan işçinin 2008 yılında istifa etmesi sebebiyle sadece 22.09.2008 ilâ 08.07.2010 tarihleri arası dönem yönünden kıdem tazminatının hesaplandığı bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş ise de karar, dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Dosya içeriğine göre, işçi tarafından 25.06.2008 tarihinde gerekçesiz istifa dilekçesi verilmiş ise de başkaca yıllara dair de yaz dönemine ilişkin ücretsiz izin dilekçeleri verildiği ve yurt olan işyerinde yazın çalışma olmaması sebebiyle istifa dilekçesi verildiği, bu itibarla dilekçenin gerçek anlamda istifa iradesini yansıtmadığı ortadadır. Yapılacak iş, davacıların murisi olan işçinin tüm çalışma süresine dair kıdem tazminatının hesaplanarak hüküm altına alınmasından ibaret iken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
3-4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Somut olayda, yıllık izin ücretine dair dava kabul edilmiş ise de yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, davacıların murisi olan işçinin, işyerinde yaz aylarında çalışıp çalışmadığı ve karşılığında ücret alıp almadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Bu hususta gerekirse tanıklar yeniden dinlenilmeli, işyeri kayıtları getirtilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.
4-Fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin ve genel tatil ücreti alacakları yönünden, dava edilen tutarlara dava tarihinden, ıslah edilen tutarlara ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde alacakların tamamına dava tarihinden faiz işletilmesi hatalıdır.
5-Kabule göre de, dava kısmen kabul ve kısmen reddedilmesine ve tarafların yargılamada kendilerini vekille temsil ettirmelerine rağmen, taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir.
6-Kabule göre de, davacının 949,00 TL tebligat ve bilirkişi gideri ile 138,70 TL dava açılış gideri yapmış olduğunun anlaşılmasına göre mahkemece, yargılama giderinin eksik hesaplanarak 654,55 TL olarak kabul edilmesi de isabetsizdir. Anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
A.Ö.