
Esas No: 2015/16813
Karar No: 2015/19758
Karar Tarihi: 08.06.2015
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/16813 Esas 2015/19758 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, istifa dilekçesinin işleme konulmasına ilişkin davalı sendika yönetim kurulunun 14.10.2014 tarihli kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... seçildiğini ve halen bu görevi sürdürdüğünü, sendika yönetim kurulu üyeleri ile şube başkanlarının, seçimlerin hemen müteakibinde teamül gereği bazen imzalı olarak boş kağıt, bazen de tarih atılmadan istifa dilekçelerini sendika genel merkezine sunduğunu, bu işlemin karşılıklı iyi niyete ve güvene dayandığını ve bir anlamda seçim sonrası genel başkanlık makamına sunulan bir bağlılık niteliği taşıdığını, müvekkilinin teamül gereği ikinci kez şube başkanı seçildikten sonra verdiği tarihsiz istifa dilekçesinin 14.10.2014 tarihi itibariyle haksız olarak ve tamamen müvekkilinin iradesi dışında işleme konulduğunu ve yönetim kurulu kararı ile kabul edildiğini, davalı sendikanın bu işleminin esas ve usul yönünden açıkça hukuka aykırı olduğunu, yapılan işlemle hem irade sakatlığı durumunun vuku bulduğunu hem de karşılıklı güven ve iyi niyetin istismar edildiğini, genel merkezin bu tavrının apaçık hakkın kötüye kullanılması yasağı kapsamına girdiğini, müvekkilin aleyhine tesis edilen haksız ve hukuka aykırı yönetim kurulu kararının uygulanmasının telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara yol açacağını ileri sürerek işleme konulmuş istifa dilekçesinin ve 14.10.2014 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa dilekçesini kendi el yazısı ile yazdığını ve imzaladığını ikrar ettiği halde iradesi dışında işleme konulduğunu iddia etmesinin hak arama özgürlüğünün kötüye kullanılması anlamını taşıdığını, istifanın bozucu yenilik doğuran bir hak olup karşı tarafa ulaştığı anda hüküm ifade ettiğinden daha sonra tek taraflı olarak geri alınmasının mümkün olmadığını, davacının istifaya yakın tarihlerde istifa edeceğine dair birçok defa beyanda bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, istifa dilekçesinin teamül gereği genel başkanlığa sunulduğu, işleme konuluş tarihi itibariyle davacının gerçek iradesini yansıtmadığı, davacının iradesi fesada uğratılarak hata ve hile alındığının kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Herhangi bir şekle tabi olmayan istifa beyanı, bozucu yenilik doğuran tek taraflı bir hukuki muameledir ve muhatabına ulaşmakla sonuçlarını doğurur.
Somut olayda, davacı tarafından, davalı sendika genel merkezine hitaben yazılan tarihsiz dilekçe ile görülen lüzum üzerine ... istifa edildiği bildirilmiş ve dilekçe altında yer alan imza da inkar edilmemiştir. Bunun üzerine sendika genel yönetim kurulunun 14.10.2014 tarih ve 15 sayılı kararı ile davacının istifası kabul edilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, karar, dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı tarafından, istifa dilekçesinin irade fesada uğratılarak düzenlendiği ispatlanamamıştır. Davacı, delil olarak sadece tanık beyanına dayanmış ise de, tanıkların beyanları birbirleri ile çelişkili olduğu gibi, irade fesadını ispatlar nitelikte de değildir. Diğer taraftan, tanık Nesimi"nin, kendisinden de aynı nitelikte istifa dilekçesi alındığını beyan etmesine rağmen, kendisinin noter kanalıyla istifa ettiğini belirttiği ve hal böyle olunca, sendikada istifa dilekçesinin teamül gereği verildiği hususunun ispatlanamadığı açıktır.
Ayrıca, şube delegelerinin iradesiyle ve yapılan seçim neticesinde göreve gelen davacının, genel merkeze teamül gereği istifa dilekçesi vermesi de hayatın olağan akışına aykırıdır.
Tüm bu hususlar muvacehesinde, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.06.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.