Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/9052 Esas 2014/13298 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9052
Karar No: 2014/13298

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/9052 Esas 2014/13298 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/9052 E.  ,  2014/13298 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 12/03/2013
    NUMARASI : 2012/5-2013/143

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 14.10.2014 Salı günü davacı M.. G.. vekili Av..geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı Medine vekili, davalı Rıdvan aleyhine boşanma davası açıldığını ve aleyhine karar verildiğini, mal kaçırma maksadı ile davalı Rıdvan’ın dava konusu taşınmazı diğer davalı M. S.’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
    Davalı vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacının kesinleşmiş bir alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, BK 18. (TBK 19.) maddesi kapsamında açılmış muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir.
    Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflıveya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Ancak, danışıklı işlem ile üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır.
    Diğer yandan; zarara uğradıklarını ileri süren üçüncü kişilerin, danışıklı işlemde bulunduğu iddia edilen kişi hakkında tazminat davası açmış olmaları, bu davanın kabulü için tek başına yeterli olmadığından, danışıklı işlemde bulunanın, üçüncü kişilere borçlu olduğunun gerçekleşmesi ve borcunu ödememek için danışıklı hukuki işlem yapmış olması gerekir.
    Somut olayda davacı tarafın açmış olduğu tazminat içerikli davaların bulunduğu ve tazminata karar verildiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca belirtilen davalarının sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi yerine yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.10.2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.