19. Hukuk Dairesi 2018/1182 E. , 2020/360 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonucunda verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı banka tarafından davacı aleyhine Antalya 10. İcra Müdürlüğü’nün 2016/1276 esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini ancak davacının davalı bankaya böyle bir borcu bulunmadığını, davacıya gönderilen ödeme emrinde genel kredi sözleşmesi kefil imza sayfası başlıklı surette sadece ... kaşesi, mührü ve dönemin oda başkanının imzasının olduğunu, söz konusu genel kredi sözleşmesinin sadece oda başkanının imzasının bulunmasından dolayı geçersiz olduğunu, davacının kefalet altına alınabilmesi için odanın bağlı bulunduğu birlikten izin alınması ve başkan ile birlikte oda genel sekreterinin müşterek imzasının şart olduğunu ileri sürerek, davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine ve dava değerinin % 20"sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Manavgat Esnaf ve Sanatkarlar Odası eski başkanının başkanlık yaptığı dönemde odayı temsilen genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, esnaf ve sanatkarlar meslek kuruluşlarını bağlayan kararları almakta başkanın tek başına temsile ve imzaya yetkili olduğunu, başkanın bulunmadığı zamanlarda ise odayı bağlayan kararların başkan vekili ve genel sekreterin birlikte imzasıyla birlikte alınacağını, oda başkanının temsil yetkisinin olmadığı kanaatine varılsa dahi; davacının uzun süre bir çok bankanın kefalet sözleşmelerini imzalayarak yüksek meblağlı krediler aldığını, kefil sıfatıyla sorumluluğu doğduğunda ise kefalet sözleşmesi yapmaya yetkisiz olduğunu ileri sürdüğünü, bu tutumun odaların kötü niyetli hareket ettiğini açıkça göstermekte olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 5632 sayılı Kanunu"n 54. maddesine göre sadece başkanın imzasıyla temsil edilemeyeceği, başkan imzası yanında genel sekreterin de işleme katılması gerektiği, dava konusu icra takip dosyasına dayanak yapılan genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla sadece davacının o zamanki başkanının imzasının bulunduğu, davacının bu şekilde borç altına giremeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalıya Antalya 10. İcra Müdürlüğünün 2016/1276 esas sayılı takip dosyası nedeniyle borcu bulunmadığının tespitine, davacının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/1222 esas ve 2017/1524 karar sayılı ve 26.12.2017 tarihli kararı ile, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne ilişkin verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına istinaf muhakeme hukukuna ve maddi hukuku göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.