1. Hukuk Dairesi 2020/700 E. , 2020/3432 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa; tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, ortak mirasbırakan anneleri ..."nin maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu ..."e bağış suretiyle temlik ettiğini, işlem tarihinde mirasbırakanın hukuki ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek, ... sayılı parselin ifrazından oluşan ... parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, murisin hukuki ehliyeti haiz olduğunu, bakım karşılığında taşınmazın devredildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescile yönelik davanın reddine, tenkis isteğinin ise kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “...mirasbırakanın maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazını oğlu olan davalıya ...bağış suretiyle temlik ettiği, taşınmazın... ifraz edildiği, ... parselin davalı...adına tescil edildiği, fenni bilirkişi raporuna göre dava tarihinden sonra Kadastro Kanunun 22/a maddesi uyarınca ... parselin ... parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü ancak revizyon kaydının getirtilmediği anlaşılmaktadır....Bilindiği üzere miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır (TMK 575.md). Türk Medeni Kanunu"nun 571/1. maddesi ise “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. ” hükmünü amirdir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup hakim tarafından yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınır.Somut olaya gelince, mirasbırakan 05.01.2009 tarihinde ölmüş, eldeki dava 01.08.2011 tarihinde açılmış, davacılar dava dilekçesinde dava konusu kazandırmayı davacılardan ..."nın 32 yıldır İstanbul"da diğer davacı ... nin ise ... Merkez"de ikamet etmesi nedeniyle yeni öğrendiklerini iddia etmişlerdir. Hal böyle olunca, öncelikle hak düşürücü süre üzerinde durulması, davacıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere;mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapma yükümlülüğü doğar. “Usûli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma zorunluluğu getirir (9.5.1960 günlü 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı).
Öte yandan, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi için iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanması zorunludur.
Nitekim, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. (1086 sayılı HUMK’nun 73.) maddesi, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa’nın 36. maddesiyle en temel yargısal hak olarak kabul edilen hukuki dinlenilme hakkı gözetilerek, mahkeme, tarafları dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usûlüne uygun olarak davet etmeden, açıklama ve ispat haklarını kullanmalarını sağlamadan hükmünü veremez. Bunun aksinin kabulü adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurur.
Somut olaya gelince; hükmüne uyulan bozma ilamında, dava konusu ... sayılı parselin revizyon gördüğü 8 parsel sayılı taşınmazın kaydının getirtilmesi,davacıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihin belirlenmesi ve böylece tenkis davasının TMK."nın 571/1. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının belirlenmesi gerektiğinin ifade edildiği, davalının tanık deliline dayanarak, 02.12.2011 havale tarihli tanık listesinde ..., ..., ..., ..., ... ile ..."un isimlerini bildirdiği, bozma ilamından sonra ibraz ettiği 04.03.2016 tarihli dilekçesindeki talebi doğrultusunda davalı tanıklarından ... ve ..."ın dinlenilmelerine karar verildiği, ne var ki mahkemece, 26.05.2016 tarihli celsede dosyanın yeterince aydınlandığı gerekçesiyle davalı tanıklarının dinlenilmesinden vazgeçildiği ve yalnızca davacı tanıklarının beyanları ile yetinilerek sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, dava konusu 104 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı da dosyaya dahil edilmemiştir.
Bu durumda, mahkemece, bozma ilamında gösterildiği şekilde hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı bulunmadığı gibi davalı taraf tanıkları dinlenmeden noksan soruşturma ile hüküm kurulup davalıların savunma haklarının kısıtlandığı da açıktır.
Hal böyle olunca, hükmüne uyulan önceki bozma ilamı ve yukarıda değinilen hususlar gözetilmek suretiyle çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının celbedilmesi, davalının tanık listesinde bildirdiği tanıklarının dinlenmesi, toplanan ve toplanacak tüm delillerle birlikte davacıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihin belirlenerek, hak düşürücü süre yönünden değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasa"nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalıya geri verilmesine, 02.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.