5. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4755 Karar No: 2017/13237 Karar Tarihi: 11.05.2017
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/4755 Esas 2017/13237 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2016/4755 E. , 2017/13237 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki İstanbul ili, Tuzla ilçesi, Merkez (Yayla) mahallesi 1617 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak; 1)Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, somut emsal olarak incelenen 5028 parsel sayılı taşınmazın 06.07.2009 tarihli satışına ilişkin resmi senede göre emsal taşınmazın yüzölçümü 237 m2 olduğu halde, emsalin yüzölçümü 221,30 m2 alınarak hesap yapıldığı gibi, somut emsal olarak incelenen 3082 parsel sayılı taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin karşılaştırılmasında; emsal taşınmaz dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğu halde, bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın emsalden daha değerli olduğu kabul edilerek vergi değerlerine ters düşecek şekilde değer biçildiğinden rapor inandırıcı değildir. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2)Dava konusu taşınmazın fiili taksim sonucu davacıya düşen 509,67 m2"lik bölümünde davalı idarece tretuvar ve beton merdiven yol olarak el atılan kısmından arta kalan ve 20.05.2015 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (C) harfi ile gösterilen 56,20 m2"lik bölümün geometrik durumu ve yüzölçümü nazara alındığında kullanılamaz hale geldiği anlaşıldığından, bu kısmın da bedeline hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 11/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.