Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ve katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede; 1)Sanık hakkında kurulan hükme yönelik katılanın temyiz talebinin incelenmesinde: Katılanın, yokluğunda verilip 23/01/2018 tarihinde usulünce tebliğ olunan 27/12/2017 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 12/02/2018 tarihli dilekçe ile vaki temyiz talebinin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2)Sanık hakkında kurulan hükme yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde; Sanığın, katılan ve müştekiye iş bulacağını söyleyip para aldığı ancak iş bulmadığı iddia edilen olayda; sanığın iş bulacağını katılan ...’a söylediği, onun da olayı müşteki ...’a anlatması üzerine katılan ve müştekinin sanığa para verdiği gözetilerek sanığın tek eylem ile katılan ve müştekiyi dolandırdığı anlaşıldığından sanık hakkında bir defa dolandırıcılık suçundan hüküm kurulup cezasının TCK"nın 43. maddesi uyarınca arttırılması gerekirken sanık hakkında iki defa dolandırıcılık suçundan hüküm kurularak fazla ceza tayini, Kabule görede; Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 02/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.