(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2016/23812 E. , 2016/21462 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde davalılarca temyiz edilip, incelemenin Yargıtayca duruşmalı olarak yapılması davalı... Elemanları İmalat İnş...... vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 20.12.2016 Salı günü belirlenen saatte davalılar... Elemanları İmalat İnş...... ve Ekosan Tuğla San. Ve Tic.Ltd.Şti. vekili Av.... ile karşı taraftan davacı ... vekili Av...... Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının organik bağı içindeki davalı şirketlerde çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, işyerinde mevsimlik iş yapıldığını, işyerinde 10 Ocak ile 25 Şubat tarihleri arasında çalışma olmadığını, fesih tarihindeki ücretinin net 1800,00 TL olduğunu, ödemelerin bir kısmının bankadan, bir kısmının elden yapıldığını, haftada altı gün çalıştığını, ancak fazla mesai yaptığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, 2007 yılında fabrikanın kapanmasından sonra 2008 yılında davalı şirketlerce işyerinin işletilmeye başlandığını, işyeri devri bulunmadığını, davacının parça başı ücretle çalıştığını, davacının fazla ücret talep etmesi nedeni ile anlaşma sağlanamadığından kendisinin işten ayrıldığını, fazla mesai yapılmadığını, işyerinde mevsimlik çalışma yapıldığından yıllık izne hak kazanmadığını, alacakların zaman aşımına uğradığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, fazla mesai yapıp milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, çalışmalarının kuruma eksik bildirildiği gerekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece her iki şirketin işçilik alacaklarından müteselsilen sorumlu oldukları kabul edilerek hüküm altına alınan alacaklardan her iki şirket birlikte sorumlu tutulmuş ise de, dosya içerisindeki ticaret sicil kayıtlarından ve davalılar vekilinin temyiz dilekçesine ekli olarak sunduğu ticaret sicil kaydından davalı şirketlerden... ve Ticaret Şirketi’nin davanın devamı sırasında tasfiye sürecine girdiği, karar verilmesinden önceki bir tarihte 2014 yılında tasfiyesi tamamlanarak ticaret sicilinden kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. Ticaret sicilinden terkinle tüzel kişiliği sona eren davalı ... Ltd Şirketi hakkında yargılamanın sürdürülmesi ve hüküm kurulması olanaklı değildir. Bu husus mahkemece re"sen gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece, davacıya, davalı şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verilerek ihya sağlandığı takdirde davalı ... Sanayi ve Ticaret Ltd Şirketi hakkında yargılamaya devam edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
Kabul şekli bakımından da;
1-Hizmet cetveline göre davacı 23.05.2008-31.08.2008; 02.09.2008-3.11.2008; 15.05.2009-02.08.2009; 05.05.2010-02.11.2010; 03.07.2011-05.12.2011; 17.09.2012-24.10.2012 tarihleri arasında davalılar nezdinde çalışmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hizmet süresi 25.02.2008-10.01.2013 tarihleri arasında yer yıl 10 Ocak ile 25 Şubat tarihleri arasındaki sezon harici dönem dışlanarak belirlenmiştir. Bu şekilde kabul dosya içeriğine göre yerinde ise de, davacının hesap dönemi içinde 01.12.2010-22.12.2010 tarihleri arasında 1148491 SGK sicil numaralı ve 01.05.2012-31.05.2012 tarihleri arasında 1019879 SGK sicil numaralı işyerlerinden çalışmalarının bildirildiği görülmektedir. Bu işverenlerin kim olduğu ve davalılar ile bağlantısı tespit edilmeden hizmet süresine eklenmesi doğru olmamıştır. Bu hususta gerekli araştırma ve inceleme yapılarak hizmet süresi konusundaki eksiklik ve tereddüt giderilmeli, kesin ve net bir biçimde hizmet süresi belirlenmeli, gerekirse işçilik alacakları da hizmet süresine göre yeniden hesap ettirilmelidir.
2-Davacı vekili, davacının fesih tarihindeki ücretinin net 1800,00 TL olduğu iddia etmiştir. Bazıları husumetli olan davacı tanıkları iddiayı teyit etmiştir. Mahkemece emsal ücret araştırması yapılmış; ... ve Kristal İş Sendikası ile Türkiye İstatistik Kurumu’ndan aylık ücretin ne olabileceği sorulmuştur. Benimsenen bilirkişi raporunda ise Kristal İş Sendikası’nın bildirdiği ücret seviyesi esas alınarak alacaklar hesaplanmıştır. Davacı tanıklarının beyanlarına tek başına itibar edilmesi mümkün değildir. Banka hesap ekstresinin tetkikinde yapılan ödemelerin iddia edilen ücret seviyesinin çok altında olduğu görülmektedir. Dosya içindeki bazı yıllarda bazı aylara ait hakediş miktarlarının yeraldığı listelerden yola çıkarak aylık ücretin tespiti de mümkün değildir. Sendikalar ise genel olarak sendikal örgütlenmenin olduğu, toplu iş sözleşmesi uygulanan işyerlerindeki ücret seviyelerini dikkate alarak ücret bildirmektedirler. İşyerinde sendikal örgütlenme, toplu iş sözleşmesi düzeni bulunmadığına göre, işyerinin bulunduğu yer ve diğer özellikleri ile dosya kapsamı dikkate alındığında Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2010 yılı için bildirdiği ücretin esas alınması daha uygun olacaktır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun bildirdiği ücretin 2010 yılındaki asgari ücrete oranı üzerinden bulunan kat sayı esas alınarak fesih tarihindeki ücret belirlenmelidir. Hesap dönemi içindeki kalan diğer yıllar ücreti de aynı yöntemle tespit edilmeli, işçilik alacakları da buna göre hesap ettirilmelidir.
3-Parça başına veya yapılan iş tutarına göre ücret ödenen işlerde, fazla çalışma süresince işçinin ürettiği parça veya iş tutarının hesaplanmasında zorluk çekilmeyen hallerde, her bir fazla saat içinde yapılan parçayı veya iş tutarını karşılayan ücret esas alınarak fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma ücreti hesaplanır. Bu usulün uygulanmasında zorluk çekilen durumlarda, parça başına veya yapılan iş tutarına ait ödeme döneminde meydana getirilen parça veya iş tutarları, o dönem içinde çalışılmış olan normal ve fazla çalışma saatleri sayısına bölünerek bir saate düşen parça veya iş tutarı bulunur. Bu şekilde bulunan bir saatlik parça veya iş tutarına düşecek bir saatlik normal ücretin yüzde elli fazlası fazla çalışma ücreti, yüzde yirmibeş fazlası ise fazla sürelerle çalışma ücretidir. İşçinin parça başı ücreti içinde zamsız kısmı ödenmiş olmakla, fazla çalışma ücreti sadece yüzde elli zam miktarına göre belirlenmelidir.
Somut olayda, davacının parça başı ücretle çalıştığı, istiflenen ya da yüklenen tuğla adedine göre ücretini aldığı dosya içeriğindeki deliller ile sabittir. Bu itibarla belirlenen fazla mesai saatleri yerinde ise de, parça başı ücretle çalışılması nedeni ile fazla mesai ücretinin zamsız kısmını zaten ödenen ücretin içinde aldığı kabul edilerek sadece %50 zamlı kısmının hesap edilerek takdiri indirim uygulamak sureti ile hüküm altına alınması gerekirken, bu husus gözetilmeden hazırlanan rapora göre karar verilmesi doğru olmamıştır.
4-Kıdem ve ihbar tazminatını davacı vekili net miktarlar üzerinden ıslah ettiği halde talep aşılarak brüt miktarların hüküm altına alınması sureti ile HMK’nun 26 ıncı maddesine aykırı biçimde fazlaya karar verilmesi de ayrı bir bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına takdir olunan 1.350,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 20.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.
BY