13. Hukuk Dairesi 2017/9480 E. , 2018/848 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ile arasında ......Mahallesi 1158 ada 1 parselde yapılacak olan inşaattaki 6 nolu dairenin satışı hususunda 18.12.2009 tarihli sözleşme düzenlendiğini, anlaşma gereği binanın inşaat ruhsatının alınmasından itibaren 12 ayda bitirilerek kendisine devredileceğini, davalıya 18.12.2009 tarihinde 35.000,00-TL, 18.02.2010 tarihinde 15.000,00-TL, 18.06.2010 tarihinde 15.000,00-TL olmak üzere toplam 65.000,00-TL ödeme yaptığını, ancak davalının arsa sahibi ile yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahipleri tarafından 09.05.2012 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, bu sebeple davalının satış taahhüdünü yerine getirmesinin imkansız hale geldiğini, davalının “başka yerden daire verilim” diyerek kendisini oyaladığını, bu sebeple davalıya gönderdiği 01.10.2013 tarihli ihtarname ile dairenin yedi gün içinde teslim edilmesini veya 65.000,00-TL’nin iadesini istediğini, davalının bu ihtara cevap vermediğini, ödediği bedelin tahsili için davalı hakkında başlattığı icra takibinin de davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 18.12.2009 tarihli daire satış sözleşmesi gereği davalıya ödediği 65.000,00-TL bedelin tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş; davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, "...taraflar arasında tanzim edilen daire satış sözleşmesinde; 18.12.2009 tarihinde birinci peşinatın ödendiği, ikinci peşinatın 18.02.2010 tarihinde, üçüncü peşinatın 18.06.2010 tarihinde, kalan bakiyenin teslimde ödeneceği belirlendiği, dava dosyasına ibraz edilen senet fotokopileri ile bu senetlere ait banka dekontlarından davacının davalıya 18.02.2010 tarihinde 15.000,00-TL ve 18.06.2010 tarihinde 15.000,00-TL ödeme yaptığı anlaşıldığı, aynı sözleşmede davacı tarafından yapılan peşinat ödemesinin miktarı belli olmamasına rağmen gerek davacı tarafından davalıya keşide edilen ihtarnamede ve gerekse dava dilekçesinde bu miktarın 35.000,00-TL olduğu belirtilmesine rağmen, davalı bu miktara itirazda bulunmamış olup sadece kendisinin de alacağının olduğunu beyan etmesi nedeni ile davacı tarafından davalıya yapılan ödemeler toplamının ve davacının davalıdan iadesini talep edebileceği toplam miktarın 65.000,00-TL olduğu..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında 18.12.2009 tarihli harici daire satış sözleşmesi düzenlendiği ve sözleşme gereği satışı taahhüt edilen taşınmazın davacıya teslim edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının davalıya ödediği miktarın ne kadar olduğu hususunda toplanmaktadır. Somut olayda ispat yükü davacıda olup davacı tüm ödemeyi ispat etmekle yükümlüdür. Davacı 30.000,00-TL ödemeyi ispatladığı halde, kalan tutar için yazılı bir belge sunamamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece ispat yükünün davacıda olduğu gözetilerek, davacının ödemeleri kesin delillerle ispat edeceği dikkate alınarak, davacı dava dilekçesinde, “yemin” deliline de dayanmış olduğundan, bu konuda davalıya yemin yöneltmeye hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.