Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/19096 Esas 2018/4818 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19096
Karar No: 2018/4818
Karar Tarihi: 04.10.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/19096 Esas 2018/4818 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacılar, davalı şirketle olan ticari ilişkinin protokolle tasfiye edildiğini ve senetlerin ödendiğini iddia ederek, senetler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini ve fazla yapılan ödemenin istirdadını talep etmiştir. Davalılar ise senet bedellerinin ödenmediğini savunarak asıl davanın reddini ve karşı dava ile alacak talebinde bulunmuştur. Mahkeme, asıl davayı reddederken karşı davayı da reddetmiş ve buna karşı yapılan temyiz başvurusunu incelemiştir. Mahkeme kararını bozmuş ve taraflar arasında borç alacak ilişkisi tespit edilerek yapılacak hesaplamalarla hüküm verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda TMK. m.2'ye atıfta bulunulmuştur.
TMK. m.2: Hukuki işlemlerde dürüstlük kurallarına uymak zorunludur.
19. Hukuk Dairesi         2016/19096 E.  ,  2018/4818 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit/alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacılar vekili, davacılar ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişkinin protokol ile tasfiye edildiğini, protokol kapsamında davalı şirkete verilen senetlerin ödendiğini ileri sürerek, davacıların davaya konu senetler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, fazla yapılan ödemenin davalılardan istirdatına; karşı davanın ise reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davacıların senet bedellerini ödemediklerini belirterek, asıl davanın reddini istemiş; karşı dava da ise davalılar tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra kalan bakiye alacağın tespiti ile karşı davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, asıl davada, taraflar arasındaki ticari ilişkiden doğan borç ilişkisinin protokol ile düzenlendiği, bu protokole göre gerek yeni verilen senetler gerekse devredilen icra dosyasından davalıların bir tahsilat yapmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine; karşı davada, karşı davacıların davalıların temerrütlerinin sonuçlarından faydalanarak gerekli hukuki yollara başvurmayarak vade tarihleri değiştirilmiş yeni senetler aldıkları, bu şekilde davranan ve davalıların dosyaya sunduğu senet bedellerini tahsil eden davacıların kendilerine karşı açılmış olan bir davada temerrütün gerçekleştiği iddiasıyla sözleşmede öngörülen hükümler gereği alacak talebinde bulunmalarının TMK. m.2"de düzenlenen "dürüstlük kuralı" na aykırı bulunduğu gerekçesiyle, karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Asıl dava borçlu bulunulmadığının tespiti karşı dava ise alacaklı olunduğuna ilişkindir.
    Asıl davaya ilişkin yapılan temyiz incelemesinde; taraflar arasındaki protokol başlıklı belge de borç tutarının 26.200,00 TL olduğu kararlaştırılmıştır. Protokolde bu borca karşılık 16.200,00 TL’ lik senetler verilmiş kalan miktar için ise davacı ...’ nin başka icra dosyalarındaki alacaklarının temliki yapılarak borcun ödeneceği konusunda taraflarca anlaşmaya varılmıştır.
    Davacıların protokolde belirtilen borçlarını süresinde ödememesi üzerine davalılara 23 adet yeni bono verdiği bu bonoların bir kısmının ödendiği bir kısmının ise ödenmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Aynı şekilde temlik edilen icra dosyasındaki borcun da ödenmediği görülmüştür.
    Ödenmeyen bonoların yerine yeni bonoların verilmesi borcun yenilendiği şeklinde kabul edilemez. Taraflar arasında bu konuda yeni bir sözleşme yoktur. Mahkemece protokol hükümlerindeki temerrüt faizinin uygulanmayacağı görüşü yerinde değildir. Mahkemece yapılacak ..., taraflar arasındaki temerrüt hükümleri uygulanarak; yapılan ödemler mahsup edildikten sonra dava tarihi itibariyle davacıların hangi miktarda borçlu olduğunun tespiti, şayet borçlular ise bu borcun ne kadar olduğu ve buna göre borçlu olunmayan miktarın tespiti ile hüküm altına alınmasından ibarettir.
    Karşı dava ile ilgili olarak ise, yukarıda belirtildiği üzere mahkemece taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi tespit edilerek, karşı dava tarihi itibariyle karşı davacıların alacaklı olduğu miktar belirlendikten sonra varsa bakiye alacağın hüküm altına alınması gerekirken, dosya içeriğine uymayan ve hukuki dayanaktan yoksun olarak hem menfi tespit hem de karşı davanın reddi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 04/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.