Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/6905 Esas 2019/7560 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1996 yılında 3402 sayılı Kanunun Ek- 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında çekişmeli.... mevkiinde bulunan 354 parsel sayılı 9354,00 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, beyanlar hanesinde 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve davacı ile davalıların kullanımında bulunduğu şerhleriyle Hazine adına tespit edilerek, 28/10/1998 tarihinde Hazine adına hükmen tescil edildiği, akabinde 30/10/2014 tarihinde 6292 sayılı Kanun uyarınca satış işlemi nedeniyle davacı ve davalılar adına 1/4 pay olarak, tarla niteliği ve 9.137,84 yüzölçümü ile tescil edildiği anlaşılmıştır. Tapu kaydında davalılar ... ve ... hisselerinde Hazine lehine ipotek kaydı ile davalı ... hissesinde icrai hacizler mevcuttur.
Davacı ... dava dilekçesinde özetle; .... mevkiinde kain ölü babası ....tarafından yıllardır zirai amaçlı kullanılan 9.137,84 m2 yüzölçümlü 354 sayılı arazi-tarla niteliğindeki parselin kendisinin yurtdışında olması nedeniyle 2/B orman komisyonunca davalılar adına tespit edildiğini, davalıların bu yeri kendi babalarından intikal edilmiş gibi göstererek kendi adlarına tespit ettirdiklerini ve 6292 sayılı Kanun gereği Maliye Hazinesinden 30/10/2014 tarihinde satın aldıklarını, bu yerde babası ..."in hissesinin olduğunu ve davalıların hiçbir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, 354 sayılı parselin davalılar adına yapılan tespit ve tescilinin terkini ile miras bırakan babası evlatları ..., oğlu ... ve kendisi Hüseyin kızı davacı adına 1/3 oranında tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre seri bazda 1972-1973 yıllarında yapılıp 07.07.1974 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 27.09.1991 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması, 1963-1964 yıllarında yapılıp 19.03.1964 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosu vardır. Yine 2/B alanlarında 12/06/1996-11/07/1996 tarihleri arasında ilan edilerek, dava açılmayan parseller için 12/07/1996 yılında kesinleşen kullanım kadastrosu çalışmaları ile 2009 yılında yapılan 2/B güncelleme çalışmaları bulunmaktadır.
Dava, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılıp 6292 sayılı Kanun uyarınca satışı yapılmış taşınmazda, davalı gerçek kişi adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, yörede 1996 yılında 3402 sayılı Kanunun Ek -4. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmasında çekişme konusu 354 parsel sayılı taşınmazın davacı ve davalıların kullanımında olduğunun belirlendiği ve 6292 sayılı Kanun uyarınca dava tarihinden önceki bir tarihte, kullanım kadastrosu sırasında hak sahibi olduğu belirlenen gerçek kişilere satılarak kişiler adına tapuya tescil edildiğine, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın, 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte ve Hazineye yöneltilerek açılması gerektiğine, taşınmazı satın alan kişi adına tapuya tescil edilip mülkiyet belirlendikten sonra, şahsi hak niteliğindeki şerhe yönelik olarak açılacak davaların dinlenme olanağı bulunmadığından yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17/12/2019 günü oy birliği ile karar verildi.