Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/4147 Esas 2020/2944 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4147
Karar No: 2020/2944
Karar Tarihi: 14.09.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/4147 Esas 2020/2944 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. Davacı, uygulama kadastrosu sırasında paydaşı olduğu taşınmazlarda bir sınır hatası olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacının tam paylı malik olmadığı, taşınmazda 30 adet paydaşın bulunduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, diğer paydaşların davaya katılımının sağlanması için davacıya makul süre ve imkan tanınmalıdır. Davada aktif dava ehliyetinin tamamlandığından söz edilemez, aktif dava ehliyetinin mevcudiyeti dava şartıdır. Bu koşul yerine getirilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması mümkün değildir. Bu nedenle, hüküm BOZULMUŞTUR.
Kanun Maddeleri:
- 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 22/a maddesi.
16. Hukuk Dairesi         2017/4147 E.  ,  2020/2944 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Uygulama kadastrosu sonucunda ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 13 parsel sayılı 36.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 109 ada 64 parsel numarasıyla ve 37.529,28 metrekare yüzölçümlü olarak; davalılar ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 293 parsel sayılı 31.050,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 109 ada 65 parsel numarasıyla ve 34.736,48 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında paydaşı olduğu 109 ada 64 parsel sayılı taşınmaz ile aynı ada 65 parsel sayılı taşınmaz arasındaki sınırın yanlış tespit edildiğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. Bu tür davalarda, tüm paydaşların birlikte dava açmaları yahut biri veya birkaçı tarafından açılan davaya diğer paydaşların katılımının sağlanması gerekir. Dava konusu 109 ada 64 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydı incelendiğinde, davacının tapuda tam paylı malik olmadığı, taşınmazda davacı dışında 30 adet paydaşın bulunduğu anlaşılmaktadır. Davanın niteliği itibariyle, yargılama neticesi verilecek hükümle müşterek maliklerin tamamının hukukunun etkilenecek olması nedeniyle, diğer paydaşların da davaya katılımının sağlanması zorunlu olmasına rağmen, Mahkemece, diğer paydaşların katılımını sağlaması için davacıya süre ve imkan tanınmamıştır. Bu haliyle, davada aktif dava ehliyetinin tamamlandığından söz edilemez, aktif dava ehliyetinin mevcudiyeti dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması mümkün değildir.
    Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davacıya müştereken maliki olduğu taşınmazdaki diğer paydaşların davaya katılımını sağlaması için makul süre ve imkan tanınmalı, verilen süre içerisinde bu eksikliğin tamamlanması halinde yargılamaya devamla sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemce bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.