23. Ceza Dairesi Esas No: 2015/10981 Karar No: 2016/11104 Karar Tarihi: 26.12.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/10981 Esas 2016/11104 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların, kendilerini komiser olarak tanıtarak bankadaki paralarının tehdit altında olduğunu söyleyip katılanın 23.000 TL parayı çekmesini sağladıkları ve parayı sanıklara verdiği anlatılmaktadır. Sanıkların, katılanın eşi Müzeyyen'i de kandırıp ikna ettikleri ve parayı sanıklara gönderdikleri ortaya çıkmıştır. Sanık ... 2.000 TL'lik bir kısmını çektikten sonra geri kalan 18.000 TL'lik kısmını sanık ... tarafından çektirilmek üzere PTT'ye havale yaptığı belirtilmiştir. Sanıkların dolandırıcılık suçundan her biri 4 yıl hapis ve 2.000 TL adli para cezası almıştır. TCK'nın 157/1, 52, 53 ve 63. maddeleri uyarınca verilen hüküm, 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK'nın 157. maddesi kapsamında uzlaştırma kapsamına alınması gerektiği için bozulmuştur. Ayrıca, TCK'nın 53/1 maddesinde düzenlenen hak yoksunlukları Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarihli iptal kararı doğrultusunda uygulanması
23. Ceza Dairesi 2015/10981 E. , 2016/11104 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Her iki sanık hakkında da ayrı ayrı TCK"nın 157/1, 52, 53 ve 63. maddeleri gereğince 4 yıl hapis ve 2.000 TL adli para cezası.
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıkların, katılanı telefonla arayarak kendilerini komiser olarak tanıtıp "bankadaki paranız tehdit altında şu an evinizdeyiz, hem ben komiserim, polis ekipleri arkadaşlarım ve Cumhuriyet savcısı buradalar ailenizi koruma altına aldık şimdi eşinizle görüşeceğiz, örgütün elemanları sizi takip ediyor olabilir kimse ile irtibat kurmayın bizden gelecek talimatlara göre hareket edin paranız neredeyse oradan çekin bize haber verin" dedikleri, katılanın da bankadan 23.000 TL parayı çektiği ve verilen telefon numarasını aradığı, katılana paranın devlet güvencesinde olduğunu, bu paranın karşılığı olan 23.000 TL"yi yanımızda bulunan eşine teslim ediyoruz dedikleri, sanıkların eşzamanlı olarak katılanın eşi tanık Müzeyyen"i de kandırdıkları ve katılanı telekonferans yöntemiyle eşi ile de görüştürüp ikna ettikleri, katılanın da parayı sanık ... adına gönderdiği, sanık ..."ın da bu gönderilen paranın 2.000 TL"sini çektikten sonra 18.000,00 TL"lik kısmını sanık ... tarafından çekilmesi için Isparta PTT şubesine havale yaptığı, sanık ... ve Abdullah"ın parayı çekmek için Isparta"ya geldiklerinde yakalandıkları ve sanıkların bu şekilde hileli eylemlerle haksız menfaat temin ettikleri, katılan ve tanık beyanları, paranın gönderildiğine ve çekildiğine dair banka dekontları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, mahkemenin suç vasfına ve sübuta yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanık ... ve sanık ... müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK"nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu düzenlemenin sanıklar lehine olması karşısında; söz konusu kanun değişikliğine göre, sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2-Kabule göre de; TCK"nın 53/1 maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/12/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.