9. Hukuk Dairesi 2017/23323 E. , 2018/234 K.
"İçtihat Metni"....
DAVA : Davacı, hizmet ödeneği, ücret alacağı, ikramiye, yol parası, yemek parası, erzak yardımı, giyecek yardımı, yıllık ücretli izin, yıllık ücretli izin ikramiyesi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının davalı sendikada şubesinde profesyonel olarak görev yaparken aynı and.....üyeliği görevlerinde profesyonel olarak görev yaptığını, şubede görevini yürütürken sendikanın genel yönetim kurulu tarafından 10/03/2010 tarihinde tedbirli olarak ve kesin ihraç istemli olarak görevden alındığını ve sendika disiplin kuruluna sevk edildiğini, yönetim kurulunun da sürekli olarak görevine son verilmesine karar verdiğini, müvekkili tarafından görevinden alınması kararının iptaline ilişkin açmış olduğu davayı kazandığını ve kesinleştiğini, bu kesinleşme üzerine müvekkilinin sendika tüzüğünden doğan haklarının ödenmesini talep ettiğini, ancak olumsuz cevap verildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla; hizmet ödeneği, ücret, ikramiye, yol parası, yemek parası, erzak yardımı, giyecek yardımı, yıllık ücretli izin, yıllık ücretli izin ikramiyesi alacaklarının 03/06/2013 tarihinden itibaren yasal faiz oranı ile birlikte, davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş akdine disiplin kurulu kararı ile son verildiğini,...... 2010/339 Esas sayılı dosyasında verilen kararın davacının lehine sonuçlandığını ancak 10 günlük süre içinde işverene başvurması zorunlu iken başvuru yapmadığını, bu durumun davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacının başvuru yapmamasının başlangıçtaki bozma işlemini geçerli duruma getirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemenin önceki karar Dairemizin 03.11.2015 Gün, 2015/26072 Esas, 2015/31009 Karar sayılı ilamıyla profesyonel sendika yöneticiliği yapan davacı ile davalı sendika arasında iş ilişkisi değil vekalet ilişkisi bulunduğu sendika tüzüğünün 29. maddesinde sendika şubesinin genel kurulunun genel kuruldan 3 ay önce toplanacağı belirtildiği, buna göre sendika şube başkanı olan davacının görevinin bir sonraki genel kurulun yapılmasından 3 ay önce sona ereceğini, genel kurulun 05-06 Mart 2011 tarihinde yapıldığı davacının görevinin ise 05.12.2010 tarihinde genel kurul toplantısından 3 ay önce sona ereceği davacının mahrum kaldığı hakların 05.12.2010 tarihine kadar hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği ancak görev süresini aşar şekilde hesaplama yapılıp hüküm altına alındığı, ayrıca asıl alacak miktarlarından işsizlik sigortası kesilmesinden sonra gelir vergisi tarife oranları uygulanarak alacak miktarı belirlenmesi hatalı ise de bu hesaplama yöntemi davalı lehine usulü kazanılmış hak teşkil ettiğinden mahkemece gelir vergisi hesaplamasında uygulanan tarife oranları açıklanarak denetime elverişli rapor alınarak alacakların hüküm altına alınması gerektiği gerekçeleriyle bozulması üzerine, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece uyulan bozma ilamında davacının mahrum kaldığı hakların 05.12.2010 tarihine kadar hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiğinin belirtildiği, mahkemece de karar gerekçesinde davacının mahrum kaldığı hakların 05.12.2010 tarihine kadar hesaplanıp hüküm altına alındığının açıklandığı halde Mahkemece davacının mahrum kaldığı hakları 26.04.2010 tarihine kadar hesaplayan bilirkişi raporunda yer alan miktarlara hükmedildiği böylece gerekçe ile hüküm fıkrasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır.
Gerekçe hüküm çelişkisi HMK.nun 298/2. maddesine aykırıdır.
Bu nedenle davacının mahrum kaldığı hakları 05.12.2010 tarihine kadar hesaplayan rapor uyarınca karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YKU