11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/2837 Karar No: 2020/7050 Karar Tarihi: 03.12.2020
Sahte fatura kullanma - defter ve belge gizleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2837 Esas 2020/7050 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanık hakkında \"sahte fatura kullanma\" ve \"defter ve belge gizleme\" suçlarından mahkumiyet hükmü verilmiş ve açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. İlk olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın temyiz edilemeyeceği, ancak itiraz kanun yoluna tabi olduğu belirtilmiştir. İkinci olarak, sanık hakkında \"2009 takvim yılında sahte fatura kullanma\" suçundan verilen mahkumiyet hükmü Yargıtay tarafından onanmış, ancak suç tarihi eksik girildiği için düzeltilmiştir. Üçüncü olarak, sanık hakkında \"2008 takvim yılında sahte fatura kullanma\" suçundan verilen mahkumiyet hükmü ise, olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle bozulmuş ve kamu davasının düşürülmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 5271 sayılı CMK’nin 231/12, 213 sayılı VUK’nin 230, 5237 sayılı TCK’nin 53, 66/1-e ve 67/4, 1412 sayılı CMUK’nin 321, 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8.
11. Ceza Dairesi 2017/2837 E. , 2020/7050 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Sahte fatura kullanma, defter ve belge gizleme HÜKÜM : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
I-Sanık hakkında “defter ve belge gizleme” suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde; Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp itiraz kanun yoluna tabi olduğundan; sanık müdafiinin temyiz isteminin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile merciince değerlendirilmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 2-Sanık hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.11.2018 tarihli 2018/427 Esas ve 2018/517 Karar sayılı ilamı ile sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213 sayılı VUK’nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, gerekçeli karar başlığında “2009"” şeklinde eksik gösterilen suç tarihinin, 13/05/2009 tarihli son faturanın KDV indiriminde kullanılması nedeniyle 25/06/2009 olarak mahallinde düzeltilmesi, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının da infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, 3-Sanık hakkında “2008 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde; Gerekçeli karar başlığında “2008"” şeklinde eksik gösterilen suç tarihinin, 25/09/2008 tarihli son faturanın KDV indiriminde kullanılması nedeniyle 25/10/2008 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. Sanığa yüklenen “2008 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçunun Kanun"daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK‘nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun"un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 03.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.