Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/7711
Karar No: 2019/296
Karar Tarihi: 09.01.2019

Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2018/7711 Esas 2019/296 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi         2018/7711 E.  ,  2019/296 K.

    "İçtihat Metni"



    Nitelikli hırsızlık suçundan şüpheliler ... ve ... ile suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan şüpheli ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Burhaniye Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 20/03/2018 tarihli ve 2017/4576 soruşturma, 2018/459 Esas ve 2018/364 sayılı iddianamenin iadesine dair Burhaniye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/04/2018 tarihli ve 2018/138 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 30/05/2018 tarihli ve 2018/708 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14/11/2018 tarih ve 94660652-105-10-10715-2018 KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 22/11/2018 tarih ve 2018/93478 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın İstem yazısında;
    Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 31/10/2016 tarih, 2016/15416 Esas ve 2016/16813 Karar sayılı ilâmında, "...5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 170/2. maddesine göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise iddianamede gösterilmesi ve bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. Şüphelinin ifadesinin veya savunmasının alınmasında belirtilen madde açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı ve uzlaşma ile önödeme hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, dosya kapsamında müşteki beyanlarını doğrular nitelikte iki tanığın ifadesine yer verildiği, bu kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Şüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği de taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
    Sonuç olarak, şüphelinin ifadesinin alınmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verildiği, bu hususun ikmali amacıyla yapıldığı anlaşılan iddianamenin iadesi ve bu karara yapılan itiraz üzerine verilen kabul kararı yerinde görülmekle, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklandığı üzere,
    Somut olayımızda Burhaniye Asliye Ceza Mahkemesince, şüpheli ..."in ifadesinin alınmadığı ve diğer şüphelilerin kullandıkları telefon ve hatlara dair iletişim tespiti yapılmadığı, HTS raporları temin edilmediği nedenleriyle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanunun 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet Savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet Savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi
    gerekeceği, iddianamenin iadesi sebepleri arasında sanığın savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı gibi HTS raporlarının mahkemesince ilgili kurumdan istenebileceği cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararların bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    Denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 1’nci maddesinde, kanun koyucu, kanunun kapsamını; ceza muhakemesinin nasıl yapılacağı hususundaki kurallar ile bu sürece katılan kişilerin hak, yetki ve yükümlülüklerini düzenlemek şeklinde belirtilmiştir.
    “Yeni Türk Ceza Adalet Sistemi”nde benimsenen, “Kişilerin Lekelenmeme Hakkı” ile “Eksiksiz soruşturma ve Tek Celsede Duruşma” prensipleri uyarınca, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının mâkul sürede bütün delilleri toplamaları, sadece mahkûmiyetle sonuçlanacağını değerlendirdikleri hususları dava konusu yapmaları, beraatle sonuçlanacağını değerlendirdikleri eylemleri dava konusu yapmamaları, yâni bir nev"i filtre görevi yapmaları gerekmektedir.
    Soruşturma evresi uzun sürebilir. Ancak, kovuşturma evresinin yeni bir delil toplanmasına gerek kalmadan ve bir iki celsede bitirilmesi hedeflenmiştir.
    CMK"nun 174. maddesinde düzenlenen iddianamenin iadesiyle, kamu davasının açılmasından evvel kanuni şartları taşımayan, yeterli bilgileri içermeyen ve hatalı düzenlenen iddianamelerin bir nevi süzgeçten geçirilip filtrelenerek yargının faaliyetinin hızlandırılması, makul sürede yargılamanın gerçekleştirilmesi, gereksiz davaların önüne geçilmesi, lekelenmeme hakkının korunması amaçlanmaktadır.
    Cumhuriyet Savcısının görev ve yetkilerini düzenleyen 5271 sayılı CMK’nun 160. maddesinde, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir durumu öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlayacağı; maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığıyla, şüphelinin lehine ve aleyhine olan kanıtları toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlü olduğu; yine aynı Yasa"nın 170. maddesinde, soruşturma evresi sonunda toplanan kanıtlar, suçun işlendiği hususunda yeterli kuşku oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısının, bir iddianame düzenleyeceği, iddianamede suçun delilleri ve yüklenen suçu oluşturan olayların mevcut kanıtlarla ilişkilendirilerek açıklananacağı öngörülmüştür.
    Cumhuriyet Savcısının her ne kadar soruşturma evresinde topladığı kanıtların suçun işlendiği hususunda yeterli kuşku oluşturması halinde iddianame düzenleme görevi bulunmakta ise de yukarıda belirtilen ilkeler gereği iddianame düzenlemeden önce soruşturmaya ilişkin yapılması gereken, bütün işlemleri eksiksiz yapması, kovuşturma evresinde delil toplanmasına ihtiyaç bırakmayacak şekilde tüm delilleri toplaması gerekmektedir. Soruşturma evresinde toplanmayan delillerin kovuşturma evresinde toplanmaya çalışılması, zamanında toplanmayan delillerin kaybolmasına, yargılamanın uzamasına, kişilerin lekelenmeme hakkı, masumiyet karinesi ve tek celsede duruşma gibi ilkelerin uygulanmasını da imkansız kılacaktır. Bu sebeple Cumhuriyet Savcıları soruşturma safhasında dava açmalarını zorunlu kılan kısıtlayıcı sebeplerin bulunmaması halinde yeterli kuşkuya dayanarak dava açmamalıdır. Dava açılmasını zorunlu kılan kısıtlayıcı sebeplerin varlığı halinde ancak suçun işlendiği hususunda yeterli kuşkunun varlığı sebebine dayanarak dava açmalıdırlar.
    Aksi halde suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlen iddianamenin, 5271 sayılı CMK"nun 174. maddesi kapsamında, iadesine karar verilecektir.
    İnceleme konusu somut olayda;
    Müştekinin şikayeti üzerine Burhaniye Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheliler ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan TCK"nun 142/2-h maddesi gereğince, şüpheli ... hakkında ise hırsızlık malı satın almak suçundan TCK"nun 165/1. maddesi gereğince cezalandırılmaları talebiyle Burhaniye Asliye 2. Ceza Mahkemesine dava açıldığı, mahkeme yaptığı inceleme sonunda sanık ..."in şüpheli sıfatıyla savunmasının alınmaması ve sanık lehine ileri sürülecek delillerin toplanmamış olması ile sanık ..."nın olay günü suça konu ağacık mahallesine gitmediği ve şüpheli ... ile samimiyetinin olmadığı yönündeki savunması nazara alındığında, şüphelilerin olay yerine gidip gitmedikleri ve birbirleriyle görüşüp görüşmediklerinin tespitine yönelik iletişimin tespiti ve HTS raporlarının temin edilmeden şüpheliler hakkında dava açılmış olması nedeniyle iddianamenin iade edildiği; bu karara karşı Burhaniye Cumhuriyet Savcısı tarafından şüphelinin kimlik bilgilerinin iddianamede bulunmasının yeterli olduğu ve ifadesinin alınmasının kanunda iade sebebi olarak düzenlenmediği, yine şüpheliler hakkında dava açmaya yeterli kuşku oluştuğundan haklarında iddianame düzenlendiği gerekçeleriyle itirazda bulunulduğu; itirazı inceleyen Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesi de Asliye Ceza Mahkemesinin iade sebeplerini yerinde görerek itirazın reddine karar verdiği, bu karara karşı kanun yararına bozmaya gelindiği olayda; Yukarıda izah edildiği üzere soruşturma safhasında Cumhuriyet Savcısı tarafından öncelikle süphelinin savunmasının alınması ve savunmasında lehine toplanmasını istediği deliller, şüphelilerin ifadeleri kapsamında toplanması gereken deliller ile şüphelilerin olay yerine gidip gitmedikleri ve birbirleriyle görüşüp görüşmediklerinin açıklığa kavuşturulması için iletişimin tespiti ve HTS raporlarının temin edilip olayla ilişkilendirilip açıklanmadan, dava açmaya yeterli kuşkunun varlığı gerekçe gösterilerek eksik soruşturmayla düzenlenen iddianamenin iadesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    SONUÇ VE KARAR:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden,
    Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 30/05/2018 tarihli ve 2018/708 Değişik İş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 09/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi