16. Hukuk Dairesi 2017/1241 E. , 2020/2938 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Dava konusu 130 ada 1529 parsel sayılı taşınmaz yönünden; dava konusu taşınmazın tarafların müşterek murisi olan ..."a ait iken ölümüyle tüm mirasçılarına kaldığı, murisin terekesinin taksim edilmediği, taşınmaz üzerinde bulunan ev ve ağaçların davalıya ait olduğu anlaşıldığına göre, davacılar ... ve ..."ın taşınmaz üzerinde miras payı kadar hakkının bulunduğu, geri kalan payın ise davalının kullanımında olduğu, taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının davalı tarafından dikildiği ve evin de davalıya ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesi suretiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi; dava konusu 120 ada 1 ve 130 ada 1525 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, dava konusu taşınmazların tarafların müşterek murisi olan ..."a ait iken ölümüyle tüm mirasçılarına kaldığı, murisin terekesinin taksim edilmediği, her ne kadar davalılar ..., ... ve ..., taşınmazların ... tarafından, 08.03.1994 tarihli hibe senediyle kendilerine bağışlandığını savunmuşlarsa da senedin düzenlendiği tarihte davalıların 3, 5, 7 yaşlarında oldukları, hibeyi kabul edebilecek yaş ve tasarruf etme ehliyetlerinin bulunmadığı, taşınmazların muris tarafından ölene kadar bizzat kullanıldığı, murisin ölüm tarihinde dahi davalıların 13, 15, 17 yaşlarında oldukları, murisin ölüm gününden sonra da taşınmazların tüm mirasçılar tarafından rastgele kullanıldığı, diğer bir anlatımla hibe senedinin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı anlaşıldığına göre, davacıların taşınmazlar üzerinde miras payı kadar haklarının bulunduğunun, geri kalan payların davalıların kullanımında olduğunun, taşınmazın 1. derecede arkeolojik sit alanı içinde kaldığının beyanlar hanesinde gösterilmesi suretiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacıların davasının kabulüne, dava konusu 130 ada 1529 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin iptali ile yerine "taşınmaz 2000 yılından bu yana muris ... mirasçıları kullanımındadır. Taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçları ve ev ..."a aittir” şerhinin yazılmasına, diğer şerhlerin aynen korunmasına, taşınmazın bu şekilde aynı vasıf ve yüzölçümü ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline; 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin iptali ile yerine "taşınmaz 2000 yılından bu yana muris ... mirasçıları kullanımındadır. Taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçları adı geçenlere aittir” şerhinin yazılmasına, diğer şerhlerin aynen korunmasına, taşınmazın bu şekilde aynı vasıf ve yüzölçümü ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline; 130 ada 1525 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin iptali ile yerine "taşınmaz 2000 yılından bu yana muris ... mirasçıları kullanımındadır. Taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçları adı geçenlere aittir” şerhinin yazılmasına, diğer şerhlerin aynen korunmasına, taşınmazın bu şekilde aynı vasıf ve yüzölçümü ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ile davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bozma ilamında; taşınmazların, ölene kadar bizzat tarafların müşterek murisleri olan ... oğlu ... tarafından kullanıldığı, ölümünden sonra terekesinin taksim edilmediği, 120 ada 1 ve 130 ada 1525 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalı ... ve müştereklerinin dayandığı hibe senedinin geçerliliğinin bulunmadığı belirtilerek davacıların davasının miras payları oranında kabulüne karar verilmesi kalan, payların ise davalı taraf üzerinde bırakılması gereğine değinildiği ve mahkemece de bozma ilamına uyulduğu halde, dava konusu taşınmazların "... oğlu ... mirasçılarının zilyetliğinde olduğu şeklinde şerh verilmesine karar verilmiştir. Ne var ki, Mahkemece bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmesi zorunludur.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu 130 ada 1529 parsel sayılı taşınmaz yönünden, davacılar ... ve ..."ın taşınmaz üzerinde miras payı kadar haklarının bulunduğunun, geri kalan payın davalı ...’ın kullanımında olduğunun, taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının davalı tarafından dikildiğinin ve evin de davalıya ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesi suretiyle taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi; dava konusu 120 ada 1 ve 130 ada 1525 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, davacılar ... ve müştereklerinin taşınmazlar üzerinde miras payı kadar haklarının bulunduğunun, geri kalan payların davalıların kullanımında olduğunun, taşınmazın 1. derecede arkeolojik sit alanı içinde kaldığının beyanlar hanesinde gösterilmesi suretiyle taşınmazların ayrı ayrı Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek, bozma kararı ile davalı taraf lehine oluşan usulî kazanılmış hakkı ihlal edecek şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.