19. Ceza Dairesi 2020/877 E. , 2021/3182 K.
"İçtihat Metni"
Karşılıksız çek düzenleme suçundan sanık ..."nın,5941 sayılı Çek Kanunu"nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52/2. maddeleri gereğince 39.550,00 Türk lirası ve 41.000,00 adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ... 2. İcra Ceza Mahkemesinin 06/12/2018 tarihli ve 2017/558 esas, 2018/373 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin ... 2. İcra Ceza Mahkemesinin 19/06/2019 tarihli ve 2017/558 esas, 2018/373 sayılı ek kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 20.12.2019 gün ve 14941 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.12.2019 gün ve KYB. 2019/132822 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
1- ... 2. İcra Ceza Mahkemesinin 06/12/2018 tarihli ve 2017/558 esas, 2018/373 sayılı kararına yönelik yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, müştekinin 31/04/2017 ve 31/05/2017 tarihli 41.000,00 Türk lirası bedelli iki çekin süresi içerisinde bankaya ibrazına rağmen ödenmemesi nedeniyle şikayetçi olduğu; Mahkemesince, 31/04/2017 tarihli çekin bedelinin karşılıksız kalan bedelinin 39.550,00 Türk lirasından az olamayacağından bahisle 39.550,00 Türk lirası adli para cezası, 31/05/2017 tarihli çekin bedelinin karşılıksız kalan bedeli 41.000,00 Türk lirasından az olamayacağından bahisle 41.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, 5941 sayılı Kanun"un 5/1. maddesinde yer alan, "(Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (…) az olamaz." hükmü gereğince sanığa verilecek cezanın kanundaki üst sınırı olan 1500 günü geçemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde; ayrıca dosya içerisinde sanığın mahkumiyetine esas alınan iki çek mevcut olduğu halde Mahkemesince hüküm kurulurken sadece tek bir çek varmış gibi değerlendirilerek sanığın 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, 100,00 Türk lirası adli para cezasına mahkum edilmesini müteakip, iki çek bedeli için ayrı ayrı yapılan değerlendirme sonucu her iki çek için de artırım yapılarak karar verilmesinde,
2-... 2. İcra Ceza Mahkemesinin 19/06/2019 tarihli ve 2017/558 esas, 2018/373 sayılı ek kararına yönelik yapılan incelemede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 23/3. maddesinde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” biçimindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren hâkimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği cihetle, somut olayda mahkûmiyet hükmünü veren Hakim Eylem Öztaş"ın yargılamanın yenilenmesi talebini değerlendiremeyeceği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
A-) Kanun yararına bozma isteminin "2-" numaralı bendi yönünden 19/06/2019 tarihli ek karar üzerinde yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK"nin "Yargılamaya katılamayacak hakim" başlıklı 23/3. maddesi;
"...(3) Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz...",
"Yenileme isteminin kabule değer görülmemesi nedenleri ve kabulü hâlinde yapılacak işlem" başlıklı 319. maddesi;
"(1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir.
(2) Aksi hâlde yargılamanın yenilenmesi istemi, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur.
(3) Bu madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir."
Hükümlerini içermektedir.
Buna göre; yargılamanın yenilenmesi istemi hükmü veren mahkemeye sunulur. Ancak Kanun"da bir açıklık olmamakla birlikte, Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkına, Yüksek Yargıtay"ın yerleşik içtihatlarına ve 5271 sayılı Kanun"un (ilgili madde) gerekçesine göre; yargılamanın yenilenmesi isteminin, yenilenmesi istenen yargılama sonucunda kesinleşen hükmü kuran hakim dışında, başka bir hakim tarafından incelenmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Hükmü veren (aynı) mahkeme (fakat görevlendirilecek başka bir hakim) tarafından; yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçenin Kanun"da öngörülen şekilde başvurularak sunulmaması, dilekçede yargılamanın yenilenmesi isteminin yasal sebebinin veya bu yasal sebebi gösteren maddi delillerin sunulmaması halinde, istemin "kabule değer görülmediğinden reddine" karar verilir. Aksi halde, yani yukarıda yazılı red sebepleri yoksa, (istem içerik itibarıyla Kanun"da gösterilen hususlar bakımından eksiksiz ise) yargılamanın yenilenmesi istemi, Cumhuriyet savcısına ve ilgili tarafa tebliğ edilecektir.
Kanun"da açıkça yazılı olduğu üzere; yargılamanın yenilenmesi talebinin ilk kez hükmü kuran mahkemece incelenmesi üzerine verilecek kararlara (kabule değer görülmediğinden reddi veya taraflara tebliğine) karşı itiraz yolu açıktır.
Kanun yararına bozmaya konu somut uyuşmazlıkta;
Kanun yararına bozulması istenen karar, ... 2. İcra Ceza Mahkemesinin 19.06.2019 tarihli, "yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair " ek kararıdır.
Mahkemece, 19.06.2019 tarihinde, "yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine" kesin olarak karar verildiği, sanık müdafi tarafından, bu kararın öğrenilmesi üzerine dosyaya sunulan 29.08.2019 tarihli infazın durdurulması talepli dilekçe hakkında ise; mahkemece "infazın durdurulmasına dair talebin reddine" bu kez Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği, bu kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür. (UYAP üzerinde yapılan incelemede, 26.03.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7226 sayılı Kanun gereği; sanık hakkında 27.03.2020 tarihli ek kararla infazın durdurulmasına da karar verildiği görülmüş, ancak bu kararın kanun yararına bozmaya konu kararla bir ilgisinin olmadığı değerlendirilmiştir.)
Yukarıdaki açıklamalar ışığında kanun yararına bozmaya konu ek karar değerlendirildiğinde;
Yüksek Yargıtay"ın ve Dairemizin pek çok emsal kararında, kanun yararına bozma (olağanüstü kanun) yoluna gidilebilmesi için bozulması istenen hüküm veya kararın istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin, (usulüne uygun olarak) kesinleştirilmiş olması gerektiği belirtilmiştir.
Yargılamanın yenilenmesi talebiyle başvurulan mahkemece, 19.06.2019 tarihinde verilen red kararına karşı itiraz yolu açık olmasına rağmen "kesin" olarak verildiğinin yazılması, itiraz yolunun gösterilmemesi ve kararın tebliğe de çıkarılmamış olması karşısında; sanık müdafiince 29.08.2019 tarihinde sunulan dilekçenin bu hususta verilen karara itiraz mahiyetinde kabul edilerek dosyanın itiraz merciine gönderilmesi gerekirken, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair karar henüz kesinleştirilmeden, bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği, "2-" numaralı sebep yönünden yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
B-) Kanun yararına bozma isteminin "1-" numaralı bendi yönünden 06/12/2018 tarihli hüküm üzerinde yapılan incelemede ise;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmekle, ... 2. İcra Ceza Mahkemesinin 06/12/2018 tarihli ve 2017/558 esas, 2018/373 karar sayılı kararının, CMK"nin 309/4-d maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, bozma gereği gerekçeli kararın HÜKÜM fıkrasının; "1-,2-,3-,4- ve 5- numaralı maddelerinin hükümden çıkartılarak yerine;
"Suça konu iki farklı çekin keşidecisi tüzel kişi şirket yöneticisi olan sanığın, şikayete konu iki farklı çek üzerinde "karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" suçu nedeniyle açılan davada, 02.05.2017 ve 01.06.2017 tarihli eylemlerinin, 5941 sayılı Çek Kanunu"nun 5/1. maddesine aykırılık oluşturduğu kanaatine varılmakla;
1-) 31.04.2017 keşide tarihli, 41.000 TL bedelli çek yönünden; 5941 sayılı Kanun"un 5/1. maddesi uyarınca sanığın takdiren 5 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın ekonomik ve şahsi halleri göz önünde bulundurularak TCK"nin 52. maddesi gereği verilen adli para cezasının günlüğü 20 TL"den hesap edilerek 100 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, verilecek ceza miktarı, çekin karşılıksız kalan kısmından az olmayacağından cezada artırıma gidilerek, neticeten 39.590 TL ADLİ PARA CEZASIYLA cezalandırılmasına, Ancak; HÜKÜM, CMK"nin 309/4-d maddesi gereği kanun yararına bozulmasına karar verilerek düzeltildiğinden, yeni hükmün sanığın aleyhine sonuç doğurmaması gerektiği değerlendirilmekle; neticeten 39.550 TL ADLİ PARA CEZASIYLA cezalandırılmasına,
2-) 31.04.2017 keşide tarihli, 41.000 TL bedelli çek yönünden neticeten verilen 39.550 TL ADLİ PARA CEZASININ, 5237 sayılı TCK"nin 52/4 maddesi uyarınca; sanığın ekonomik ve şahsi halleri göz önüne alınarak, hükmün kesinleşmesinden itibaren 2 YIL İÇİNDE (24 aylık süre içinde) aylık taksitler halinde, toplamda 24 EŞİT TAKSİTTE ödenmesine, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına,
3-) 31.05.2017 keşide tarihli, 41.000 TL bedelli çek yönünden ise; 5941 sayılı Kanun"un 5/1. maddesi uyarınca sanığın takdiren 5 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın ekonomik ve şahsi halleri göz önünde bulundurularak TCK"nin 52. maddesi gereği verilen adli para cezasının günlüğü 20 TL"den hesap edilerek 100 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, verilecek ceza miktarı, çekin karşılıksız kalan kısmından az olmayacağından cezada artırıma gidilerek, neticeten 39.590 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına,
4-) 31.05.2017 keşide tarihli, 41.000 TL bedelli çek yönünden neticeten verilen 39.590 TL ADLİ PARA CEZASININ, 5237 sayılı TCK"nin 52/4 maddesi uyarınca; sanığın ekonomik ve şahsi halleri göz önüne alınarak, hükmün kesinleşmesinden itibaren 2 YIL İÇİNDE (24 aylık süre içinde) aylık taksitler halinde, toplamda 24 EŞİT TAKSİTTE ödenmesine, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına,
5-) Her iki çek için ayrı ayrı kurulan hükümlerde başkaca bir artırım veya indirim yapılmasına yer olmadığına,..." maddeleri yazılmak suretiyle DÜZELTİLMESİNE, hükmün geri kalan kısımlarının aynen korunmasına ve bu şekilde infazına, 17.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.