22. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/10069 Karar No: 2015/19535 Karar Tarihi: 04.06.2015
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/10069 Esas 2015/19535 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2014/10069 E. , 2015/19535 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, ihbar tazminatı, fazla mesai ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin fazla mesai ücretlerinin ödenmesini talep ettiği için işverence haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ve ücret alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, ihbar tazminatı ve ücret alacağının dava tarihinden sonra ödenmiş olması sebebiyle bu talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve fazla mesai ücreti yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41. maddesine yazılı olan fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı yönündedir. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Kanundaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir. İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünden kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz iş kanunlarının yürürlüğüne göre yılda 90 gün ve ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Somut olayda, mahkemece, davacının, yılda 270 saati aşan bir çalışması olmadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücreti talebi reddedilmiş ise de, karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesinde, işverenin, günde 11 saati aşmamak kaydıyla yılda 270 saate kadar fazla çalışma yaptırabileceği belirtilmiştir. Söz konusu madde, kanun hükmünün tekrarı niteliğinde olup, fazla çalışmaların ücrete dahil olduğu şeklinde yorumlanamaz. Nitekim sözleşmede, haftalık 45 saati aşan çalışmaların fazla çalışma sayılacağı belirtilmiş ve 12. maddede de hesap tarzı düzenlenmiştir. Bu itibarla, 25.07.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan fazla çalışma ücretinin hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.06.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.