Esas No: 2016/16059
Karar No: 2021/3251
Karar Tarihi: 10.06.2021
Danıştay 10. Daire 2016/16059 Esas 2021/3251 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/16059
Karar No : 2021/3251
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Rusya Federasyonu vatandaşı olan davacı tarafından, hakkında tesis edilen Türkiye'ye giriş yasağı konulmasına ilişkin 25/06/2015 tarihli Göç İdaresi Genel Müdürlüğü işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkındaki istihbarat birimlerinin raporları dikkate alınmak suretiyle ve hakkında bulunan G-87 tahdit kodu bir arada değerlendirilerek hükümranlık yetkisi dahilinde tesis olunduğu anlaşılan dava konusu işlemde ulusal ve uluslararası metinlere aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, müvekkilinin 2014 yılından beri düzenli olarak ülkeye giriş çıkış yaptığı, ikamet ve çalışma izni bulunduğu, İstanbul ilinde bulunan bir şirketin ortağı olduğu, şirketin ticari faaliyeti açısından ve insan hakları yönünden giriş yasağının kaldırılması gerektiği, ayrıca müvekkilinin yurt içinde veya yurt dışında hiçbir soruşturma geçirmediği, hiçbir ceza almadığı, hakkında herhangi bir soruşturmanın veya davanın da bulunmadığı belirtilerek dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, bu nedenle Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, G-87 tahdit kaydının (Genel Güvenlik) Türkiye'yi çatışma bölgelerine geçiş yapmak için kullanan yabancıların ülkemize giriş yapmalarını ve ülkemizi güzergah olarak kullanmalarını önlemek amacıyla konulan bir tahdit kodu olduğu, davacının da ülkemizi çatışma bölgelerine geçişlerde güzergah olarak kullanan yabancılara ilişkin gizli ibareli yazılara istinaden G-87 koduyla yurda girişi yasaklılar kapsamına alındığı belirtilerek davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Rusya Federasyonu vatandaşı olan davacı tarafından, hakkında tesis edilen Türkiye'ye giriş yasağı konulmasına ilişkin 25/06/2015 tarihli Göç İdaresi Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle 9. maddesi, 1. fıkrasında, "Genel Müdürlük, gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak, Türkiye dışında olup da kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan Kanun hükmü uyarınca kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişlerinin yasaklanması konusunda idareye geniş takdir yetkisi tanındığı açıktır. Bu haliyle, idareye tanınan takdir yetkisi, yabancılar hukuku açısından dikkate alındığında, devletin hükümranlık haklarının doğal sonucu olup; kamu düzeninin korunması amaçlanmaktadır. Ancak yurda giriş yasağı işlemi tesis edilirken, idarece, hakkında yurda giriş yasağı kararı alınacak kişi yönünden bu yasağın uygulanmasını gerektirecek sebeplerin varlığının yeterli ve ciddi bilgiler ile ortaya konulması gerektiği kuşkusuzdur.
Nitekim, Anayasa Mahkemesinin 16/12/2020 tarih ve Başvuru Numarası:2018/6143 sayılı kararında;
"...52. Temel hak ve özgürlüklerin korunması millî güvenlik alanında yapılan faaliyetlerin de keyfîliğe ve kötüye kullanmaya karşı denetlenmesini elzem kılar. Hakkında millî güvenlik hususlarına dayanan bir tedbir uygulanan kişilerin keyfîliğe karşı tüm güvencelerden yararlanması gerekir. Söz konusu tedbirin hukuka uygunluğunu denetlemek ve olası keyfîlik ve kötüye kullanmayı engellemek bakımından yargısal makamların görevi her somut olayın koşullarına göre müdahaleyi haklı göstermek için öne sürülen gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığını incelemektir.
53. Millî güvenliğin korunması için yürütülen istihbarat faaliyetlerinde elde edilen bilgi ve belgelerin gizliliğinin korunmasının önemi tartışmasızdır. Bu nedenle bir yabancının özellikle terörist faaliyetlerle ilgili olarak ve millî güvenliğin korunması amacıyla sınır dışı edilmesinde veya ülkeye girişinin yasaklanmasında kamu makamlarından kişiyle ilgili ceza yargılaması yürütülmesi veya mahkûmiyet kararı bulunması yahut elde edilen gizli nitelikte tüm bilgi ve belgeleri yargı mercilerine sunmaları gibi yüksek bir ispat standardı yükümlülüğü beklenemez. Ancak kamu makamlarının soyut şekilde kişinin millî güvenlik bakımından tehlike oluşturduğunu ileri sürmeleri de yeterli değildir. Kamu makamlarının mutlaka somut olayın koşulları içinde kişinin millî güvenliği tehlikeye atacak nitelikteki faaliyetlerde bulunduğuna dair yeterli ve ciddi bilgileri yargı mercilerine sunması gerekir.
54. Ayrıca derece mahkemelerince bu yönden yapılan denetimin de sırf şeklî bir inceleme olması durumunda anayasal hak ve özgürlüklerin fiilen somut ve etkili biçimde korunduğundan söz etmek mümkün olmayacaktır. Yargı makamlarının temel hak ve özgürlüklerin keyfîliğe karşı gerçekten ve etkili şekilde korunmasını sağlama görevleri gereği kamu makamlarınca müdahale ile ilgili olarak ileri sürülen sebepleri inceleyerek konuyla ilgili beyanların neden kabul edildiği veya reddedildiğine dair gerekçelerini kararlarında göstermeleri zorunludur..." ilkeleri ortaya koyulduktan sonra; "...
56. Yurda giriş yasağı işlemine ilişkin yargılama sürecinde davalı idarenin soyut şekilde istihbari bilgiler doğrultusunda işlem tesis edildiği şeklinde savunma yaptığı, derece mahkemesi tarafından da aynı gerekçe esas alınarak davanın reddedildiği görülmektedir. Başvurucunun çatışma bölgeleriyle bağlantılı olabileceğine ilişkin değerlendirmenin yalnızca Atatürk Havalimanı'nda yapılan mülakatta oluşan kanaate dayalı olduğu, bu değerlendirmenin somut bilgi, olgu ve belgelere dayanmadığı anlaşılmıştır. Yargılama sürecinde başvurucu tarafından sürekli olarak hangi gerekçelerle kamu güvenliğini tehlikeye attığının belirsiz olduğunun ifade edilerek yurda giriş yasağı işleminin iptalinin talep edilmesine karşın İdare Mahkemesi kararında idarenin soyut şekilde ileri sürdüğü millî güvenlik argümanının olduğu gibi kabul edilerek sadece şeklî bir denetim yapılmak suretiyle davanın reddedilmiş olduğu görülmektedir. İdare Mahkemesi kararında, yurda giriş yasağı kararı alınmasına neden olan isnatlar, bunlar üzerine yapılmış olan işlemler ile safahatlarına ilişkin hiçbir ayrıntıya yer verilmediği ve kamu düzeni ve güvenliği açısından nasıl ve ne derecede bir tehdit oluşturduğuna dair bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır..." değerlendirmesine yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta; dosya içerisinde yer alan ve davacı hakkında yurda giriş yasağı kararı alınmasına dayanak olarak gösterilen Dışişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT Müsteşarlığı yazıları incelendiğinde; Mahkemece yapılan ara kararına cevaben dosyaya sunulan Dışişleri Bakanlığı'nın … havale tarihli ve … sayılı yazısında, bilgi belgelerin ekte sunulduğunun belirtildiği, yazı ekinde sunulan İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısında ise; açık kimlik bilgileri, suç unsurları ve adli işlem neticeleri yazılı yabancıların 5683 sayılı Kanun'un 8. maddesine göre "Yurdumuza Girmesi Memnu Kimseler Meyanına" alınmalarının uygun görüldüğü, yazı ekinde 20 kişilik bir isim listesinin bulunduğu, davacının ve listedeki diğer kişilerin adı, soyadı, doğum tarihi bilgilerinin bulunduğu ve hepsinin sınırdışı gerekçesi olarak "Genel ve Milli Güvenliğimiz Yönünden" açıklamasının yer aldığı görülmekle birlikte; anılan listedeki yabancıların genel ve milli güvenliğimizi tehdit eden ne gibi bir eylemi olduğu hususlarının tek tek değerlendirilmediği anlaşılmakta; yine Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı'nca dosyaya sunulan yazıda, tahdit koduna dayanak bilgi/belge bulunmadığının belirtildiği; diğer taraftan İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısında ise, bilgi ve belgelerin yazı ekinde sunulduğunun belirtildiği ve yazı ekinde ise yukarıda anılan İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısının sunulduğu, ayrıca İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısının sunulduğu ve bu yazıda özetle; Çeçen asıllı yabancılarla ilgili özel olarak alınacak bir dizi önlem ve tedbirden bahsedildikten sonra, yazı ekindeki listede bulunanların "Türkiye'ye Girmesi Memnu Kişiler" listesine alınması yönünde karar alındığı, ekte yine 20 kişilik listenin bulunduğu, bu yazıda da listedeki yabancı uyruklu şahısların genel ve milli güvenliğimizi tehdit eden ne gibi bir eylemi olduğunun belirtilmediği, davacının adının karşısına "Çeçen Komutan" ibaresinin yazıldığı ve herhangi bir açıklama olmaksızın ülkeye giriş yasağı konulduğu dikkate alındığında; davacı hakkında kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından sakıncalı olduğu hususuna ilişkin olarak somut herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, öte yandan, davacıya yönelik ceza soruşturması veya kovuşturması olduğuna ilişkin de dava dosyası içerisinde herhangi bir bilgi ve belgenin yer almadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla, davacının yurda girişinin yasaklanması yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.