13. Ceza Dairesi Esas No: 2018/7659 Karar No: 2019/117 Karar Tarihi: 14.01.2019
Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2018/7659 Esas 2019/117 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hırsızlık davası kararı temyiz edilmiştir. Kararda, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK' nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK' nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı ancak, bu olayda işyerinde gerçekleştirilen nitelikli hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamı dışında olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararı da göz önünde bulundurularak, hükümde belirtilmesi gereken TCK'nın 51. maddesinin 7. fıkrasının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sonuç olarak, karar bozulmuş ve kanun maddeleri de detaylı bir şekilde anlatılmıştır.
13. Ceza Dairesi 2018/7659 E. , 2019/117 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakta ise de; sanığın müştekiye yönelik eylemini işyerinin içerisindeyken işlediği sabit görülen olayda; TCK"nın 142/2-h maddesi uyarınca nitelikli hırsızlık suçunun oluşacağı ve eylemi uzlaşma kapsamı dışına çıkaracağı gözetilip, sanık hakkında uzlaşma hükümleri uygulanamayacağı belirlenerek yapılan incelemede; TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının ve hükümde belirtilmesi gereken TCK"nın 51. maddesinin 7. fıkrasının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; 1)Sanığın ikrar niteliğindeki savunması, müştekinin beyanları ve dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanığın müştekinin işyerine gelerek suça konu telefonu çaldığı sübut bulan olayda; hakkında eylemine uyan TCK"nın 142/2-h maddesinden uygulama yapılması gerektiği gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Sanığın herhangi bir iade iradesinin dosyaya yansımadığı, telefonu nereye sattığını da hatırlamadığını söylediği, müşteki beyanı ve dosya kapsamından telefonun emniyet tarafından müştekiye iade edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda iadenin ne surette yapıldığı tespit edildikten sonra TCK nın 168. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerektiği yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA,1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca ceza süresi yönünden sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 14.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.