14. Hukuk Dairesi 2019/1006 E. , 2019/2742 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.04.2016 gününde verilen dilekçeyle önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunulması üzerine yapılan yargılama sonunda, fiili taksim gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; davanın reddine yönelik 30.11.2017 tarihli karara karşı, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi"nin 02.03.2018 tarihli 2018/433 Esas, 2018/437 Karar sayılı ilamı ile istinaf istemini değerden reddedilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.03.2018 gün ve 2018/15366 sayılı tebliğnamesiyle, kesinleşen yerel mahkeme hükmünün HMK"nin 363/1. maddesi gereğince kanun yararına bozulması istenilmiş olmakla dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili davacının 1042 ve 1046 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olduğunu, 19.04.2016 tarihinde davalının dava konusu taşınmazlardaki Ahmet Zorlu"ya ait hisseleri satın aldığını belirterek, önalım hakkına dayalı tapu iptali tescil isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazlarda fiili taksim bulunduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tâbi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Mahkemece, fiili taksim bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 02.03.2018 tarihli, 2018/433 Esas, 2018/437 Karar sayılı ilamı ile HMK"nin 341/2 maddesine göre istinaf kanun yoluna başvuru sınırının karar tarihi olan 30.11.2017 tarihi itibari ile 3.110,00TL olduğu, verilen kararın değeri itibarıyla kesin nitelikte olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun HMK"nin 352/1. maddesi gereğince usulden reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, 02.03.2018 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı 22.03.2018 tarihli kanun yararına bozma talebini içeren dilekçesiyle ... Bakanlığına başvurmuş; ... Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 06.02.2019 tarihli "Kanun Yararına Temyiz" konulu yazılarında, 1042 parsel sayılı taşınmazda fiili taksim bulunmadığı belirtilerek 1042 parsel yönünden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurulmuştur. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 05.03.2018 tarihli yazısı ile 1042 parselde fiili taksim bulunmadığını belirterek kanun yararına temyiz talebinde bulunmuştur.
6100 sayılı HMK"nin 363. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek ... Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilir.
Somut olayda; davacı, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunurken, dava dilekçesinde dava değerini 600,00TL göstermiş ve bu miktar üzerinden peşin harç yatırmıştır.
Mahkemece, taşınmazlarda fiili taksim bulunduğu belirtilerek her iki parsel yönünden de davanın reddine karar verilmiş; davacı vekilinin istinaf talebi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, HMK’nin 341/2. maddesi uyarınca istinaf kanun yolu başvuru sınırının karar tarihinde 3.110,00TL olduğu nazara alınarak istinaf başvurusu usulden reddedilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kanun yararına bozulması talep edilen kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle kanun yararına bozma konusu edilen 1042 parselde, davacının önalım hakkını kullanmasının, 4721 sayılı TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşıp bağdaşmadığının bir göstergesi olan, dava konusu taşınmazdaki fiili taksim olgusunun araştırılması ve fiili taksim bulunduğu gerekçe gösterilerek davanın reddedilmesinde hukuka aykırı bir durum bulunmadığından, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma talebinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 6100 sayılı HMK’nin 363.1 maddelerine dayalı kanun yararına bozma talebinin reddine, karardan bir örneğinin ve dosyanın gereği yapılmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 26.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.