Bozma üzerine Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanık ..."ün 18.01.2013 tarihli duruşmada kendisine yönelik eylemlerden şikayetçi olmadığına dair ifadesi karşısında, sanık temyizinin yaralama ve tehdit eylemlerinden aleyhinde kurulan mahkumiyet kararlarına hasren olduğu belirlenerek dosya görüşüldü: 1-Sanık ..."ün, müşteki ..."e karşı yaralama eyleminden verilen mahkumiyet kararının temyizinde; Yaralama eylemlerinden hükmolunan mahkumiyet kararında öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu, Anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca, sanık ..."ün TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, 2-Sanık ..."ün tehdit eyleminden kurulan hükme yönelik temyizine gelince; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, tehdit suçunun, silahla yaralama suçu ile birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağı belirlenerek yapılan incelemede: Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı, Anlaşıldığından sanık ..."ün ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnamedeki onama görüşüne uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 28/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.