Esas No: 2019/4402
Karar No: 2021/3034
Karar Tarihi: 10.06.2021
Danıştay 3. Daire 2019/4402 Esas 2021/3034 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/4402
Karar No : 2021/3034
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Alüminyum Profil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : .... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacının, adına yapılan tarhiyatlar nedeniyle emsallerinin çok üzerinde maliyetle temin edip ödemek zorunda kaldığı kredi faizleri dolayısıyla uğramış olduğu 400.000-TL'lik maddi zararın faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdarece yapılan işlemlerde kasıt unsurunun varlığından söz edilemeyeceği, davacı tarafından uğranıldığı beyan edilen zarar ile idarenin işlemleri arasında illiyet bağı bulunduğunun hukuken itibar edilebilir nitelikte belgelerle ortaya konulamadığı, maddi tazminatın unsurlarının oluşmadığı, tarhiyatlara karşı açılan davalarda davacı lehine kararlar verilmiş ise de iptal edilen her idari işlem nedeniyle idarenin tazmin zorunluluğundan bahsedilemeyeceği, idari işlemlerin hatalı olarak tesis edildiklerinin saptanması durumunda hizmet kusurunun işlendiğinin kabulü için işlemdeki hukuki sakatlığın bir dereceye kadar ağır ve önemli olması gerektiğinden davacının maddi tazminat talebinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik görülmeyerek istinaf başvurusu söz konusu kararın gerekçesi değiştirilerek reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yargı kararı doğrultusunda tarhiyatın terkin edildiği, Danıştayca verilen yürütmeyi durdurma kararına ve tahakkuk eden verginin çok üzerinde teminat mevcut olmasına rağmen tüm binek ve ticari araçlarına haciz konulduğu, cari hesap ve kredili çalıştığı tüm bankalardaki hesaplarına e-haciz uygulandığı, bankaların e-haciz nedeniyle kredi vermekten imtina eder hale geldiği, bazı bankalar ise kredilerini geri çağırdığından kredilerin geri ödemek zorunda kalındığı dolayısıyla bu aşamada ticari faaliyetlerinin durduğu, yersiz tahsil ettiği tutar nedeniyle fahiş kredi maliyetlerine katlanıldığı, özel bankalarla, faktöring firmalarının yüksek faizine razı olunduğu, ticari faizler ortalama % 14 seviyesinde iken mali durumu nedeniyle bankaların kendisine % 18 faizle finansman sağladığı, sahte fatura kullanma iddiasıyla üç defa kod listesine alındığı, bilançosunda büyük zarar oluştuğu, şirketin öz sermayesinin 2010-2015 yılları arasında azaldığı ve satışlarının düştüğü ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı adına yapılan işlemlerde herhangi bir kasıt unsuru veya kusurun bulunmadığı, işlemlerin yasa gereği yerine getirildiği, davacı tarafından zarara ilişkin somut delil sunulmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından, adına yapılan tarhiyata dair yargılama devam ederken kendisinden tahsil edilen ve yargı kararı uyarınca iade edilen 2.301.469,44-TL'nin iade edildiği tarihe kadar uğramış olduğu zararın tazmini amacıyla 400.000 TL'lik maddi tazminatın faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle karşı açılan davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusun gerekçesinin değiştirilerek reddedildiği anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 19. maddesiyle değişik 45. maddesinin 2. fıkrasında, istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu, 3. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar vereceği, karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı vereceği, 4. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vereceği, bu hâlde bölge idare mahkemesinin işin esası hakkında yeniden bir karar vereceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanunun yine 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 49. maddesinin 1. fıkrasında ise temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın; kararı hukuka uygun bulursa onayacağı, kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onayacağı hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun'un, istinafın, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu yolundaki düzenlemesini içeren 45. maddesinin 2. fıkrasının, istinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyaların bölge idare mahkemelerine gönderileceği kuralına dair cümleyle tamamlanması ve fıkrada Kanun'un "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesine herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında, istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olacağı yolundaki kuralın, istinaf dilekçeleri ve bu dilekçeler üzerine Kanun'un 48. maddesine göre bölge idare mahkemelerince yapılacak işlemlerle ilgili olarak getirilmiş olduğunun kabulü gerekir. Başka bir ifadeyle, değinilen bu kuralın, Danıştay'ın temyiz incelemesi sonunda verdiği kararlarla ilgili 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin, istinaf incelemesi üzerine verilecek kararlar için de uygulama imkanı getirdiğinden söz edilemez.
Nitekim, istinaf başvuruları üzerine bölge idare mahkemelerince verilecek kararlara ilişkin 45. madde düzenlemesi ile temyiz incelemesi üzerine Danıştay tarafından verilecek kararlara ilişkin 49. madde düzenlemesi, 2577 sayılı Kanunda 6545 sayılı Kanunla eş zamanlı getirilmiş değişiklikler olup, Yasa koyucu tarafından 49. maddede, temyiz incelemesi üzerine verilecek onama ve bozma kararları bentler halinde ayrıntılı biçimde belirtilmişken, aynı Kanun'un 45. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında istinaf başvuruları üzerine verilecek kararla ilgili olarak 49. maddeden farklı terimler ve usuller getirilmiş olması yukarıdaki görüşü doğrular mahiyettedir.
Belirtilen nedenlerle, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulması durumunda istinaf başvurusunun reddine; hukuka uygun bulmaması durumunda ise istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak işin esası hakkında yeniden bir karar verecek olan bölge idare mahkemelerince, istinaf incelemesine konu kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemekle birlikte gerekçesinin hukuka uygun bulunmadığı hallerde, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek istinaf isteminin reddine karar verilemeyeceğinden, Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun, kararın gerekçesi değiştirilerek reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararında yargılama usulüne uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
2.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
3. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 10/06/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.