16. Hukuk Dairesi 2020/1924 E. , 2020/2907 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 15.10.2019 gün ve saatte temyiz eden ... ve diğerleri vekili Avukat ... geldi. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirilip, süresinde yapılan inceleme sonucu verilen geri çevirme kararı ile istenilen belgeler de getirtilip dosyasına konulduktan sonra yeniden inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 146 ada 3, 6, 8, 147 ada 9, 154 ada 29, 82, 93, 162 ada 45, 171 ada 21, 25, 181 ada 12, 186 ada 16, 187 ada 8, 188 ada 5, 26, 189 ada 14 parsel sayılı muhtelif yüzölçümlü taşınmazlar, miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve müşterekleri, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli taşınmazların miras hisseleri oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlar, yargılama sırasında ıslah yoluyla terditli olarak tenkis talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; 11.01.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle davanın terditli hale getirilerek tapu iptali ve tescil talebi kabul edilmediği taktirde tenkis talebinde bulunulduğu, taşınmazların öncesinin tapusuz olup tespit sırasında bizzat murisin iradesiyle davalı adına yazdırıldığı, murisin rızasıyla davalıya devredildiğinden, davacıların tespit öncesine dayalı tapu iptal ve adlarına tescil talebinde bulunamayacakları ancak saklı paylarının zedelendiği gerekçesiyle tenkis talebinde bulunabilecekleri, tenkis davalarının 1 ve 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, 1 yıllık sürenin davacılar tarafından saklı paya el atıldığının öğrenildiği tarihten başlayacağı, davacıların en geç eldeki davanın açıldığı 15.07.2010 tarihinde saklı paylarının ihlal edildiğini bildikleri ya da öğrendiklerinin kabulü gerekeceği, bu durumda dava tarihi ile ıslah tarihi arasında 1 yıllık sürenin dolduğu gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil davanın esastan, tenkis davasının ise hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Çekişmeli taşınmazların tespitinin 2008 yılında davalı adına yapıldığı ve aynı yıl kesinleşerek tapuya tescil edildiği, tarafların murisi ...’nun kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonra 02.06.2010 tarihinde öldüğü ve eldeki davanın da 15.07.2010 tarihinde açıldığı, 2015 yılında yapılan keşif ve alınan beyanlara göre, murisin, kadastro tespiti sırasında bizzat ve iradesi doğrultusunda taşınmazların davalı adına tespit edilmesini istediğinin, diğer bir anlatımla davalıya bağışladığının ve zilyetliğinin devredildiğinin, bu haliyle artık davacıların taşınmazlarda miras yoluyla gelen haklarının bulunmadığının belirlenmemiş olması karşısında, davacıların, tapu iptali ve tescil davasına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak; yukarıda anlatıldığı üzere, 06.04 2015 tarihinde yapılan keşif sırasında alınan beyanlardan, murisin taşınmazları kendi iradesiyle devrettiğinin belirlenmesi üzerine, davacı tarafça 05.01.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle tapu iptali ve tescili davası yönüyle mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davanın tenkis davasına dönüştürülmesi talebinde bulunmuşlardır. Bu durumda öncesinin murise ait olduğu hususunda ihtilaf bulunmayan taşınmazların, muris tarafından kadastro tespiti sırasında kendi iradesiyle davalıya devredildiğinin keşif sırasında alınan beyanlardan öğrenildiği ve davacıların, öğrenme tarihinden sonra bir yıllık hak düşürücü süre içinde ıslah talebinde bulundukları açıktır. Diğer yandan, eldeki dava, murisin ölüm tarihinden yaklaşık 45 gün sonra açıldığına ve ıslahla talep daraltıldığına göre, hak düşürücü sürenin belirlenmesinde dava tarihinin esas alınması gerektiğinin, hatta tapu iptal ve tescil davası tenkis davasına göre daha geniş kapsamlı olduğu için ıslaha gerek kalmaksızın davanın tenkise çevrilmesinin mümkün bulunduğunun, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince tapu iptal ve tescil davasının tenkis davasına dönüştürülmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığının, ıslah talebi dava tarihine göre hüküm ve sonuçlarını doğuracağından murisin ölüm gününden dava tarihine kadar da 1 yıllık hak düşürücü sürenin de geçmediğinin kabulü gerekir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, tenkis istemi yönüyle tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ve tüm deliler toplanmak suretiyle işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, sürelerin değerlendirilmesi hususunda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar ... ve ... vekilinin temyiz talebinin bu nedenlerle kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 2.037,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren tarafa verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.