17. Hukuk Dairesi 2014/13718 E. , 2014/12984 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı Nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... vekili ile ... ve süresi dışında ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; Davanın, muvazaalı satış nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği,davacılar, desteklerinin davalı ... tarafından 11/01/2007 tarihinde öldürülmesinden ve tutuklanmasından sonra, davalının tüm taşınmazlarını 18/01/2007 tarihinde vekaletname ile satış yetkisi verdiği vekili aracılığı ile... 149 nolu, ... Köyü 536 nolu ve yine aynı köy 251 nolu parseli 23/01/2007 tarihinde önce davalı ..."a, Kadir"in de kısa bir süre sonra bu taşınmazlardan 149 nolu parseli 26/03/2007 tarihinde davalı ..."e, 536 nolu parseli 02/04/2007 tarihinde davalı ..."e sattığını, satışların amacının davalı ... aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasından hak edecekleri alacak tutarını ödemekten kurtulmaya yönelik olup satış işlemlerinin muvazaalı olduğunu belirterek taşınmazların tapu kayıtlarının muvazaa nedeni ile iptalini ve davalı ... adına tapuya tescilini istedikleri,davalıların, satışların gerçek olduğunu, muvazaa bulunmadığını, bedel ödeyerek satın alındığını, satış bedeli ile taşınmazların gerçek değeri arasında fark bulunmadığını belirterek davanın reddini savundukları, yerel mahkemece, tarafların delillerinin toplandığı, tanıklarının dinlendiği, taşınmazların satış tarihi itibarı ile gerçek değerinin belirlendiği, taşınmazların tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında önemli bir fark bulunmadığının tespit edildiği, tanık beyanlarına göre davalı ..."a satışı yapılan 251 parsel nolu taşınmazı halen davalı ..."in ailesi tarafından kullanıldığının belirlenmesi üzerine bu parsel yönünden muvazaa iddiası kabul edilerek davalı ... adına olan tapusunun iptali ile davalı ... adına tesciline, diğer parseller yönünden tapudaki satış bedeli ile tespit edilen gerçek bedelleri arasında fark tespit edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verildiği, Borçlar Kanunu"nun 18. maddesinde anlamını bulan muvazaanın, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uygun olmayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır, şeklinde tanımlanabileceği, demek ki, tarafların görünüşte yaptıkları işlemle, iradelerinin birleştiği işlem birbirinden farklılık taşıdığı durumlarda muvazaanın söz konusu olduğunun kabul edilmesi gerektiği, muvazaada görünüşteki işlemin her türlü hukuki sonuçtan yoksun olması, tarafların ortak iradelerinin gerçeği yansıtmamasından olduğu,kural olarak üçüncü kişi muvazaa nedeniyle zarara uğratıldığı takdirde, tek taraflı ve çok taraflı hukuki muamelenin geçersizliğini ileri sürebileceği, çünkü, muvazaalı bir işlem ile üçüncü kişinin zarar görmesi ona karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğu, ancak, üçüncü kişilerin muvazaalı işlem ile zarar gördüklerinin benimsenebilmesi için, onun işlemi yapandan alacağının bulunması ve bu alacağın ödenmesini önlemek için muvazaalı işlemin yapılmış olması gerektiği, davacıların bu davadaki amacının, tazminat davası sonucu hak kazanacakları alacaklarını tahsil edebilmek için hukuki muamelenin kendileri yönünden geçersizliğini sağlamak olduğu,davacıların bu hakkının, ayni değil şahsi sonuç doğurduğu,davada muvazaanın ispatı halinde tapunun iptaline değil (olayda kıyasen uygulanması gereken İİK"nun 283/1. maddesi uyarınca) iptal ve escil olmaksızın da, taşınmazların haciz ve satışına karar verilebileceği, bu davanın amacının da bu olduğu, somut olayda davacıların desteğinin davalı ... tarafından 11/01/2007 tarihinde öldürüldüğü, olay nedeni ile tutuklanan davalı ... tüm taşınmazların satışı için olay tarihinden 7 gün sonra yetki verdiği vekili aracılığı ile dava konusu 149, 536 ve 251 parsel nolu taşınmazlarını 23/01/2007 tarihinde aynı köyden davalı ..."a, onun tarafından da çok kısa bir süre sonra bu taşınmazlardan 149 nolu parseli 26/04/2007 tarihinde davalı ..."e, 536 nolu parseli 02/04/2007 tarihinde davalı ..."e aynı bedellerle sattığının tartışmasız olduğu,davacıların satış işleminin muvazaalı olduğu iddiası ile bu davayı açtıkları, dava dosyasındaki belge ve bilgilerden, davalı ... ve ailesinin taşınmazları ekip biçerek kazanç sağlarken davalı ..."in cezaevine girdikten hemen sonra her üç taşınmazını birden satmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, satın alan davalıların aynı köyden ve yakın köyden oluşları, satın alınan taşınmazların satın alındıktan çok kısa bir süre içinde aynı bedelle el değiştirmeleri, satın alınan taşınmazlardan bir bölümünün satan kişinin ailesi tarafından işlenmeye devam edilmesi, davalı ..."ün taşınmazı davalı ..."ten alacağına mahsuben aldığına ilişkin savunmasına karşın tapuda ..."tan aldığının anlaşılması, bu şekildeki savunma doğru olsa bile borç karşılığı taşınmaz devrinin mutat ödeme vasıtası olarak değerlendirilemiyeceği, davalı ..."ın 251 nolu taşınmaz yönünden aleyhine karar verildiği halde kararı temyiz etmediği, tanık beyanları ile davalı ..."ın davalı ..."in damadının kardeşi olduğu hususları ile davacılar tarafından ... hakkında maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/142 Esas, 2011/517 Karar, sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminata hükmedildiğinin sabit olduğu, dosyadaki mevcut delil durumuna göre, davalılar arasında 2014/13718 satış işleminin gerçek olmadığı, satış işleminin davacıların tazminat davası nedeniyle kazanacakları tazminatın tahsilini karşılıksız bırakmak amacı güdüldüğü anlaşılmakla, dava konusu her üç parselin satış işleminin muvazaalı olduğu, yerel mahkemece anılan yönler gözetilmeksizin 149 ve 536 nolu parseller yönünden davanın reddine, 251 parsel nolu taşınmaz yönünden de davacıların alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere davacılara taşınmazda haciz ve satış yetkisi tanınması yerine yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gereğine değinilmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda dava konusu taşınmaz satışların muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu taşınmazların davalılar ..., ... ve ... adına olan tapu kayıtlarının ayrı ayrı iptali ile davalı borçlu ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... vekili ile ...,... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK"nun 19.maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1-Mahkeme hükmü davalı ..."a 7.2.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesinin, H.U.M.K.nun 432.maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 25.2.2014 tarihinde temyiz defterine kaydedilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalılar ... vekili ile davalı ..."ün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-O halde mahkemece dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali yerine dava konusu taşınmazların davalılar arasındaki satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklılara... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/142 Esas 2011/517 karar sayılı dosyasındaki alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak (anılan ilam davacılar tarafından icra takibine konu edilmiş ise takip dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak)haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken tapu kayıtlarının iptali ile davalı borçlu adına tesciline karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."ın temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... vekili ile ..."ün yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... vekili ile ..."ün temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1., 2., 3. bentlerinin tamamen çıkarılarak yerine “Davanın kabulü ile davalı ... tarafından davalı ..."a 23.1.2007 tarihli satış sözleşmesi ile satışı yapılan dava konusu ... ... Köyü 251 parsel, 536 parsel,... 149 parsel sayılı taşınmazların satışına ilişkin tasarruflar ile davalı ... tarafından davalı ..."e 26.3.2007 tarihinde satışı yapılan... 149 parsel ile davalı ... tarafından davalı ..."e 2.4.2007 tarihinde satışı yapılan ... Köyü 536 parselin satışına ilişkin tasarrufların iptaline, davacı alacaklılara dava konusu taşınmazlar üzerinde ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/142 Esas 2011/517 karar sayılı dosyasındaki alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak (anılan ilam davacılar tarafından icra takibine konu edilmiş ise takip dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak) haciz ve satış yetkisi verilmesine“ ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ... ve ..."a geri verilmesine 30.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.