Esas No: 2019/6453
Karar No: 2021/3045
Karar Tarihi: 10.06.2021
Danıştay 3. Daire 2019/6453 Esas 2021/3045 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/6453
Karar No : 2021/3045
TEMYİZ EDEN (DAVACI) :1- ... Grup Mimarlık Yapı İnşaat Gayrimenkul Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. ...
2- ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2012 ila 2016 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emri ile ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin dayanağı olan vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin, şirket müdürünün ikamet adresinde eşine tebliğ edildiği, söz konusu tarhiyatlara karşı yasal süresi içerisinde dava açılmaması nedeniyle kamu alacağının kesinleştiği, ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emri içeriğinde yer alan kamu alacaklarının (1. sırasındaki kamu alacağı hariç), davacının beyanı üzerine tahakkuk eden vergilerden oluştuğu, vergi hatalarına ait hükümler saklı kalmak kaydıyla mükelleflerin beyan ettikleri matrahlar üzerinden tarh olunan vergilere karşı dava açamayacaklarından tahakkukun kesin olduğu, kesinleşmiş alacaklar için ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ... takip numaralı ödeme emrinin, 1. sırasındaki kamu alacağının ise 213 sayılı Kanun'un mükerrer 355. maddesine göre kesilen özel usulsüzlük cezasından kaynaklandığı, söz konusu cezaya ilişkin vergi ve ceza ihbarnamesinin 30/12/2014 tarihinde ilanen tebliğ edildiğinin bildirilmesine rağmen, bu tebliğe ilişkin belgelerin verilen ara karara rağmen davalı idarece dosyaya sunulmadığı, bu nedenle kesinleştiği ispatlanamayan kamu alacağı için ödeme emri düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emri ile ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emri (1. sırasındaki kamu alacağı hariç) yönünden dava reddedilmiş, ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin 1. sırasındaki kamu alacağı yönünden ise söz konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, dava konusu ödeme emirlerinin tebliğinin usulsüz olduğu, ödeme emrine dayanak oluşturacak herhangi bir ihbarnamenin kendilerine tebliğ edilmediği, dolayısıyla kesinleşmiş bir kamu alacağının bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin 1. sırasında yer alan alacağın, ... tarih ve ... numaralı tutanağa istinaden kesilen özel usulsüzlük cezası olduğu, söz konusu tutanak ile vergi ve ceza ihbarnamesinin 30/12/2014 tarihinde ilanen tebliğ edildiği, davacı tarafından yasal süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kesinleştiği, kesinleşmiş alacaklar için ödeme emri düzenlenmesinin hukuka aykırı olmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Davalı temyiz isteminin reddi ile ... takip numaralı ödeme emri yönünden usul ve yasaya uygun olan Bölge Mahkemesi kararının onanması, davacı temyiz isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi ile ... takip numaralı ödeme emri yönünden kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Davacı adına düzenlenen ... tarih ve... takip numaralı ödeme emrinin; 2012, 2013 ve 2016 yıllarının muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacaklarını içerdiği, ödeme emrinin dayanağı olan vergi ve ceza ihbarnamelerinin davacı şirketin kanuni temsilcisinin ikamet adresinde eşine tebliğ edildiği, ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin; 2014 ve 2015 yıllarının muhtelif dönemlerine ait gelir (stopaj) vergisi ve özel usulsüzlük cezasını içerdiği, ödeme emrinin 1. sırasındaki alacağın 2014 yılına ait özel usulsüzlük cezası olduğu ve ilanen tebliğ edildiği, diğer alacakların ise davacının beyanı üzerinden tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisi ve ferilerinden oluştuğu anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93 ilâ 109. maddelerinde; tebliğ esasları, tebliğin muhatapları, posta ve ilan yoluyla tebliğler ile memur eliyle tebliğ ve tebliğ yerine geçen işlemler düzenlenmiş, tebligatın nerede, nasıl ve kimlere yapılacağı belirlenmiş, 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların, adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak tebliğ edileceği, şu kadar ki ilgilinin kabul etmesi şartiyle tebliğin daire veya komisyonda yapılmasının mümkün olduğu kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun'un “Tebliğ yapılacak kimseler” başlıklı 94. maddesinin 1.fıkrasında, tebliğin, mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, 2. fıkrasında, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının yeterli olacağı, 2365 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen 3. fıkrasında ise, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde tebliğin, ikametgah adresinde bulunanlardan veya iş yerlerindeki memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Tebliğ, hukuki bir işlemden ilgili kimsenin haber almasını sağlamak için, yetkili makamın kanuni şekilde yazı veya ilan ile yapacağı bilgilendirme işlemi olup amaç, ilgilinin yasal haklarını kullanabilmesine imkan tanımaktır. Bu nedenle, 2365 sayılı Kanun'la 3. fıkra eklenmeden önceki 94.madde düzenlemesinde, sadece dava açabilecek kişiler, adına tebligat yapılacak kişiler kapsamında sayılmıştır. Değişiklik öncesi 94. madde hükmü genel bir düzenleme gibi görünmekle beraber, muhatabın kendisine ya da onun adına dava açma konusunda yetkili ve görevli kimselere yer veren birinci fıkra hükmünün gerçek kişilere yönelik olduğu; ikinci fıkranın ise tüzel kişiler adına dava açabilecek dolayısıyla tebligat yapılabilecek kimseleri düzenlediği sonucuna varılmaktadır.
Kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde, tebliğin kimlere yapılacağı, 2365 sayılı Kanun'la eklenen 3. fıkrada belirlenmiştir. Düzenleme; muhatabın bulunmaması halinde, ikametgah adresinde bulunanlara veya işyerinde bulunan memur ve müstahdemlere tebligat yapılacağı ancak, tebligat yapılacak kişinin on sekiz yaşından büyük görünmesi ve açık bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği şeklindedir.
Madde; aile fertlerine tebliğ yapılması halinde, tebliğ muhatabının haberdar olma ihtimalinin, ilanen tebligata göre daha fazla olacağı gerekçesine dayandırılmış, Bütçe Plan Komisyonunda maddeye “veya işyerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır.” ifadesi eklenmiş, böylece fıkra hem gerçek hem de tüzel kişiler için uygulanır duruma gelmiştir.
“İkamet adresinde yapılacak tebliğ” ifadesi, 1. fıkranın da işaret ettiği gerçek kişilere tebligat yapılamaması halini düzenlemektedir. Tüzel kişiler yönünden ise “işyerinde”, “tebliğ yapılacak kimsenin bulunmaması”, “memur veya müstahdem” kriterlerinin esas alınması gerekmekte olup, düzenlemeden; tüzel kişilerle ilgili tebliğin, tüzel kişilerin temsilcilerinin ikamet adreslerinde yapılabileceği gibi bir sonuç çıkarılması mümkün değildir.
Buna göre tüzel kişilerde asıl muhatap, yasal temsilcilerdir. Bu temsilciler mutad iş saatlerinde "işyerinde" bulunamadıkları veya tebligatı bizzat alamayacak durumda oldukları takdirde "orada hazır bulunan" "memur veya müstahdemlere" tebliğ yapılması, bu şekilde işyerinde tebligat mümkün olmaması halinde ilan yoluyla tebliğ yoluna gidilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, dava konusu ... takip numaralı ödeme ödeme emrinin dayanağı olan vergi ve ceza ihbarnamelerinin, davacı şirketin kanuni temsilcisinin ikamet adresinde eşine tebliğ edilmesinin, 213 sayılı Kanun'un 94.maddesindeki usule uygun olduğundan söz edilemeyeceği dikkate alındığında, ortada kesinleşen kamu alacağının varlığından bahsedilemeyeceğinden, 56 takip numaralı ödeme emri yönünden davayı yazılı gerekçeyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının değinilen hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı temyiz isteminin reddine,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının; ... takip numaralı ödeme emrinin 1. sırasındaki kamu alacağına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Davacı temyiz isteminin kısmen kabulüne,
4.Kararın; ... takip numaralı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
5. Davacı temyiz isteminin kısmen reddine,
6. Kararın; ... takip numaralı ödeme emrinin 1. sırasındaki kamu alacağı dışındaki alacaklara ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
7.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
8. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca ...-TL maktu harç alınmasına,
9.Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 10/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Davacı temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyuyla kararın, ... takip numaralı ödeme emri yönünden verilen hüküm fıkrasına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.