Esas No: 2017/1219
Karar No: 2021/3262
Karar Tarihi: 10.06.2021
Danıştay 10. Daire 2017/1219 Esas 2021/3262 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/1219
Karar No : 2021/3262
KARARIN DÜZELTELMESİNİ
İSTEYEN (DAVACILAR) : 1) ... İnşaat Otomotiv Kırtasiye Basın Yayın
San ve Tic. Ltd. Şti.
2) ...
VEKİLLERİ : Av. ...
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : ... Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesince verilen 27/10/2016 tarih ve E:2016/2410, K:2016/3890 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının düzeltilmesine karar verilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, Samsun ili içerisinde ve çevresinde trafik akışının sağlıklı, düzenli ve verimli bir şekilde sağlanması kapsamında Samsun-Ordu Devlet Yolunun Canik Belediyesi sınırları içerisinde ... Kavşağı ile ... Evleri arasında kalan kesimde katlı yol inşa edildiği, inşa edilen katlı yolun Samsun ili, Canik ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parselde kayıtlı taşınmazlarının önünde yer aldığı ve katlı yol yapım işinin konum, görünüm, manzara, estetik prestij, ulaşım gibi unsurlar yönünden taşınmazlarında değer kaybına neden olduğu ileri sürülerek değer kaybı karşılığı olarak davcılardan ... için 500,00 TL, ... İnşaat Otomotiv Kırtasiye Basın Yayın San ve Tic. Ltd. Şti. için 1.000,00 TL olmak üzere 1.500,00 TL (miktar artırım dilekçesi ile 59.201,25 TL) maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; dava konusu olayda Devlet yolunun şehir merkezinde katlı yol çalışması yapılarak farklı seviyede yapılması sonrasında davacılara ait taşınmazın değer yitirdiği ve oluşan maddi zararın kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davalı idarece karşılanması gerektiği, taşınmaz önünden geçen şehirlerarası karayolu viyadük çalışması nedeniyle taşınmazın değerinde meydana gelen eksilmeden kaynaklı zararın tüm unsurlar değerlendirilmek suretiyle tespiti amacıyla uyuşmazlığın niteliği de gözetilerek seçilen bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazın 2981/3290 sayılı Kanun'un 10/c maddesi uygulamasından tescil edildiği; zemin katta brüt 209 m² yüzölçümlü dükkan niteliğinde ruhsatlı bağımsız bölümlerin yer aldığı; 1, 2, 3 ve 4. katlarda 213,02 m² yüzölçümlü olmak üzere toplam 852,08 m² alana sahip mesken niteliğinde bağımsız bölümlerin bulunduğu, ancak bu bölümlerin ruhsatsız olduğu, 1, 2 ve 3. kat hakkında 28/11/1989 tarihinde, 4. kat hakkında ise 06/12/1996 tarihinde yıkım kararı alındığı; dava konusu taşınmaz ve üzerindeki yapının ulaşım yönünden % 2, etkin görünüm ve prestij, estetik ve görünüm yönünden %11, çevre emniyeti, doğal afetler, gürültü kirliliği yönünden de % 2 olmak üzere toplamda % 15 oranında değer kaybına uğradığı, dava açma tarihi olan 2014/Mart ayı itibari ile davacıların hissesine tekabül eden arsa değer kaybının toplam 23.611,14 TL, ruhsatlı olan zemin kat için davacıların hissesine tekabül eden değer kaybının ise 7.010,15 TL olduğu; davacı tarafından 15/01/2016 tarihinde mahkeme kayıtlarına giren miktar arttırım dilekçesi ile 1.500,00 TL olarak talep edilen değer kaybı miktarının, ruhsatsız kısımlar da dahil olmak üzere belirlenen değer kaybı miktarı olan (... Ltd. Şti. İçin 54.761,15 TL, ... için 4.440,10 TL) toplam 59.201,25 TL'ye yükseltildiği; 3194 sayılı İmar Kanunu'nda öngörülen istisnalar dışında, belediye mücavir alan sınırları içinde veya dışında kalan yerlerde yapılacak tüm yapılar için ruhsat alınması gerektiği, ruhsat alınmaksızın inşa edilen yapıların mülkiyet hakkına yönelik hukuki korumadan yararlanmasına imkan bulunmadığı; dolayısıyla ruhsatsız kısımlar için yol yapımı nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle değer kaybına karşılık tazminat ödenmesine hukuken olanak bulunmadığı; davacıların hissedarı olduğu arsa ve üzerindeki ruhsatlı bağımsız bölümlerde meydana gelen değer kaybına karşılık toplam 30.621,29 TL'nin kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde davacılara ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle, 30.621,29 TL tazminatın dava açma tarihi olan 24/03/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, 30.621,29 TL'yi aşan kısım yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Daire Kararının Özeti: Her iki tarafın temyiz başvuruları üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin 27/10/2016 tarih ve E:2016/2410, K:2016/3890 sayılı kararıyla, davalı idarenin ve davacıların temyiz istemlerinin kısmen kabulüyle, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının yasal faizin başlangıç tarihi ve nispi karar harcına haklılık oranı uygulanmasına ilişkin kısımları yönünden bozulmasına; davalı idarenin ve davacıların temyiz istemlerinin kısmen reddi ile, kararın maddi tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin kısmı ile davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik kısmının onanmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME
TALEP EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, davaya konu tazminat isteminde miktar artırım dilekçesi ile arttırılan kısım için de dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, nispi harcın davacılar tarafından karşılanmasının ardından davalı idareden tahsiline ilişkin kurulan hükmün doğru ve yerinde olmadığı, ruhsatsız yapılar için değer kaybı tazminatı alınamayacağına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, Mahkemece ruhsatsız yapılar yönünden de değer kaybına ilişkin tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin fazla olduğu, davalı idare tarafından, süre aşımı yönünden davanın reddi gerektiği, esas yönünden ise, bilirkişi raporunun tetkikinden; dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların karşılaştırılması esnasında söz konusu taşınmazların özelliklerinin ayrı ayrı tespit edilerek, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlara göre üstün veya eksik yönlerinin gerekçeleriyle birlikte tespit edilerek m² birim fiyatının belirlenmesi gerektiği, emsal alınan taşınmazların açık ve net olarak belirtilmediği, dava konusu taşınmazın ulaşım yönünden değer kaybının bulunmadığı halen ana yola cepheli olduğu, davalı idarenin harçtan muaf olduğu açık iken harç yükletilmesinin hatalı olduğu ileri sürülerek, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilerek İdare Mahkemesi kararının istemleri doğrultusunda bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: ...
DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava konusu olayda, Samsun Şehir Geçişi ve Samsun Azot Ayr.-Ünye Yolları 9+400-29+040 kesiminin ikmal inşaatı kapsamında, Samsun-Ordu Devlet Karayolunun Canik Belediyesi sınırları içinden geçen ... Kavşağı ile ... Evleri arasında kalan kesiminde transit trafiğin güvenli ve kesintisiz akışını sağlamak ve yerel trafiğin ana yola katılımını düzenlemek amacı ile farklı seviyeli katlı yol imalat projesinin 2010 yılı Nisan ayında onaylandığı, bu proje kapsamında 04/01/2012 tarihinde katlı yolun imalat çalışmalarının başladığı ve 11/10/2013 tarihinde inşaat çalışmalarının tamamlanarak katlı yolun hizmete açıldığı, davacıların köprülü kavşağın yapılması nedeniyle taşınmazlarında meydana geldiğini ileri sürdükleri değer kaybının ödenmesi istemiyle davalı idareye başvuru yaptığı ve söz konusu başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un görev ve yetkiler başlıklı 4. maddesinin (a) bendinde "Otoyol, Devlet ve il yolları ağına giren karayolları güzergâhları ile bunların değişikliklerine ilişkin planları hazırlamak veya hazırlatmak" Karayolları Genel Müdürlüğü'nün görevleri arasında sayılmıştır.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında bu hizmetten doğan nedenlerle kişilerin uğradığı zararların hizmetin sahibi idarece karşılanması esas olmakla birlikte, tazminata hükmedilirken, olayın meydana geliş şekline göre zarara uğrayan kişilerin de kusurlu olup olmadığının, dolayısıyla olayda müterafik kusur bulunup bulunmadığının da ortaya konulması gerekmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davalı İdarenin Karar Düzeltme İsteminin İncelenmesi:
Dava konusu olayda, idarece yürütülen şehirlerarası karayolu viyadük çalışması neticesinde davacıya ait Samsun ili, Canik ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parselde kayıtlı taşınmazlarında değer kaybının ortaya çıktığı ileri sürülerek oluşan maddi zararın, kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davalı idarece karşılanması talep edilmektedir.
İdare Mahkemesince dava konusu olayda taşınmazın rusatsız kısımları için yol yapımı nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle değer kaybına karşılık tazminat ödenmesine hukuken olanak bulunmadığı; davacıların hissedarı olduğu arsa ve üzerindeki ruhsatlı bağımsız bölümlerde meyda gelen değer kaybı için de dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporu hükme esas alınabilir nitelikte bulunarak toplam 30.621,29 TL'nin kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde davacılara ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle, 30.621,29 TL tazminatın dava açma tarihi olan 24/03/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, 30.621,29 TL'yi aşan kısım yönünden ise davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmazı davacıların 18/12/2013 tarihinde yani katlı yolun imalat çalışmalarının başlama tarihi olan 04/01/2012 tarihinden sonraki bir tarihte edindikleri, dolayısıyla davacıların uyuşmazlık konusu taşınmazı mevcut katlı yol imalatını bilerek ve değerinden edindikleri, edinim sonrasında bir değer kaybı ortaya çıkmadığı anlaşıldığından davacıların taşınmazlarında değer kaybı oluştuğu ileri sürülerek maddi tazminat istemlerinin İdare Mahkemesince reddi yolunda hüküm kurulması gerekirken davanın kabulüne ilişkin kurulan hükümde isabet bulunmamaktadır.
Davacıların Karar Düzeltme İstemlerinin İncelenmesi:
Davacılar, davaya konu tazminat isteminde miktar artırım dilekçesi ile artırılan kısım için de dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, nispi harcın davacılar tarafından karşılanmasının ardından davalı idareden tahsiline ilişkin kurulan hükmün doğru ve yerinde olmadığını, ruhsatsız yapılar için değer kaybı tazminatı alınamayacağına yönelik bir düzenleme bulunmadığını, Mahkemece ruhsatsız yapılar yönünden de değer kaybına ilişkin tazminata hükmedilmesi gerektiğini, davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin fazla olduğunu ileri sürerek Danıştay Onuncu Dairesinin kararının düzeltilmesine karar verilmesini istemektedirler.
Ancak davalı idarenin karar düzeltme istemi kabul edilerek Mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının bozulmasına karar verildiğinden davacıların karar düzeltme istemlerinin yukarıda belirtilen gerekçe ile reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, İdare Mahkemesince karar düzeltme incelemesi sonucu verilen karar dikkate alınarak yapılacak yargılama sonucunda yeniden karar verileceğinden davacıların Mahkeme kararının yargılama giderlerine ilişkin karar düzeltme istemleri de bu aşamada incelenmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların karar düzeltme istemlerinin reddine,
2. Davalı idarenin karar düzeltme isteminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan kabulüyle Danıştay Onuncu Dairesinin 27/10/2016 tarih ve E:2016/2410, K:2016/3890 sayılı kararı kaldırılarak, ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 10/06/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.