8. Hukuk Dairesi 2017/2154 E. , 2017/3271 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava dilekçesinde, davacının ...."nın galleye müstehak evladı olduğunun tespiti ile şimdilik vakıf gelirlerinden 1.000,00 TL"nin davalıdan tahsili istenmiştir.
Mahkemece, açılan davada ... mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile yetki yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu"nun 3.maddesine göre, mülhak vakıf mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş olan yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş ve bu kişiler tarafından; mazbut vakıf ise bu kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince ..."nce yönetilen vakıflar olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanun"un 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut vakıfların ... tarafından yönetilip temsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Vakıflarla ilgili açılan davalarda yetkili mahkeme belirlenirken 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun"da iki ayrı düzenlemenin dikkate alınması gerekmektedir.
Kesin yetki kuralının öngörüldüğü 14/2.madde de, özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, mevcut bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu bu özel ve sınırlı hal dışında kesin yetki kuralının mevcut olmadığı, maddede düzenlenen yetkinin, kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan Mahkemece yargılamanın her safhasında re"sen dikkate alınması gerekmektedir.
Kesin yetki kuralı dışındaki genel yetkili mahkeme ise, 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun 9.maddesini karşılayan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6. maddesinde düzenlenmiş buna göre; yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Ayrıca aynı Kanunun 19/4. maddesine göre de yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir. Hakim doğrudan (re"sen) yetkisizlik kararı veremez.
Somut olaydaki galleye müstehak vakıf evladı olunduğunun tespiti ve vakıf gelirinden alacak tahsili istenildiğine göre, uyuşmazlık bakımından kesin yetki kuralının mevcut olmadığı ve yetki itirazının da bulunulmadığı gözetilerek, davaya devamla tarafların göstereceği deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece doğrudan (re"sen) ... mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 09.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.