Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2020/6584
Karar No: 2021/3275
Karar Tarihi: 10.06.2021

Danıştay 10. Daire 2020/6584 Esas 2021/3275 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/6584
Karar No : 2021/3275

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı

VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri …
Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …

6- Müteveffa ... Mirasçıları;
…, …, …, …,
…, …, …

VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların yakını olan ...'in tedavi gördüğü Ardahan Devlet Hastanesi'nde doktorun ihmali davranışı sonucu yaşamını yitirdiğinden bahisle davalı idarenin hizmet kusuruna istinaden uğranılan zararlara karşılık olarak, müteveffanın kızı ... için 45.000,00 TL, kardeşi ... için 30.000,00 TL, kardeşi ... için 30.000,00 TL, annesi ... için 35.000,00 TL, babası ... için 35.000,00 TL, kardeşi ...'ın mirasçıları için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 205.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 19/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi ile tazminat talebinin reddine dair işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararla; olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla alınan Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı raporunda; ...'in 19/01/2015 tarihinde 112 ambulans aracılığıyla sırt ağrısı şikayeti ile Ardahan Devlet Hastanesi'ne müracaat ettiği, Genel Cerrahi Uzmanı Dr. ... tarafından muayenesinin yapıldığı, şikayetlerine yönelik gerekli tetkiklerin tamamlandığı, kişinin aynı günün sabahı evinde vefat etmesi üzerine yapılan otopsisinde ölümünün kalp ve damar hastalığı sonucu meydana gelmiş olduğunun görüldüğü, Ardahan Devlet Hastanesi'nde çekilen EKG (elektrokardiyografi) temin edilemediğinden kişinin ölümüne neden olan kalp ve damar hastalığına ilişkin bu dönemde EKG bulgularının olup olmadığı, hekimin EKG'yi doğru yorumlayıp yorumlamadığı hakkında değerlendirme yapılmamış olmakla birlikte, mevcut verilerle kişinin takip ve tedavisini yapan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. ...'ya atf-ı kabil bir kusur bulunmadığı yönünde görüş verilmesi üzerine, Mahkemelerince ara kararıyla EKG kayıtlarının idareden istenilmesine ve Cumhuriyet Başsavcılığında mevcut soruşturma dosyası incelenmesine karşın EKG kayıtlarına erişilemediği; buna göre ölüm olayının aydınlatılmasını sağlayacak en önemli delilinin idare tarafından bulunamayıp kaybedilmesi, ayrıca davacılar yakınının tetkikleri yapılarak bir hastalığı bulunmadığından bahisle taburcu edilmesine rağmen sadece saatler sonra vefat etmesi karşısında, olayda davalı idarenin sağlık hizmetini eksik ve kötü işletmesi nedeniyle hizmet kusuru bulunduğu anlaşıldığından, hizmet kusurunun ağırlığı ve niteliği de dikkate alınarak ölüm olayından dolayı duyulan üzüntü ve ızdırap karşılığı müteveffanın kızı ... için 10.000,00 TL, annesi ... için 10.000,00 TL, babası ... için 10.000,00 TL, kardeşi ... için 5.000,00 TL, kardeşi ... için 5.000,00 TL, kardeşi ...'ın yasal mirasçılarının tümü için toplam 5.000,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL manevi tazminatın davalı idarece ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine, hükmedilen manevi tazminata idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine, davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile .... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının kaldırılmasına, davacıların manevi tazminat isteminin kabulü ile toplam 205.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Adli Tıp Kurumu raporu ile hekime kusur atfedilmediği ve sağlık hizmeti kusurlandırılmadığından davanın reddi gerektiği, öte yandan manevi tazminatın olayın niteliği ile orantılı olmaktan uzak, fahiş bir miktar olarak takdir edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından, usul ve hukuka uygun olmayan temyiz isteminin reddedilerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ_ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
1972 doğumlu ...'in 19/01/2015 tarihinde yoğun terleme ve sırt ağrısı şikayetiyle saat 02.00 civarı ambulansla Ardahan Devlet Hastanesi'ne götürüldüğü, Ardahan Devlet Hastanesi acil servisinde davacıya yapılan ilk müdahalede ''sol kürek kemiğinden bel bölgesine vuran ağrısı olduğu''nun tespit edildiği, bunun üzerine genel cerrahi uzmanı Dr. ... tarafından EKG (elektrokardiyografi), idrar tahlili, ayakta düz karın grafisi ve akciğer grafisi tetkiklerinin yapılmasının istenildiği, tetkikler sonucu yapılan değerlendirmede ise herhangi bir patolojik bulguya rastlanmaması üzerine hastaya ağrı kesici yapıldığı ve bir saat müşahede altında tutulduğu, bir saat sonra ağrısı rahatlayan hastaya poliklinik kontrolü önerilerek taburcu edildiği, evine saat 03.00 civarı giden ...'in sabah saatlerinde yakınları tarafından yatağında eks olarak bulunduğu, hastaneye getirildiğinde şuurunun kapalı olduğu, otopsi raporunda kişinin ölümünün kalp ve damar hastalığı sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiği, davacılar tarafından söz konusu olayda idarenin ihmal ve kusuru bulunduğundan bahisle davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine de bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, yani zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetimi yapılacağından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
Zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı sağlık hizmetinde, idarenin tazmin yükümlülüğünün hizmet kusuruna dayanması asli prensip olmakla beraber, zararın idarenin de dahil olduğu bir faaliyet sırasında meydana gelmesi ve öncesinde ya da sonrasında aksayan bazı durumların tespiti de önem arz etmektedir.
Özellikle de sağlık hizmeti gibi bünyesinde risk unsuru taşıyan hizmet alanlarında, sağlıktan sorumlu olan idarelerin kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak organizasyonları yaparak, yeterli araç ve gereçle donatılmış bina, tesis ve araçlarda hizmetin özelliğine uygun olarak seçilen ve yetişmiş personelle hizmeti yürütmek yükümlülüğünün bulunduğu da tartışmasızdır.
Esasen Anayasa'nın 56. maddesi de "Devlete, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenlemekle ve bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirmekle" ilgili pozitif bir yükümlülük getirmiştir.
Nitekim 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun 3/f maddesinde, "Herkesin sağlık durumunun takip edilebilmesi ve sağlık hizmetinin daha etkin ve hızlı şekilde yürütülmesi maksadıyla, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarınca gerekli kayıt ve bildirim sistemi kurulur." düzenlemesi yer almıştır.
Öte yandan; manevi zararın varlığı, sadece şeref, haysiyet ve onur kırıcı işlem ve eylemlere maruz kalmış ya da kişilerin vücut bütünlüğünün ihlal edilmiş olmasına, ölüm nedeniyle ağır bir elem, üzüntü duyulması şartına bağlı olmayıp; idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetini gereği gibi eksiksiz olarak sunamaması nedeniyle ilgililerin yeterli hizmet alamamalarından dolayı üzüntü ve sıkıntı duymaları da manevi zararın varlığı ve manevi tazminatın hükmedilmesi için yeterli bulunmaktadır. Manevi tazminat, mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, manevi tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın zenginleşmeye yol açmayacak ve idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu olayda, yoğun terleme ve sırt ağrısı ile hastaneye başvuran hastanın, nöbetçi pratisyen hekim ve nöbetçi genel cerrahi uzmanı tarafından EKG tetkikinin istenildiğinin hasta dosyasında kayıtlı olduğu, Mahkeme tarafından bu tetkikin istenilmesine rağmen idare tarafından Mahkemeye sunulamadığı, davalı yanında müdahil Dr. ... tarafından tetkikin hasta tarafından alınmış olabileceği ileri sürülmekte ise de, bu iddianın somut olarak ortaya konulamadığı gibi hasta kayıt ve tetkiklerinin tutulması ve muhafazasının davalı idarenin sorumluluğunda bulunduğu, olayda sağlık hizmetinin bu yönüyle eksik ve kusurlu işletildiği açıktır.
Kalp ve damar hastalığı sonucu yaşamını yitirdiği otopsi raporuyla sabit bulunan davacılar yakınının ölümünün, idarenin kusuru sonucu meydana gelip gelmediğinin EKG kayıtlarına ulaşılamaması nedeniyle tespit edilemediği, başka bir ifadeyle ölüm ile sağlık hizmeti arasında illiyet bağının kurulamadığı dikkate alındığında; Bölge İdare Mahkemesince somut olay nedeniyle hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğu ve benzeri olaylarda hükmedilen manevi tazminattan yüksek belirlenmesini gerektiren farklı veya özel bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesince takdir edilen manevi tazminat miktarı fazla bulunduğundan, manevi tazminatın amaç ve niteliği (zenginleşme aracı olamayacağı ve ölçülülük ilkesi gözetilerek makul düzeyde belirlenmesi gerektiği) dikkate alınarak hükmedilecek manevi tazminat tutarının yeniden belirlenmesi gerekmekte olup, 205.000,00 TL manevi tazminat isteminin kabulü yönündeki Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacıların tazminat istemi ile yaptıkları başvurunun reddine dair işlemin de iptalini talep ettikleri ve Mahkeme tarafından bu istem hakkında herhangi bir karar verilmediği görülmüş olup, Bölge İdare Mahkemesince bozma üzerine yeniden verilecek kararda bu hususun da değerlendirilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 10/06/2021 tarihinde kesin olarak oy çokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Uyuşmazlıkta, yoğun terleme ve sırt ağrısı ile hastaneye başvuran hastanın EKG tetkikinin istenildiği, ancak idare tarafından dosyaya bu tetkik sonucunun sunulamadığı, tetkikler sonucu ağrı kesici verilerek taburcu edilen hastanın birkaç saat sonra yaşamını yitirdiği, ölümünün kalp-damar hastalığı neticesinde meydana geldiğinin otopsi raporuyla sabit olduğu anlaşılmış olup, kalp-damar hastalıklarının tespit ve tedavisinde EKG tetkikinin hayati öneme sahip olduğu, hasta kayıt ve tetkiklerinin tutulması ve muhafazasının davalı idarenin sorumluluğunda bulunduğu, dolayısıyla olayda sağlık hizmetinin bütünleyici parçası olan kayıtların tutulması ve saklanmasına ilişkin hizmetin eksik ve kusurlu olarak yürütüldüğü, bu itibarla idarenin doğan zarardan sorumlu olması gerektiği açıktır.
Buna göre, davacılar yakınının ölümünün, idarenin kusuru sonucu meydana gelip gelmediğinin EKG kayıtlarına ulaşılamaması nedeniyle tespit edilemediği, başka bir ifadeyle davacıların hak arama özgürlüğünü kullanmalarını sağlayacak delile ulaşamadıkları dikkate alındığında; olayın oluş şekli ve hizmet kusurunun ağırlığı da gözetilerek, hükmedilen manevi tazminatın orantılı ve makul bir miktar olduğu, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyorum.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi