Esas No: 2019/5824
Karar No: 2021/3081
Karar Tarihi: 10.06.2021
Danıştay 8. Daire 2019/5824 Esas 2021/3081 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/5824
Karar No : 2021/3081
Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1- (Davacı) …
Vekili : Av. …
Diğer Davacılar :1- …
2- …
3- …
Vekili : Av. …
2- (Davalı) … Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca karşılıklı olarak temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının düzelterek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava; davacılardan ...'ın sevk ve idaresinde bulunan ... plaka sayılı motosiklet ile 01.12.2008 tarihinde D-100 karayolunda Sakarya- Düzce istikametinde seyir halinde iken Sakarya İli, Hendek İlçesi, Hüseyinşeyh Mevkii'nde köprü menfez çukuruna düşülmesi sonucu eşi ...'ın ölmesi ve kendisinin yaralanması ile sonuçlanan olayla ilgili olarak; idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle ... için; eşinin ölümü sebebiyle 50.000,00-TL ve geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle 25.000,00-TL manevi, tedavi giderleri için ödediği 200,00-TL, işgücü kaybı nedeniyle 25.000,00-TL ve eşinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı olarak 20.000,00-TL olmak üzere toplamda 45.200,00-TL maddi tazminatın (14.07.2014 tarihli miktar artırım dilekçesi ile 299.537,40-TL'ye artırılmıştır.) ...'ın çocukları ..., … ve … için toplam 150.000,00-TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; Mahkemenin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının Danıştay (Kapanan) Onbeşinci Dairesinin 10.01.2017 tarih ve E:2014/337, K:2017/90 sayılı kararı ile manevi tazminata ilişkin kısmının onanması, maddi tazminata ilişkin kısmının ise bozulması üzerine bozma kararına uyularak davacı ...'ın maddi tazminat isteminin 120.014,90-TL'lik kısmının kabulü ile 179,522,50-TL'lik kısmının reddine, maddi tazminatın 45.200,00-TL'lik kısmı için davalı idareye başvuru tarihinden (25.05.2009) itibaren, artırılan 74.814,90-TL'lik kısmı için ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 13.12.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Anılan karar davacı ... ve davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu kararın 120.014,90-TL tutarındaki maddi tazminatın 45.200,00-TL'lik kısmı için davalı idareye başvuru tarihinden (25.05.2009) itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, 179,522,50-TL'lik maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının incelenmesi:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi ile İdare Mahkemesi kararının anılan kısmının onanması gerekmektedir.
Temyize konu kararın ıslah dilekçesiyle arttırılan maddi tazminat miktarına işletilen yasal faize ilişkin kısmına gelince;
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinde yazılı nedenlerin bulunmasına bağlı olup; temyiz incelemesi sonunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise kararın düzeltilerek onanmasına karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 4. maddesi ile ''Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir'' cümlesi, aynı Kanunun 5. maddesi ile de 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak ''Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır. '' cümlesi eklenmiştir.
İdarenin işlem, eylem ve faaliyetleri nedeniyle uğranılan zararların tazmini için açılan davalarda; eksilen ya da yoksun kalınan maddi değerin zaman içinde gecikmesi, bu gecikmeden doğan zararın telafisi için hükmedilecek maddi tazminata 3095 sayılı Kanun uyarınca faiz yürütülmesini gerekli kılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde; idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması ilkesi benimsenmiştir. Nitekim bu durum, Danıştayın yerleşik içtihatlarıyla da kabul edilmiştir.
Dava şartı olan ön karar için idareye yapılan başvuruda ihlal edilen hakkın yerine getirilmesinin istenilmesi esas olup, idare ile işin esasında ihtilafa düşüldükten, başka bir ifadeyle, tazminatın ödenmesi istemiyle idareye yapılan başvuru üzerine, bu istemin idare tarafından açıkça veya zımnen reddi üzerine, idarenin, tazminat istemi karşısında direnmeye (temerrüde) düşürüldükten sonra davacının tazminat miktarını dava açarak talep edebileceği, açılacak davada talep edilecek tazminat miktarının serbestçe tayinine hukuki bir engel bulunmamakla birlikte, talep edilecek tazminat miktarının yüksek tutulması durumunda davacının talep ettiği tutar ölçüsünde ödemek zorunda kalacağı ve bu tür davalarda nispi olarak belirlenen yargılama harçlarının da yüksek olacağı, bunun da mahkemeye erişim hakkını kısıtlayacağı açıktır.
Yapılan bu açıklamalar karşısında, uğranılan zararın gerçek miktarının Mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda net bir şekilde ortaya çıkması durumunda, ortaya çıkan bu gerçek zararın tamamının tazmini amacıyla verilen miktar artırımına (ıslah) ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp, mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa, bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu sonucuna varılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacının 25.05.2009 tarihinde davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'ne başvurarak anılan idareyi bu tarih itibarıyla temerrüde düşürdüğü, davalı idarece tazminat isteminin kabul edilmemesi nedeniyle 45.200,00-TL maddi tazminatın ödenmesi istemiyle açılan davada, meydana gelen zararlarının tespiti amacıyla İdare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilen ve davacı tarafından ıslah edilen bu yeni zarar miktarının, davacının, olay tarihi veya idareye başvurma tarihi veya dava tarihi itibarıyla elde etmek istedikleri gerçek zararları olduğu açıktır.
Bu durum yukarıda aktarılan hususlarla birlikte değerlendirildiğinde, esasen davacının ilk dava açarken yüksek oranlı yargılama harçları vb. nedenlerden dolayı tazmini isteminde bulunduğu bedel dava dilekçesinde düşük belirtilmiş ise de, davacının tazminine karar verilmesi konusunda gerçek iradesini yansıtan miktarın, ıslah ile arttırılan gerçek zararları olduğunun, bu gerçek zararın, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi veya ıslah dilekçesinin verildiği tarihte değil, esasen olay tarihinde ya da idarelere başvuru tarihinde ortaya çıktığı, ancak, davacı tarafından miktarı tam olarak bilinemediğinden ve tespit edilemediğinden dava açılırken talep edilemeyen bir zarar olduğunun kabulü, bu kabul doğrultusunda da ıslahla arttırılan ve Mahkemece kabul edilen dava değerine davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün temerrüde düştüğü idareye başvurma tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, davacı tarafından Mahkeme kaydına 14.07.2014 tarihinde giren miktar artırım dilekçesi ile arttırılan maddi tazminat talebinin Mahkemece kabul edilen 74.814,90-TL'lik kısmının ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 13.12.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiş ise de; arttırılan ve kabul edilen tazminat miktarına (74.814,90-TL) da davalı idarenin temerrüde düşürüldüğü başvuru tarihinden (25.05.2009) itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinden bu kısma ilişkin kurulan hükmün düzeltilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi ile, kararın, 120.014,90-TL tutarındaki maddi tazminatın 45.200,00-TL'lik kısmı için davalı idareye başvuru tarihinden (25.05.2009) itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, 179,522,50-TL'lik maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının onanmasına, hükmedilen 74.814,90-TL tutarındaki maddi tazminata ilişkin kısmının ise davalı idareye başvuru tarihinden (25.05.2009) itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı tarafından davacı ...'a ödenmesi şeklinde düzeltilerek onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.